24 Ağustos 2013 Cumartesi

9. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Sayfa 60 dan 76 ya Kadar Sorular ve Cevapları

Sayfa 60)
1)dört birimden oluşmuştur
3)akşam yine akşam yine akşam
göllerde bu dem bir kamış olsam

69 hazırlık
1 )kökler ağaçlar için önemli organlardır çünkü ağaçların hayat kaynağı can damarı kökleridir ağacın kökü kurursa ağaçta kurur
2)değiştirilirr örneğinn armut ağacınaa elma aşısı yapılırr genleriyle oynanılır elma meyve verir
3) kelimeler kök halinde bulunur veya köklere bazı eklerin eklenmesiyle oluşur
4)oluşurr
5)dildeki gelişme ve değişme dilin canlı bir varlık olmasının kanıtıdır
1.Etkinlik
Heves=isim kök
Bil=fiil
Göz=isim kök
a p t a l =isim kök
ver=fiil

mastar(-mak,-mek) eki alıyorsa fiil kök tür.Eğer almıorsada İsim kök tür.
Mesela;
Göz-mek olmuyor,isim kök


inceleme
1) heves isim kök
bil fiil
göz isim
***** isim ver fiil
2)ser kök
gi yapım eki
le çekim eki
5)çiçek basit
ayırtılmış türemiş
doksan basit

etkinlik 2
isimden isim yapan kitap-çı arka-daş
fiilden isim yapan kaç-ak uy-um
fiilden fiil yapan anla-t
isimden fiiil yapan baş-la
3 etkinlik
sırayla yasıorum
doğru
göz
git
yarat
inan
ağla
yaş
dar
garip
tembel
süz
dinle

sözcüğün türetilen yeniş sözcükler arasında bir ilişki vardır çünkü kökün üstüne ekler eklenerek yapılır

etkinlik 4)
dil birimleri ekleri sözcüklere yeni anlam katar sözcük üretir

sayfa 71
6.etkinlik
basit kelimeler su,çabuk,adam,bardaklarıı,erke kler,kadıni ihtiyarı,kadına…türemiş kelimeler:boyacısı,satan,boyal ı,şekerci,iziznli,sa ygılı,parl atıp,ıslanıca,boyama,işlem,tut ku,
birleşik kelimeler:ayakkabı ,cumartesi

sayfa71
7. etkinlik
yapım eki almış kelimeler:ıslanınca,boyama,tut ku,işlem,boyacı,izin li,şekerci,yenmiş,
çekim eki almış kelimeler:bardaklarını,erkekle r,ihtiyarı,kadına,ış ıdı,askerler,ediyorlardı,kişil eri
yapım-çekim eki almış kelime:durmadan,üstünde,işleml erine

Sayfa 74
12.Etkinlik
aldığını=al Fiil Kökü - dığ Fiilden isim yapım eki -ı isimden isim yapım eki -n i.i.y.e - ı i.i.y.e
bakıştır=bak fiil kökü -(ı)ş fiilden fiil yapım eki - tır fiilden fiil yapım eki
morar=mor isim kökü -ar isimden fiil yapım eki
okuttur=oku fiil kökü -t fiilden fiil yapım eki -tur fiilden fiil yapım eki
bak(ı)m=bak fiil kökü -(ı)m fiilden isim yapım eki
izlettir=iz isim kökü -le isimden fiil yapım eki -t fiilden fiil yapım eki -tir fiilden fiil yapım eki
uç(u)rtma=uç fiil kökü -(u)r fiilden fiil yapım eki -t fiilden fiil yapım eki -tir f.f.y.e
eklemeli=ek fiil kökü -le fiilden fiil yapım eki -me fiilden fiil yapım eki -li fiilden isim y.e
bul(u)ndur=bul fiil kökü -(u)n fiilden fiil yapım eki -dur fiilden fiil yapım eki
sık(ı)lgan=sık fiil kökü -(ı)l fiilden fiil yapım eki -gan fiilden isim yapım eki
sayfa 76:
1-Y,D,D
2-C

ÖSS de çıkmış cografya soruları

nüfus soruları
1. Aşağıdaki kentlerimizin hangisindeki nüfus artışı, Karadeniz Ereğlisi'ndeki nüfus artışından farklı bir nedene bağlanabilir?

A) Batman B) Kırıkkale C) Akhisar

D) Karabük E) İskenderun
(1982 - ÖSS)


Karadeniz Ereğlisi ülkemizin ağır sanayi tesislerinden demir-çelik fabrikasının bulunduğu bir ilçemizdir. Sanayiye bağlı olarak nüfusu artan bir kenttir. Benzer durum Kırıkkale, Karabük ve İskenderun'da da görülür. Buralarda da demir-çelik sanayisi bulunmaktadır. Batman'da ise petrol rafinerisine bağlı olarak nüfus artmaktadır. Akhisar bir tarım kentidir. Nüfus artışı bu yönüyle diğerlerinden farklı olur.



2. İç Anadolu Bölgesi'nin, Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerine göre daha az nüfuslanmış olmasında aşağıdakilerden hangisi önemli bir etken değildir?

A) Yağışların yetersizliği
B) Kışların uzun ve sert oluşu
C) Ulaşım güçlükleri
D) Ürün çeşidinin azlığı
E) Gelir kaynaklarının sınırlı oluşu

(1983 - ÖSS)


İç Anadolu Bölgesi'nde kışlar uzun ve sert geçer. Yağışlar yetersiz, ürün çeşidi azdır. Buna karşın geniş düzlüklere sahiptir. Dolayısıyla ulaşım, yerleşme vb. güçlük çekilmez.



3. Nüfus yoğunluğu, A ilinde 45, B ilinde 60, C ilinde 75 tir.
Buna göre, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) C ilinin nüfusu A ve B ilinden fazladır.
B) C ilinin her yerinde nüfus yoğunluğu aynıdır.
C) Nüfusu en az olan il A dır.
D) Her üç ilin nüfusu da birbirine yakındır.
E) Yoğunluk tek başına nüfus sayısını göstermez.

(1984 - ÖSS)


Nüfus yoğunluğu toplam nüfusun, yüz ölçümüne bölünmesi sonucu bulunur. Oysa soruda sadece yoğunluk verilmiş olduğundan ve toplam nüfusla yüz ölçümü verilmediğinden merkezlerin nüfusu hakkında birşey söylenemez.



4. Aşağıdakilerden hangisi, bir yerleşim merkezinin büyümesinde en az etkilidir?

A) Ticaret B) Endüstri C) Maden

D) Mimari E) Turizm

(1985 - ÖSS)


Bir yerleşim merkezinin büyümesinde endüstri, maden, turizm ve ticaretin önemli rolü görülür. Mimarinin rolü en azdır.



5. 1935 ile 1970 yılları arasında Türkiye'de köy nüfusu %70, şehir nüfusu ise %233 artmıştır.
Şehir nüfusundaki hızlı artış, daha çok aşağıdakilerden hangisine bağlanabilir?

A) Doğum oranının yüksek olmasına
B) Evli nüfusun fazla olmasına
C) Çocuk ölümlerinin az olmasına
D) Göçle gelenlerin çoğalmasına
E) Ortalama ömrün uzun olmasına

(1985 - ÖSS)


1935 - 1970 yılları arasında kent nüfusunun % 233 oranında artmasına karşın köylerimizde % 70'lik artışın görülmesi, kent nüfusunun göçlerle arttığını kanıtlar. Gerçekten de kırsal alanlardan kentlere doğru hızlı bir göç görülmektedir.


6. Aşağıdakilerden hangisi, bir yerleşme biriminin köy ya da kent sayılmasında bir ölçü olamaz?

A) Coğrafi konumu
B) Konut sayısı
C) Nüfusu
D) Ekonomik etkinlikleri
E) İdari yapısı

(1987 - ÖSS)


Bir yerin köy veya kent sayılmasında nüfus, ekonomik etkinlik, idari yapı ve konut sayısı ölçü olabilir. Coğrafi konum ölçü olamaz.



7. Bir yörede nüfus artışları, iş olanaklarının artışıyla sıkı bir ilişki içinde ise bu yöredeki nüfus artışında aşağıdakilerden hangisinin payının en büyük olduğu söylenebilir?

A) Konut yapımının hızlanmasının
B) Doğumların artmasının
C) **ümlerin azalmasının
D) Çevreden olan göçlerin çoğalmasının
E) Düzenli ulaşım ağına sahip olmasının

(1988 - ÖSS)


Bir yerde iş olanaklarındaki artışa paralel olarak nüfus da artıyorsa, nüfus artışının temel nedeni göçlerdir.



8. Ekvatoral kuşakta And dağları, Aşağı Amazon bölgesine oranla yerleşmeye daha elverişlidir.
Bu durum, iki bölgenin hangi bakımdan farklı olmasının bir sonucudur?

A) Denize yakınlık B) İklim

C) Yer yapısı D) Ulaşım imkanları

E) Yer altı kaynakları
(1990 - ÖSS)

11. sınıf felsefe ders kitabı 32. sayfa cevapları

sayfa 32:
1)herşeyin doğru ifade edilmesi,dolaylı değil doğrudan anlatılmsı gerek
3)asıl hayatımızda düzene koyduğumuz kurallarlatespit ederiz

10. sınıf trigonometri çarpım ve toplam dönüşümleri

Çarpım toplam dönüşümleri :

2 .cos A. cos B = cos(A + B) + cos(A - B)
2 .sin A .sin B = -cos(A + B) + cos(A -B)
2 .sin A. cos B = sin(A + B) + sin(A -B)
2 .cos A .sin B = sin(A + B) - sin (A -B)

10. sınıf kimya ders kitabı 132 136 139 141 142 sayfa cevapları

1=)

Girenler:

2H2 'nin yükü = 0 ( elementel durumda olduğu için )
02'nin yükü = 0 ( elementel durumda olduğu için )

Çıkanlar:

2H'nin yükü = 1
O'nun yükü = -2

2=)

Girenler:

2Na'nin yükü = 0
Cl2'nin yükü = 0

Çıkanlar:

Na'nın yükü = +1
Cl'nin yükü = -1

3=)

Girenler:

Mn'nin yükü = +1
O4'ün yükü = -2
5SO2'nin yükü = -2
h2'nin yükü = 1
O'nun yükü = -2

Çıkanlar:

2Mn'nin yükü = +2
S'in yükü = +6
O'nun yükü = -2
K='nın yükü = +2
S'in yükü = +6
O4'ün yükü = -2
2h2'nin yükü =+1
O4'ün yükü = -2

burdan girenler ve çıkanları karşılaştırarak eğer yükselmişse :'' yükseltgen ( indirgen madde ) '' olur ; azalmışsa : '' indirgen ( yükseltgen madde ) '' olur.



5=)

Girenler:

fe'nin yükü = -3
O'nun yükü = +2
3CO'nun yükü = -2

Çıkanlar:

Fe'nin yükü = 0
3CO2'nin yükü = -2

6=)

Girenler:

Zn'nin yükü = 0
Cu'nun yükü = +2
s04'ün yükü = -2

Çıkanlar:

Cu'nun yükü = 0
SO4'ün yükü = -2
Zn'nin yükü = +2

10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 28. sayfa cevapları

SAYFA 28:
1- 1. koşuk: bahar
2. koşuk: zafer(savaş)
3. koşuk: ayrılık(vefasız sevgili)
2- a)
1. koşuk: -şıp, -şip: redif
2. koşuk: -uldı: redif
3. koşuk: -dım, -dim: redif
b) ölçü: 7li hece ölçüsü, kalıp: 4+3
3- deyimler:
- yüz yüze gelmek
- hayretler içinde kalmak
- yerden bitmek
- kurulmak
- ekin biçmek

9. sınıf matematik kitabı 57. sayfa cevapları

1. Soru

s(A)=13 s(B)=9 ve s(anb)=5 ise

s(AVB) = 13+9-5=17 Olarak Bulunur.

2.soru

10+7=17 ise

17-1=16 dır.

3. Soru

(AnB)=6 ise bu kesişimleri demek kesişimde ortak anl***** gelir. birleşim de 16 ise DÜşünme Yeteneginizi devreye sokarsanız B 12 Olursa 6 SI Ortak 6 Kalır a da 10 sa aVb 16 olur.

Yani Sorumuzun Cevabı B= 12

4. Soru

BAsket x

masa tenisi 2x

2x+x+5=20

3x=15

x=5

9. Sınıf Dil ve Anlatım Dersi Kitabı Sayfa 3 ten 9 a Kadar Cevaplar

Sayfa 3=soru 2)tarih önesi devirlerde bu şekiller yazı olarak kullanılırdı.İnsanlar bu şekillerle birbirlerile iletişim kurarlardı…

sayfa 4=soru 1)metne göre iletişim iki kişi arasındaki her türlü anlam alışverişine denir
soru 4)Dille gerçekleştirilen iletişim hem sözlü hem de yazılı olarak gelecek nesillere aktarılmak için saklanabilir.Bu sebepten dolayı dille gerçekleştirilen iletişim diğer iletişimlerden daha da gelişmiştir

sayfa 5=çünkü insanların aralarındaki sorunlarını çözebilmesi için
çünkü insanların düşüncelerini birbirlerine aktarması için
çünkü çağımızı modernleştirmek için
çünkü kültürümüzü geliştirmek için

Sayfa 6=4.etkinlik)gönderici=babam,i leti=bilgisayarıkapa ttın mı,kanal=sözlü,alıcı=çocuk,dön üt=evet,bağlam=ev ortamı

sayfa 6,5.etkinlik=gönderici:trafik ışığı
ileti:dur
alıcı:arabalar
dönüt:arabalar durur
bağlam:yol ortamı

sayfa 7,9.etkinlik
oduncu=ağaçlar
çiftçi=hasat zamanı
öğretmen=okulların açılması

10.etkinlik=dil göstergesi:konuşmak
doğal gösterge:bitkiler,havalar,sıca klık


sayfa 8
11.etkinlik=konuşarak karşı tarafa söylemek istediğimizi rahat anlatırız
bakarken yüz mimiklerimiz ve ifadelerimizlede iletişim sağlayabiliriz

sayfa 9
15.etkinlik
kulgak:kulak
kangı:hangi
edgü:etki
kadgu:kaygı

ôLÇME VE DEĞERLENDİRME
1.gönderici:baba ileti:kavga etmemesi dönüt:artık kavga etmeyin
alıcı ğul

10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 84 86 sayfa cevapları

S.84 1 etkinlik
deniz kenarına oturmuş dalgaların kıyıya vuruşunu seyrediyorum.Uzaktan büyük gibi görünen dalgalar köpük köpük noktalıyor yolculuğunu.Tepemde güneş batmaya can atıyormuş gibi karşıma geçiveriyor hızla.Parlaklığı kızıla bırakıyor büyük bir ihtişamla.Artık denizde mavi değil,sereserpe teslim ediyor kendinin güneşe .Dalgaları değil artık yakamozları seyrediyorum bir yaz günü günbatımında
S.86
1.a.simbatın harap bir kaleyi tamir ettirip yerleşmesi,müslümanların dehşet saçmaya başlaması,seyitin yola çıkması,kaleyi dolaşıp gördüğü su deliğinden içeri girmesi anlatılıyor
2.ETKİNLİK
a. battalname ile ilgili olan 8yy.da olusturuluyor fakat 15.yy da yazIya geciyor temasI battal gazinin kahamanlIgI ….. birde battalname metninden sunlar anlasIlIyor gaza ve cihat anlayIsI tarIm ve hayvancIlIkla ugrasIdIgI ve battal gazinin bir tImarlI sipahi olabilicegi
b.Silah yerine kılıç kullanıldığı,kaleler olduğu,cihat ve gaza anlayışı
2.Tarkan ve Cüneyt Arkın filmleri
3-soru
Metnin yapısını oluşturan öğeler:
olay örgüsü,
kişiler,
zaman,
mekan
*Metnin yapısını oluşturan öğeler arasındaki ilişki:
_Metnin yapısını oluşturan öğeler arasında organik bir bağ vardır.Yaşanan olay belli bir zamanda, belli bir mekanda kahramanlar arasında yaşanır.
Metne bir bütünlük kazandıran olay örgüsünün meydana gelmesini sağlayan yönde budur.

2009-2010 Aio Kayıt Yenileme Tarihleri

aioAçık İlköğretim Okulu'nun 2009-2010 Öğretim Yılı I. dönemi ile ilgili Kayıt Yenileme işlemi 6 Temmuz 2009 Pazartesi günü başlayacaktır.
Kayıt yeniletecek öğrencilerimizin belirtilen tarihten itibaren Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir. I. Dönem için kayıt yenilemeler 31 Temmuz 2009 Cuma günü sona erecektir.


AÇIK İLKÖĞRETİM OKULU 2009-2010 ÖĞRETİM YILI

1. DÖNEM KAYIT YENİLEME İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

1.Aktif (Halen okula devam eden öğrencilere denilmekte ) ve Donuk öğrencilerin (öğrenime bir dönem ve daha fazla ara veren öğrencilere denilmekte ) 1. dönem Kayıt yenileme işlemleri 06 – 31 Temmuz 2009 tarihleri arasın da yapılacaktır.
2.Belirtilen tarihler arasında kayıt yenileme işlemi yapanlar, 11 Ekim 2009 tarihinde yapılacak 1. dönem sınavlarına katılacaklardır. Bu tarihte sınava girmek için kayıt yenileme işlemini zamanında yapmayanların talepleri dikkate alınmayacaktır, bu durumda olanlar bir sonraki dönem için kayıt yeniletebileceklerdir.
3.Kayıt yenileme ücreti 20 (YİRMİ)YTL olarak belirlenmiştir. Ayrıca öğrenciler, Kayıt Yenileme işlemini gerçekleştiren Halk Eğitimi Merkez Müdürlüklerinin Okul Aile Birliği hesaplarına 5 (BEŞ) YTL yatıracaklardır.
4.Kayıt ücreti Ziraat Bankası, Halk Bankası veya Vakıflar Bankasının herhangi bir şubesine T.C.Kimlik numarası bildirilerek yatırılacaktır. Banka dekontunu Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne teslim etmeyen öğrenciler kesinlikle sınavlara alınmayacaktır.

10. sınıf türk edebiyatı dersi 1. dönem 1. yazılı soruları ve cevapları

Sorular:

1- Sözlü edebiyat döneminde şairlere verilen isimleri yazınız.

2- Roman, koşuk, kaside edebi türlerinin edebiyatımızın hangi dönemlerine ait olduğunu karşılarına yazınız.

3- “Safahat, Savaş ve Barış, **ü Canlar, Esir Şehrin İnsanları, İki Şehrin Hikayesi” eserlerinin yazarlarını karşılarına yazınız.

4- Edebiyatımızdaki ilk psikolojik ve edebi romanları yazarlarıyla birlikte yazınız.

5- Sözlü edebiyat ürünlerimizden “koşuk,sagu,sav” ın İslami devir edebiyatımız ve halk edebiyatımızdaki karşılıklarını yazınız.

6- Göktürklere ait destanları yazınız.

7- Karvı çuvaç kuruldı
Tugum tiklip uruldı
Süsi otun oruldı
Kançuk kaçar ol tutar
Yukarıdaki koşuğun varsa rediflerini bularak kafiyelerini yazınız.

8- “ Sazlıklarda sessizce süzülürken kayıklar
Ay sularda bir hasta kadın gibi sayıklar”
Şiirdeki edebi sanatı bularak açıklamasını yazınız.

9- Edebiyat kavramını kısaca açıklayınız.

10- Şair ve yazarları dönemlerindeki tarihi olaylardan bağımsız düşünebilir miyiz? Neden?

Not: Yazım ve imla kurallarına uyunuz. Her sorunun tam ve doğru cevabı 10 puandır.
Başarılar dilerim.


Cevaplar:

1 - Sözlü edebiyat döneminde şairlere;Şam,şaman,kam,baskı isimleri veriliyordu.Bu kişiler sığır,yuğ ve şölen törenlerinde kopuz sazı eşliğinde şiirler okurlardı.

2 - Roman:Tanzimat edebiyatı
Koşuk: Sözlü edebiyat
Kaside: Divan edebiyatı

3- Safahat: Mehmet Akif ERSOY
Savaş ve Barış: Tolstoy
**ü Canlar: Gogol
Esir Şehrin İnsanları:Kemal TAHİR
İki Şehrin Hikayesi: Charles Dickens

4- İlk Psikolojik Roman : Eylül – Mehmet RAUF
İlk Edebi Roman: İntibah – Namık KEMAL

5- Koşuk : Koşma , Sagu : Ağıt , Sav : Atasözü

6- Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı

7- “uldı” lar redif , “r” ler yarım kafiye

8- Kişileştirme: Ayın sayıklaması , Benzetme: Ay hasta bir kadına benzetilmiş.

9- Edebiyat: Duygu,düşünce ve hayallerin söz veya yazı ile edebi şekilde ifade edilme sanatıdır.

10- Düşünülemez; çünkü yazar ve şairler yaşadıkları dönemlerdeki tarihi olaylardan etkilenirler ve bu olayları eserlerinde yansıtırlar.

12. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 10. ve 11. sayfa cevapları

SAYFA 10

sayfa 10 etkinlik:dil;sade ve akıcıdır.zevk anlayışı;özentilikten kurtulmuş bir şekildedir.


-----------
SAYFA 11

Sezgicilik

6. Sınıf Türkçe dersi Ses Olayları (5 Soru - Alıştırma )

1)Aşağıdaki harflerden hangisi ünsüzdür?
A)a
B)e
C)i
D)m
2)Aşağıdaki harflerden hangisi kendi başına hece-sözcük oluşturamaz?
A)a
B)o
C)b
D)e
3)Aşağıdaki harflerden hangisi sürekli ünsüz değildir?
A)f
B)h
C)p
D)ş
4)Aşağıdaki sözcüklerden hangisinde ünlü düşmesi yoktur?
A)niçin
B)pazartesi
C)cumartesi
D)resim
5)Aşağıdaki sözcüklerden hangisine -(i)mtırak eklenirse büyük ünlü uyumu bozulur?
A)kırmızı
B)sarı
C)yeşil
D)acı

Cevaplar:
1)D
2)C
3)C
4)D
5)C

Osmanlı İmparatorluğu'nun Tarihi - 1

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=9LEBwmOW0jA&fs=1&hl=en_US]

Osmanlı imparatorluğunun tarihini anlatan güzel bir belgesel,Osmanlı imparatorluğunun tarihini anlatan güzel bir video.

9. sınıf biyoloji ders kitabı 248. sayfa cevapları

248.Sayfa

Yatay 2.çevre 6.hava kirliliği 7.ötrofikasyon 10.erozyon 12.geri dönüşüm 13.küresel ısınma
Düşey 1.su kirliliği 3.ekoloji 4.biyolojik birikim 5.rasyasyon 8.sera etkisi 9.toprak 11.yangın

Osmanlı İmparatorluğu'nun Tarihi - 3

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=Updt55wcExM&fs=1&hl=en_US]

Osmanlı Devleti tarihini anlatan detaylı bir belgesel.

11. sınıf coğrafya kitabı CANLILARIN YERYÜZÜNDE DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

CANLILARIN YERYÜZÜNDE DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER



A- DOĞAL FAKTÖRLER:

1-İKLİM: iklim şartları, sıcaklık, yağış, güneşlenme süresi, rüzgârlar, nemlilik gibi elemanların gösterdiği özellikleri ile etki eder.

a- Sıcaklık: Her bitki türünün ideal şartlarda gelişebileceği veya uyum sağlayabileceği bir sıcaklık ort***** ihtiyaç vardır. Sıcaklığın çok düşük olduğu veya yetersiz olduğu yerlerde veya da çok aşırı olduğu yerlerde bitkiler yetişemez. İdeal sıcaklık şartlarının dışına çıkıldığında bitki türleri değişerek yerini diğer türlere bırakır. Ayrıca bitkilerin don olayına dayanıklı olup olmamaları da önemli etkidir. Birçok bitki türü için sınırlayıcı en alt ve en üst sıcaklıklar 40º C ile - 40º C arasıdır. 8ºC sıcaklık büyüme dönemi başlangıcı için gerekli sıcaklıktır.

Her bitkinin de sıcaklık isteği ve soğuğa karşı dayanıklılığı farklıdır. Bu özellik bitkilerin sıcaklık kuşaklarına göre dağılımına neden olur.

Belli bir yükseltiden (bitki örtüsü üst sınırı) ve belli enlemlerde (enlem sınırı) sonra bütün bitkilerin ortadan kalkması da sıcaklığın bitki örtüsünün dağılışına etkisidir. Doğal bitki örtüsünün ekvator ile kutuplar arasında geniş ve iğne yapraklılar şeklinde kuşaklar oluşturmaları (enlemin sıcaklığa etkisi) ve bir dağ yamacı üzerinde aynı tür basamaklar oluşturmaları (yükseltinin sıcaklığa etkisine) örnektir.

Bitki türlerinin geniş ya da iğne yapraklı (reçineli) olmaları sıcaklık şartlarına bağlıdır. Yeryüzünde bol sıcaklık ve nem şartlarının görüldüğü ekvatoral bölgede en kısa sürede en gür bitkiler yetişmektedir.
Bitkilerin hayatlarını sürdürebilmeleri su ihtiyaçlarını karşılamalarıyla ilişkilidir. Bitkiler ihtiyacı olan suyu yağış, hava ve toprak neminden elde eder.


b- Nemlilik ve Yağış:
Bitki örtüsü dağılışı yağış dağılışına paralellik sunar. Yağışın çok olduğu yerlerde gür ormanlar yer alırken, azaldığı yerlerde orman seyrelir, daha azalınca yerini bozkır alır. Su miktarı belli bir oranın altına düşünce bitkilerin yaşamsal faaliyetleri sona erer.

Yağışların düzenli olmadığı ve miktarının 250 mm nin altında indiği alanlarda(çöllerde) yüzey ya tamamen çıplak ya da kuraklığa aşırı derecede dayanıklı bitkiler kaktüs ve çalılıklarla kaplıdır. Sıcaklığın bütün yıl 0 derecenin altında kaldığı ve bitkilerin topraktan su almadığı yerlerde soğuk buz çölleri ise hiçbir bitki görülmez.

Yağışın miktarı kadar rejimi de önemlidir. Yağışın düzenli olduğu iklim kuşaklarında(Ekvatoral, ılıman okyanus, Karadeniz iklimi) gür orman örtüsünün geliştiği gözlenir. Yağışların belli mevsimlerde toplandığı yılın bazı mevsimlerindeki kuraklığın belirgin olduğu iklim kuşaklarında ise otsu bitkiler ya da kurakçıl ağaçlar yaygınlaşır.

Örnek: Aynı miktarda yağış alan Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında farklı ormanlar görülür.

Genel olarak sıcaklığın fazla yağışın çok olduğu alanlarda canlı türleri daha fazladır. Hayvanların dağılımı da bitkilere uygundur.




2- YERŞEKİLLERİ: Dağ kuşakları boyunca yükselti, bakı eğim, dağların uzanışı, arazinin yarılma durumu, drenaj durumu v.b. yatay ve dikey doğrultuda değişmesi farklı yerel şartların oluşmasına neden olarak farklı özellikte bitkilerin yetişmesine ortam hazırlamaktadır.

a- Yükselti: Yükselti yağışın artmasına, sıcaklığın azalmasına neden olur. Bu yüzden sıcaklık ve su isteği farklı olan bitkiler dağlar boyunca yükseltiye göre basamaklar oluşturur. Yükseklere doğru çıkıldıkça yüksek enlemlere doğru gidiliyormuşçasına bitki örtüsü değişmektedir. Yani yüksek enlemlerin bitki örtüleri alçak enlemlerin yüksek sahalarında yaşam alanı bulabilmektedir. Not: Yüksekliğin 100m artması, yaklaşık ekvatordan 100 km uzaklaşmaya denk gelmektedir.




Örnek: Kuzey Anadolu dağlarında 1000- 1200 m’ ye kadar geniş yapraklı ormanlar, 1000- 1500 m arası karışık ormanlar, 1500 m den sonra iğne yapraklı ormanlar, 2000 m den sonra ise alpin çayırların yer alamsı yükselti sonucudur. Toroslarda 1000m’ye kadar, kuraklık isteyen Kızılçam ormanları yetişirken, daha sonra soğuğa dayanıklı sedir ormanları görülmesi de buna örnektir.

b- Bakı: Dağlık sahalarda dağların kuzeye ve güneye bakan yamaçları ile denize ve içeri bakan yamaçları farklı sıcaklık ve yağış şartları oluşturur. Buna bağlı olarak kuzeyde sıcaklık isteği az olanlar, güneyde sıcak ve güneş ışığını seven bitkiler, denize bakan yamaçlarda gür ormanlar ve yağışı seven bitkiler, içeri bakan yamaçlarda ormanların seyrelmesi ve daha çokta kuraklığa dayanıklı bitkilerin yer alması bakıyla ilgilidir.


NOT:
Yukarıdaki şekilde bakı etkisi ile güneş ışınlarının dağ yamaçlarını geliş özellikleri verilmiştir.Şekil kuzey yarım küre için geçerlidir.Güney yamaçlarda daha çok sıcağı seven bitkiler kuzeye bakan yamaçlarda ise sıcaklık isteği az olan bitkiler yetişir.Deniz kenarlarında ise denize bakan yamaçlar gür ormanlar yağışı seven bitkiler iç kesimlere bakan yamaçlarda ise ormanların seyrelmesi kuraklığı seven bitkilerin yetişmesinde etkili olur.
Örnek: Kuzey Anadolu Dağlarının kuzeyinde aşağıda nemli ve ılıman geniş yapraklı, yukarıda ise iğne yapraklı orman görülür. Aynı dağın güneyinde ise kuraklığa dayanıklı fazla güneş ışığı isteyen kurakçıl bitkiler yetişir.

Kuzey Yarım kürede güneye bakan bir dağ yamacı yaklaşık 20º enlem olarak kuzeydeki sıcaklık şartlarına sahip olabilmektedir.

3-TOPRAK: Bitki ve hayvanlar yaşamak için toprağa ihtiyaç duyarlar. Toprağın fiziksel yapısı ve kimyasal özellikleri nem ve sıcaklık durumu canlılar için önemlidir. Bazı bitkileri beslenme ve kök gelişimi için özel toprak isterler. Bazıları kireçli, bazıları yumuşak kumlu, bazıları volkanik toprakları severler. Bazen de erozyonla üstteki toprağın aşınması sonucu ana kaya ya da ofiyolitlerin yüzeye çıkması bitkilerin yetişmemesine neden olur. Tuzlu topraklarda Fıstık çamı ve sarıçam yetişmez, bunlar kumlu topraklarda yetişir. Örnek, Tuz gölü çevresi tuzlu topraklarda - deniz kıyısındaki bitki türleri yetişebilmektedir.Tuzlu topraklarda yetişen bitkiler diğer topraklarda da yetişmemektedir.

B-BİYOLOJİK FAKTÖRLER:

1-İNSAN: İnsanların endüstriyel ve tarımsal etkinlikleri başta olmak üzere çeşitli faaliyetleri olumsuz sonuçlar doğurmakta, bitki ve hayvan dağılımını etkileyerek bitki dağılım kompozisyonunu değiştirmektedir. Hatta birçok canlının yok olması ve neslinin tükenmesine de neden olmaktadır. İnsanların yaptığı olumsuz etkilerin en önemlilerinden biri de orman tahribatıdır. Nüfus arştı ve şehirleşme de önemli etkiye sahip sonuçlar doğurmaktadır.




Tür kayıpları günümüzde geçmiş e nazaran 1000 ile 10.000 kat arası artmıştır. Ülkemizde kurulan medeniyetler Anadolu’da sürekli aşırı kullanma ile ormanları ve bazı diğer bitki örtülerini çok tahrip etmiştirler. Bunun sonucu olarak Akdeniz’de kızılçam ormanlarının yerini çalı toplulukları almış, İç ve Doğu Anadolu ormanlarının yerini bozkırlar almıştır. Orman sahalarının yol yapımı, sanayi hizmetine açılması, yerleşme alanlarına dönüştürülmesi ile bitki örtüleri yok olmaktadır. Ülkemizin % 73 ‘ü orman olması gerekirken bu alanların oranı tahriple % 26 ‘ya inmiştir. Anadolu’da 3000 yıldır orman tahribi vardır.

İç Anadolu’da – Karaçam—tahrip -meşe- tahrip- bozkır. Karadeniz’de -- orman – tahrip- çalı

Akdeniz’de Kızılçam -- “ -- maki -- “ -- garig

Otlak alanlarının aşırı ve erken otlatma nedeniyle bitki kaybı oluşmakta, hayvanların yemediği dikenli türler ortama hâkim olmaktadır.

2- DİĞER CANLILAR: Bitkiler arası rekabet: İnsanların doğal ortama müdahalesi ile ormanlar bozulmakta, fakir ortamda yağış ve sıcaklık isteği az arsız bitkiler ortama hâkim olmakta ve ortamın asıl unsuru bitkiler rekabeti kaybetmektedir.

9. sınıf kimya dersi 2. dönem 2. yazılı soruları

Soru:1.Aşağıda verilen ismi verilen iyonların formüllerini, formülü verilenlerin isimlerini yazınız?
a) Ag+:.......................... .......
b) NH4+ :............................. .....
c) P-3 :............................. .....
d) CO3-2:............................ .......
e) CIO3-:............................. .....
f) Nitrat iyonu :............................. .....
g) Dikromat iyonu :............................. .....
h) Siyanür iyonu :............................. .....
k) Fosfat iyonu :............................. .....
l) Sülfür iyonu:........................ ..........
Soru:2. Aşağıda ismi verilen bileşiklerin formüllerini yazınız?
a) Sodyum nitrür :.............................
b) Çinko hidroksit:.................... ..........
c) Demir III sülfat :............................. .
d)Alüminyum oksit:........................ ......
e) Amonyum klorür :.............................
f) Potasyum fosfat :.............................
g) Magnezyum karbonat :..........................
h) Gümüş permanganat :...........................
k) Amonyak :............................
l) Civa I sülfür :............................. .

Soru:3.Bileşik formüllerinin yazılmasında dikkat edilecek kuralları yazınız?

1.
2.
3.
4.
5.

Soru:4. Aşağıda formülü verilen bileşiklerin isimlerini yazınız?

a)Ca(ClO3)2:.................. ................
b)P2O5:....................... ............
c)K3PO4 :............................. ......
d)CuO:........................ ..........
e)AlPO4 :............................. ......
f)NH4CN :............................. ......
g)Pb(NO3)2 :............................. ......
h)Li2C2O4:.................... ................
k) N2O4:......................... ...........
l) H2SO4 :............................. ........

Soru:5. Dalton atom modelinin sonuçlarını yazınız?

1.
2.

3.

4.
Soru:6. Atomla ilgili bazı terimleri aşağıdaki X atomu üzerine yazınız?
Soru:7.X ve Y elementleri arasında oluşan iki bileşikten
I.bileşikte7gr X ve 8gr Y
II.bileşikte 14gr X ve 32gr Y birleşmiştir.
Birinci bileşiğin formülü XY ise ikinci bileşiğin formülü nedir?

Soru:8.Aşağıdaki terimlerin tanımlarını karşılarına yazınız?
A) İyon:
B) Değerlik elektron sayısı:
C) İzotop:
D) Sentez:

E) Bileşik:
Soru:9. X2Y bileşiğinde kütlece oranı ’tür. Buna göre X ve Y den oluşan X2Y5 bileşiğinde 14 gram X kullanıldığında kaç gram X2Y5 elde edilir?

Soru:10. Elementlerin özeliklerini yazınız?
1.

2.

3.

4.

5.

11. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 150. sayfa cevapları

Sayfa 150

Anlama ve yorumlama:

1.a)ikinci şiirdeki sade dil ve milliyetçilik teması göstermektedir

b)1. şiir Mithat cemil kuntay, 2.şiir ziya gökalp

2)dönemin siyasi, sosyal ve fikir yapısında bir çalkantı olduğunu ,

devletin varlığıını sürdürmesi için çabaların arttığını gösterir

3)eşitlik ve özgürlük temelinde , sosyal ve güçlü bir hukuk devleti olması gerekir

Ölçme ve değerlendirme:

1)D

Y

D

2)batıcılık

3)ziya gökalp =türkçülük

said halim paşa=islamcılık

abdullah cevdet=türkçülük

12. sınıf kimya yazılı soruları



lise 4 kimya yazılı soruları

Yaş problemleri örnek soruları ve çözümleri

Soru:
Hamza’nın yaşı Ömer’in yaşından 2 fazladır. Remza ise Ömer’den 22 yaş büyüktür. 5 sene sonra Hamza ile Ömer’in yaşları toplamı 14 olacağına göre Remza kaç yaşındadır?



Verilenler:

Hamza Ömer’den 2 yaş büyüktür.
Remza Ömer’den 22 yaş büyüktür.
5 sene sonra Hamza ile Ömer’in yaşları toplamı 14 olacak.





İstenenler:

Remza’nın şimdiki yaşı kaçtır?



Çözüm:


5 sene sonra Hamza’nın yaşı da 5 artar,aynı zamanda Ömer’in yaşı da 5 artar.Ve 5 sene sonra yaşları toplamı 14 olacağına göre 14-10=4. Bu 4 Hamza ile Ömer’in şu andaki yaşlarının toplamıdır.
Hamza Ömer’den 2 yaş büyük olduğuna göre (4-2)/2=1 Ömer’in şu andaki yaşını verir.
Remza Ömer’den 22 yaş büyük olduğuna göre 1+22=23 Remza’nın yaşıdır.

9. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Sayfa 101 den 104 e Kadar Sorular Etkinlikler ve Cevapları

sayfa 101
7.etkinlik:
a.
BELİRTİLİ İSİM TAMLAMALARI:
-benim saçlarım
-havvanın saçları
-halının içi
BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI:
-misafir odamızdaki
-okul kitabım
b. bilmiyorum.
c. bilmiyorum.

8.etkinlik:
BELİRTİLİ İSİM TAMLAMALARI:
-kasabanın omzunda
-kasabamızın sabahları
BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI:
-ayva agacına
-emir dagları
-gümüş rengi
-gökyüzü

sayfa 102
9.etkinlik:
a. bilmiyorum.
b.
SIFAT TAMLAMASI
-bu ugultu
-bu ateş
-akşam havası
-küflü aynalarında
-kırık masalarında
c. bilmiyorum.
ç. bilmiyorum.

10. etkinlik: bilmiyorum.

sayfa 103
11.etkinlik:
BAGLAMA GRUBU
-bilinçli ya da bilinçsiz
-olay ve eylem
-acı ve ıstırap
-başlayan ve biten
-ulaşılamayan ya da ulaşılmakta
b. sıfatları baglamış.

12.etkinlik:
a.
EDAT GRUBU
-onun tarafından sevildigim için
-bir kadın gibi
-o kadar
-egemenligine karşı
b. bilmiyorum.

sayfa 104
13.etkinlik: zaman su gibi geçiyor. hastalandıgı için okula gelmedi. sana göre herşey kolay. tabanca ile iki el ateş ettim. sokaga dogru yürüdü. üç yıl önce okula başladı. hastalandıgından dolayı okula gelmedi.

14.etkinlik:
ÜNLEM GRUBU
-ey fazilet ve nezaketin payı
-ey korku agırlıgından iki büklüm gezmeye alımış zengin-fakir herkes
-ey hicran üzgünü ana
-ey egilmiş esir baş

15.etkinlik: burada seslenme var.

16.etkinlik:
UNVAN GRUBU
-akif efendi
-murat dayı
-imdadın halil

10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 40. sayfa cevapları ve ölçme değerlendirme

SAYFA 41:
Doğal destan ile yapma destan arasındaki benzerlikler:
Her ikisinde de olağanüstü öğeler vardır. Anlatımları liriktir. Topluma yer veren olaylar vardır. Temaları benzerdir. Toplumu eğitmek için yazılır. Manzumdur.
Farklılıklar:
Doğal destan: anonimdir. Belli bir oluşum süreci vardır. Mitolojik öğeler oldukça fazladır. Zamanı belli değildir.
Yapma destan: yazarı bellidir. Belli bir oluşum süreci yoktur. Mitolojik öğeler fazla değildir. Zamanı bellidir.
1-
Tema: kahramanlık, savaş, aşk, halkı ve toplumu derinden etkileyen olaylar ve bu olaylardaki etkili kişiler
Dil ve anlatım: manzume şeklinde yazılır
Mekan: bazen yer isimleri verilirken betimleme yapılır. Bazen de sadece yer isimleri verilir
Zaman: belirsiz bir zaman anlayışı vardır
Olay örgüsü: olağanüstü öğelerle zenginleştirilerek geniş bir olay örgüsü sağlanmıştır
2- bu dönem edebiyatı müzik eşliğinde dile getirilmiştir. Hece ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. Döneme göre dil sadedir. Anonimdir. Dizelerde genel olarak yarım uyak hakimdir. Daha çok aşk, doğa ve ölüm konularını işler.
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- C
2- D
3- E
5- D, Y, Y
6- ilyada
Toplumsal

Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir?

9. Sınıf Üçgende Açı Özellikleri ve Açı Kenar Bağıntıları

Orman Haftası konulu güzel sözler

* Ağaç dikip gölgesinde halkı dinlendirmek gibi,insanın kıyamet gününde hesabına yarar bir erdem yoktur.
Hz.Muhammed

* Bir kimse bir ağaç dikerse Allah, o ağacın meyvesi kadar o kimseye sevap yazar.
Hz.Muhammed

* Ormanımda bir dalı kesenin başını keserim.
Fatih Sultan Mehmet

* Bir ulusun uygarlık düzeyi,üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür.
Franklin Roosevelt

* Ormansız bir yurt, vatan değildir.
Atatürk

* Yeşil görmeyen gözler,renk zevkinden yoksundur.Burasını öyle bir ağaçlandırın ki,kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın.
K.Atatürk

* Çiçekler ağacın gözü, kuşlar dilidir.
Cenap Şehabettin

* Ağaç, geçmişi geleceğe bağlar. Size sabrı öğretir. Beraber yaşamanın, faydalı olmanın zevkini verir.
Marcel Prevast

* Bağa geliniz, yeşil giymiş tabiatı seyrediniz. İçiniz açılır, ruhunuz neşe bulur.
Mevlana

Ormana nasıl haykırırsan öyle karşılık verir. (Fin atasözü)

* Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız. (Türk atasözü)

* Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer. (Türk atasözü)

* Ağaç kökünden yıkılır. (Türk atasözü)

* Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde gelecek kuşaklar serinler. (Çin atasözü)
* Yaş kesen baş keser. (Türk atasözü)

* Ağaç diken, kendinden başkasın) da sevdiğin! gösterir. (Amerikan atasözü)

* Ormansız yurt vatan değildir.

* Ormanlar milli servettir.

* Ormanı korumak, erozyonu önlemek demektir.

* Toprağını kaybetmek istemiyorsan, ormanı yok etme.

* Orman yurdun hem süsü, hem gücüdür.

* Yaş kesen baş keser.

* Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.

* Sana gölge veren ağacı kesme!

* Ormana nasıl haykırırsan,öyle karşılık verir.

* Yol rehbersiz;dağ ormansız olmaz.

* Orman,orman içinde büyür.

* Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde,gelecek kuşaklar serinler.

* Orman,yağmur yularıdır.

* Ağaçsız memleket,duvaksız geline benzer.

* Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız.

* Ağaç diken,kendinden başkasını sevdiğini de gösterir.

* Orman bekçi ile değil, sevgi ile korunur.

* Orman, tarımın sigortasıdır.

* Ağaçlı köyü sel basmaz..

* Ağaç dikmek değil, büyütmek sorundur.

* Ağacın yemişi, o ağacı yetiştirmenin sadakasıdır.

* Uygarlığın temelinde ağaç, çiçek ve yeşillik bulunmaktadır.

Orman Haftası Kutlama Program Taslağı

Sevgili öğretmenlerim ve değerli arkadaşlarım;

Her yıl 21-26 Mart tarihlerinde “Orman Haftası” kutlanmaktadır.Biz de ...İlköğretim Okulu olarak bu haftayı kutlamak için toplanmış bulunuyoruz.

-Şimdi sizlere günün anlam ve önemini belirten konuşmayı ...yapacaktır.

•Sana gölge veren ağacı kesme!
•Yol rehbersiz,dağ ormansız olmaz.

-Şimdi sizlere .. sınıfından ... arkadaşımız “Ağaca Övgü” adlı şiiri okuyacaktır.

•Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer.

•Orman,orman içinde büyür.

-...sınıfından ...arkadaşımız sizlere “Orman” adlı şiiri okuyacak.

•Çiçekler ağacın gözü,kuşlar dilidir.

-... sınıfından ... arkadaşımız sizlere “Ağaç Diyor Ki” adlı şiiri okuyacak.

•Ormansız yurt,vatan değildir.

-Şimdi “Ağaçlarımız” adlı şiiri ... sınıfından ... arkadaşımız okuyacak.

•Orman yurdun baştacıdır.

-Şimdi sizlere... sınıfından Oğuzhan ... arkadaşımız “Orman” adlı şiiri okuyacaktır.

•Bakarsan bağ,bakmazsan dağ olur.

-”Orman ” adlı şiiri ...sınıfından ... okuyacak.

•Orman milli servettir.

-...sınıfından ... ve 4...sınıfından ... arkadaşlarımız,orman ile ilgili özlü sözleri sizlere okuyacaklar

Yaş kesen,baş keser.
Sana gölge veren ağacı kesme!
Ormana nasıl haykırırsan,öyle karşılık verir.
Yol rehbersiz;dağ ormansız olmaz.
Orman,orman içinde büyür.
Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde,gelecek kuşaklar serinler.
Orman,yağmur yularıdır.
Ağaçsız memleket,duvaksız geline benzer.
Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız.
Ağaç diken,kendinden başkasını sevdiğini de gösterir.

Ağaç dikip gölgesinde halkı dinlendirmek gibi,insanın kıyamet gününde hesabına yarar bir erdem yoktur. Hz.Muhammet


Yeşil görmeyen gözler,renk zevkinden yoksuldur.Bu rasını öyle ağaçlandırın ki,kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın. ATATÜRK
Çiçekler ağacın gözü,kuşlar dilidir.
Bir ulusun uygarlık düzeyi,üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür.
Cenap ŞEHABETTİN

Orman haftası ile ilgili hazırlamış olduğumuz program burada sona ermiştir.Bizi dinlediğiniz için çok teşekkür ederiz.

Ehliyet yenileme için gerekli belgeler

1.Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne hitaben yazılmış dilekçe.
2.Nüfus cüzdanı fotokopisi ve aslı
3.Daha önceki belgesinde mevcut değil ise, kan grubu belgesi
4.İki adet fotoğraf
5.Eski Sürücü belgesi.
6.Kimlik değişikliği var ise değişikliği belirtir belge, (Evlenme cüzdanı veya boşanma ilanı fotokopisi)
7.Sürücü belge ücreti 40 YTL

11.sınıf coğrafya 1.dönem 1.yazılı soruları

Aşağıda boş bırakılan alanları doldurunuz.
1. Bir bölgede yaşayan ve birbiriyle etkileşim içinde bulunan canlılar ile bunların cansız çevrelerinin oluşturduğu sistemler bütününe………………………denir.
2. Kendine özgü iklimi, bitki örtüsü ve hayvan topluluğu bulunduran bölgelere………………..denir.
3. Biyoçeşitliliği belirleyen en önemli cansız öge …………………….dir.
4. Biyoçeşitliliğin en fazla olduğu iklim bölgesi ………………………………..dir.
5. Biyolojik çeşitliliğin azalmasında en önemli canlı öge …………………….dır.
6. Besin zincirinin ilk halkasını yani üretici kısmını ……………………oluşturur.
7. Besin zincirinde birincil tüketicileri………………………………….oluş turur.
8. ÖLü hayvan ve bitkileri minerallere ve humusa dönüştüren canlılara…………………………………….denir.
9. Ekosistemlerin tek enerji kaynağı
……………..dir.
10. Canlıların yaşamlarını sürdürmeleri, su, karbon,
oksijen ve azot gibi çeşitli unsurların atmosfer,
hidrosfer, litosfer ve biyosfer arasında oluşan
döngüye……………………………………..denir.
11. Dar ve derin sahalardan akan suların ………………………………potansiyeli yüksektir.
12. Baraj gölleri vadilerin………………………………yerlerine kurulur.
13. Nüfusun niteliklerini artırmayı, nüfus artışını kontrol etmeyi veya nüfusu artırmayı amaçlayan tüm uygulamalara……………………………………………… …..denir.
14. Japonya, Almanya, Fransa gibi ülkelerde nüfusu…………………………………………..yöneli k politikalar uygulanır.
15. Tabanı geniş nüfus piramitine sahip ülkelerde aktif nüfus oranı …………………………….tir/tür.
Aşağıdaki soruların sonuna Doğru ise (D), Yanlış ise(Y) yazınız.
16. Türkiye biyoçeşitlilik açısından zengin bir ülkedir.( )
17. Türkiye’de yerşekillerinin engebeli olması biyoçeşitliliği etkilememiştir.( )
18. Karbon döngüsünde, denizler karbon birikiminin olduğu önemli sahalardır. ( )
19. Orman yangınlarının arttığı dönemlerde havadaki karbon oranı artar.( )
20. Çöl, tundra ve kutup bölgeleri bitki ve hayvan çeşitlilği açısından zayıf sahalardır. ( )
21. Türkiye’de bebek ölüm oranı yüksektir. ( )
22. Gelişmiş ülkelerde, nüfusa yapılan yatırımlar daha azdır. ( )
23. Çin, nüfus artışını azaltmak için tek çocuk politikası uygulamaktadır. ( )
24. Iı. Dünya savaşından sonra avrupa ülkelerinde nüfus patlaması yaşanmıştır. ( )
25. Nüfus artışının fazla olduğu ülkelerde, ülke içi nüfus hareketleri(göç) yoğundur. ( )
26. Afrika, G. Amerika ve G. Doğu Asya ülkelerinde bebek ölüm hızı yüksektir. ( )
27. Su döngüsünü kısaca açıklayınız.
28. Biyolojik çeşitlilikte iklimin etkisini kısaca açıklayınız.
29. Nüfus artış hızının fazla olmasının olumlu yönlerini yazınız.
30. Tabanı geniş nüfus piramidinin yapısal özelliklerini yazınız.(en az 5 madde!!!)
31. Suyun yerle atmosfer arasındaki dolaşımına “su döngüsü” denir.Aşağıdakilerden hangisinde bu döngüyü sağlayan olaylar birlikte verilmiştir?
A) Buharlaşma-Yağış
B) Buz erimesi- Donma
C) Terleme- Donma
D) Yağış- Sızma
E) Terleme-Buharlaşma
32. Aşağıdakilerden hangisi nüfus sayımlarının yapılış amaçlarından biri olamaz?
A) Nüfusun kadın erkek oranlarını belirlemek
B) Nüfusun eğitim durumu hakkında bilgi edinmek
C) Nüfusun artış oranını hesaplamak
D) Nüfus hareketlerini belirlemek
E) Tarım alanlarının bölgelere dağılımını hesaplamak
33.
34.
35.
36. Aynı tür canlıların oluşturduğu topluluktaki bireylerin, biyosferdeki kendi yapılarına uygun yaşama bölgeleridir.
Yukarıda tanımı yapılan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Habitat B) Madde döngüsü C) Biyosfer
D) Ekosistem E) Biyom
37. Aşağıdakilerden hangisi birincil tüketicilerden değildir?
A) Koyun B) Keçi C) Tavşan
D) Zebra E) Kurt
38. Aşağıdakilerden hangisi, bir ekosistemindeki biyoçeşitliliği etkileyen faktörlerden değildir?
A) İklim B) İnsanın faaliyetleri
C) Yeryüzü şekilleri D) Yer altı zenginlikleri
E) Toprak özellikleri
39.
I- İş gücünün ucuzlaması
II- Gecekondulaşmanın artması
III- Kalkınma hızının yavaşlaması
IV- Mal ve hizmetlere olan talebin artması
Yukarıdakilerden hangileri, nüfus artış hızının yükselmesinin olumlu sonuçları arasında gösterilebilir?
A) I – II B) I – IV C) II – III D) II – IV E) III – IV
40. Birbirine komşu iki ülkenin farklı nüfus politikaları uygulamaları, ülkelerin hangi bakımdan farklılık göstermesiyle ilgilidir?
A) İklimi
B) Yerşekilleri
C) Nüfus artış hızı
D) Nüfus yoğunlukları
E) Kır ve kent nüfus oranları

11. Sınıf Coğrafya Kitabı sayfa 168 170 176 178 186 194 195 201 202 Cevapları

SAYFA 168’DEKİ ETKİNLİK
1-Japonya’da yıkıcı depremlerin fazla olmasının nedenleri nelerdir.

Yerküre üzerinde oluşan depremlerin büyüklüğü ve neden oldukları zararlar göz önüne alındığında iki ana deprem kuşağı en çok ilgi çeken bölgelerdir. Bunlardan biri Büyük Okyanusu çevreleyen ve özellikle Japonya üzerinde etkili olan Pasifik Deprem Kuşağı (Yeryüzündeki depremlerin yaklaşık %81'i bu kuşakta meydana gelir.),

DEVAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTEDİR İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

11. Sınıf Coğrafya Kitabı sayfa 168 170 176 178 186 194 195 201 202 Cevapları indir

10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 24. sayfa cevapları

SAYFA 24:
1- A
2- D
3- Y, D, D
4- sözlü edebiyat ürünleri söylendikleri dönemin özelliklerini taşır. Geçmiş dönemlerin yaşam biçimleriyle ilgili bilgi verir. Bundan dolayı türk kültürü için önemlidir.
5- sözlü edebiyat ürünü: destan
Türk destanlarındaki ortak motif: demir
Ergenekondan çıkış günü: nevruz
6- mitolojik, mit
Etkinlik:
Kam: büyücü, doktor
Baksı: büyücü, doktor
Ozan: halk şairi
Şaman: din adamı

10. sınıf trigonometri bölgeler

10. Sınıf Fizik Kitabı 1. Ünite Soruları Sayfa 51 Cevapları

SAYFA 51
A.
1.hacim
2.büyük
3.yer çekimi
4.sıcak plazma
5.üretilen
B.
1.Y
2.D
3.D
4.Y
D.
1.a. 125 cm küp
b.25 cm kare
c. 150 cm kare

Milli Eğitim’den 15 bin öğretmen atama müjdesi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 10 bini sözleşmeli, 5 bini kadrolu toplam 15 bin öğretmen ataması yapacak.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, bakanlık atamalar için 26 Ağustos 2009 tarihinde sonuçlanacak öğretmenlerin özür grubuna göre yer değiştirme sonuçlarını bekliyor.
.

.



Buna göre bakanlık, illerden 31 Ağustos-4 Eylül 2009 tarihleri arasında yer değiştirme sonuçlarına göre boşalan


kontenjanları kurum ve alan bazında isteyecek. Buna göre atanacak öğretmenlerin hangi branşlarda olacağı belirlenecek.

MEB, 10 bin sözleşmeli ve 5 bin kadrolu öğretmenin ataması için başvuruları 4-14 Eylül 2009 tarihleri arasında almayı, atamaları da 15 Eylül 2009 tarihinde yapmayı planlıyor.

İhtiyaç doğrultusunda atanacak öğretmen sayısının yaklaşık 16 bine çıkması da bekleniyor

Orman Haftası örnek konuşma metni

Sevgili Arkadaşlar!

Ormanlar bir ülkenin akciğerleri ve en büyük zenginlik kaynağıdır. Kullandığımız kalem, okuduğumuz kitap, yazdığımız defter, oturduğumuz sandalye, yemek yediğimiz masa ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz yüzlerce ihtiyacımızı ormanlardan karşılarız. Bizim için orman, hava gibi, su gibi, ekmek gibi ihtiyaç duyduğumuz doğal kaynaklardandır.

Binlerce bitki, hayvan türünün yaşadığı ormanların faydalarını saymakla bitiremeyiz. Her orman birer oksijen ve yağmur fabrikası gibidir. Ormanlarını bilinçsizce tüketen ülkeler, sadece çölleşmekle kalmazlar, sahip oldukları en değerli şeyi ve en büyük doğal zenginliği de kaybetmiş olurlar.

Ormanları korumak hepimizin görevidir. Ağaç dikerek yeni ormanlar oluşmasını sağlamalıyız. Ormanların en büyük düşmanı insanlardır. Tarla açmak için ormanı yok eden de, attığı sigara izmariti ya da yaktığı ateşle koca bir ormanı yakıp kül eden de insandır.

Ormanların çoğaltılmasında bizlerin de katkısı olabilir. Orman işletmeleri ya da belediyelere müracaat ederek ağaçlandırma çalışmalarına katılabiliriz.
Saygı ve sevgilerimle hepinizi selamlıyorum.

11. sınıf coğrafya sayfa 187 188 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI ve cevapları

ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI

LİSE3. SINIFLAR

SAYFA 187-188
SORU-1 Hollanda nın gelişmiş ülkeler sınıfında olması tarımı nasıl etkilemiştir.

Hollanda yüz ölçümü bakımından son derece küçük ülkelerden biridir.Ülkenin gelişmişlik yapısından dolayı ülkede son derece modern metodlar kullanılarak tarım yapılır.Birim alandan en yüksek verim elde edilir ve bu çalışmalar daha çok ekonomik değeri yüksek ürünle için yapılır.Modern tarım ilkelerinin uygulandığı ülkede nüfusun %6 sı tarımda çalışır ancak tarım ürünleri ihracatında dünya üçüncüsüdür.

SORU-2 Sanayi devrimi eğer ülkemizde başlasaydı şuan ki sosyoekonomik yapımız nasıl olurdu.

Ülkemiz Cumhuriyet yıllarında yoğun olarak tarımsal yapılanma içerisinden sanayileşmeye yönelik hamleler yapan bir ülke konumundadır.Eğerki sanayileşme faaliyetleri ilk olarak ülkemizde başlamış olsaydı ülkemiz son derece gelişmiş kalkınmasını tamamlamış toplumun refah düzeyi yüksek bir ülke olarak karşımıza çıkardı.Tarımsal faaliyetlerin daha modern metodlarla yapıldığı tarımda çalışan kişi sayısının az tarımdan elde edilen verim miktarının yüksek olduğu kişi başına düşen gelir seviyesi yüksek bir ülke olurdu.Sanayileşmenin sağlayacağı tüm gelişmişlik imkanları ülkemiz sosyo ekonomik yapısı üzerinde etkili olurdu.Şehirleşme ,altyapı,sağlık eğitim,ulaşım,vb alanlarda çok daha ön sıralarda olurdu.

SORU-3 Neden insanlar tatile gereksinim duyar?



Küreselleşen dünya ile birlikte insanlar yoğun iş temposunun ve stresin etkisi ile yılın belirli dönemlerinde dinlenmek eğlenmek farklı yerleri gezme isteği duyarlar.Ekonomik gelir düzeyinin yükselmesi tatil anlayışı içerisinde kendini gösterir.Yeni yerlerin merak edilmesi teknolojinin hayatımızdaki doğal yapılanmayı ortadan kaldırdığı için insanlarda eskiye yönelik bir özlem duygusu oluşur bu duygu tatile çıkma dinlenme isteğini arttırır.



SORU-4 İnsanoğlunun sosyoekonomik durumuyla turizmin ilişkisi nedir.?



Ülkelerin gelişmişlik seviyesi ve buna bağlı olarak toplumun ekonomik yapısının iyi olması turizm faaliyetlerini tetikler.Çünkü turizm faaliyetleri belirli bir ekonomik donanım gerektirir.Düşünün ki geri kalmış ülkelerde insanların sürekli ekonomik sıkıntı içerisinde bulunması turizm faaliyetlerine bakış açısını olumsuz etkiler gelişmiş ülkelerde ise yaşam standartlarının yüksek olması turizm faaliyetleri kolaylaştırıcı bir etkendir.

SORU-5 Japonya nın dünyanın en büyük sanayi güçlerinden biri olmasının nedenleri nelerdir.


2. dünya savaşından sonra Japonya nüfus ve iş gücü kaybına uğrarken ekonomik bakımdan da ağır bir darbe almıştır.

Bu dönemden sonra 40 yıl içerisinde o dönemde yaşadığı tüm olumsuzlukları değiştirmiş dünyanın en önemli sanayi teknoloji ülkelerinden biri olmuştur.Yine Japonya bu çalışmaları yaparken sanayi ve enerji hammaddelerinin çoğunu yurt dışından almış dışa bağımlı bir özellik göstermiştir.Ancak gelişme gösterdiği sektörler dünyada az ama değerli olan sektörlerdir.Teknolojik anlamda yapmış olduğu gelişme dünya piyasasında kendisine ciddi bir pazar ve yer edinmesine sebeb olmuş bu alanda sağladığı gelir ile hammadde ve tarımsal ürün enerji ihtiyacını karşılamıştır.Toplum yapısı olarak da türdeş bir özellik göstermiş çalışmayı seven manevi değerlerin ön planda tutulduğu ve ada devleti olmasından dolayı bu özelliklerini korumuş milli birlik duygusu yeni nesillere iyi aktarılmış bu etkenlerle Japonların ülke sevgisi ve çalışma azmi üst seviyelere çıkmıştır.Kendi bünyeleri içerisinde 2. dünya savaşın da atılan atom bombalarının yıkıcı etkileri Japon halki için her zaman motive edici bir güç olmuştur.Son olarak elde edilen gelirler çok yerinde kullanılmış özellikle savaşdan sonra ABD ‘den alınan yardımlar çok iyi değerlendirmişlerdir.

SORU-6 Japonya’da nüfusun büyük bir kısmı neden kıyı kesimlerde toplanmıştır.

Ülke oldukça dağlık bir ülkedir .Topraklarının %70 i dağlarla kaplıdır.Tarım alanlarının büyük bir kısmı kıyı ovalarında toplanmıştır.Kıyı kesimler yine ticaret faaliyetlerinde liman özelliği göstererek nüfusun ticaretin tarımsal faaliyetlerin kıyı kesimlerde yoğunlaşmasında etkili olmuştur.

SORU-7 Japonya nın coğrafi özellikleri kitabınızda mevcuttur.168-169

SORU-8 Sanayi devrimi neden İngiltere’de başlamıştır.





Sanayi Devriminin İngiltere'de başlamasında sosyal ,ekonomik hatta

tarihi nedenler vardır.

İngiltere sahip olduğu deniz güzü sayesinde coğrafi keşifler sonrasında doğal kaynakları olan bir çok ülkeyi sömürgeleştirmiştir.Bu ülkelerin doğal kaynaklarını önce yelkenli gemilerle sonrasında buharlı gemilerle kendi ülkesine taşımıştır.Bir ada devleti olan İngiltere Avrupa ana karasına oranla daha elverişli bir coğrafi konuma sahiptir.XIX. yüzyıl başlarında ana karada başlamış olan Derebeylik mücadelesi,mezhep farkı huzursuzlukları,savaşlar gibi siyasi rahatsızlıklardan hiç etkilenmemiş ve siyasi istikrarını erken sağlamıştır.



İngiltere'nin Avrupa karasına oranla daha özgür bir ortama sahip olması birçok bilim,sanat ve fikir adamının bu ülkeye yerleşmesinde ve mesleğini özgürce gerçekleştirmesinde etkili olmuştur.

SORU-9 Sanayi devrimi İngiltere’nin nüfus yapısını nasıl etkilemiştir.

İngiltere de sanayileşme beraberinde kentleşmeyi de getirmiş kır nüfusun büyük bir kısmı kırları terk ederek çalışmak için sanayi şehirlerine göç etmiştir.1700 ‘lerde İngiltere nüfusunun 4/1’inden daha azı şehirlerde bunun da %60 dan fazlası güney İngiltere de yaşıyordu .Nüfus 1850’lerden başlayarak çekim merkezi kuzeydeki maden kömürü yataklarında yer alan sanayi merkezlerine doğru kaymaya başlamıştır.1800 ile 1900 yılları arasında şehirde yaşayanların oranı %27 den %64 e çıkmış nüfusun yarıya yakını kuzeydeki sanayileşmiş bölgelere kaymıştır.

SORU-10 Sanayi devriminde lokomotif olarak gösterilebilecek hammaddeler nelerdir.

Pamuk,kömür,demir gösterilebilir.Konu ile ilgili açıklama 176 da 1 ve 2. paragraf 177 de1. paragraf.

SORU-11 Modern tarımın yapılabilmesi için gerekli olan şartlar nelerdir.

Öncelikle ülke topraklarının çok iyi analiz edilmesi hangi tarım ürünlerine elverişli olduklarının belirlenmesi yine bu ürünler içerisinde ekonomik değeri yüksek olanların tercih edilmesi gerekir. Modern tarım yapılabilmesi için yeterli teknik donanıma sahip olunması gerekir.

Arazi şartlarına göre makineli tarımın desteklenmesi gelişmiş sulama sistemlerinin kurulması tohum ıslahı,gübreleme faaliyetlerine gidilmesi gerekir.Genelde modern tarım faaliyetlerine ülke toprakları dar tarıma elverişli arazilerin az olduğu ülkelerde mevcut nüfusun ihtiyaçlarını gidermek amacıyla birim alandan en yüksek verimi almak için gidilir.Örneğin İsrail ,Hollanda.

SORU-12 Hindistan’ın coğrafi özellikleri bu ülkede hangi tarımın ön plana çıkmasında etkili olmuştur.Ülkede son dönemler hariç ekstansif geri kalmış tarım metodları kullanılmaktadır.Arazi geniş elde edilen verim düşüktür.Tarımda çalışan kişi sayısı fazladır.Etkili olan faktörler Hindistan yerşekilleri ve iklim özelliklerinde anlatılmıştır.

SORU-13 Hollanda’da tarım alanları nasıl genişletilmiştir.



Hollanda yükselti olarak deniz seviyesine çok yakın bir ülkedir.Hollanda’da deniz içerisindeki araziler setlerle denizle bağlantısı kesilir daha sonra buradaki sular boşaltılır denizden kazanılmış bu topraklara polder denilir.Hollanda alçak bir ülke olduğu için buraya alçak memleketler anl***** gelen NEDDERLAND denilmektedir.



AŞAĞIDAKİ ÇOKTAN SEÇMELİ SORULARI CEVAPLAYINIZ

1- A 2-D 3-C 4-A 5-E

12. sınıf türk edebiyatı dersi 1. dönem 1. yazılı soruları ve cevapları

Bakarlar sinsi sinsi
Niçin o anda hepsi
Bir kuş gibi hafifler
Arkandan geleyim der?
…. (N.F.Kısakürek-Çile)
1-Yukarıdaki manzum parçada geçen söz sanatlarını bularak açıklayınız.(10p)




2-Yukarıdaki manzum parçanın ölçüsünü üzerinde gösteriniz.(5p)
3-Yukarıdaki parçanın kafiye örgüsünü ve çeşitlerini üzerinde gösteriniz.(5p)
4-Aşağıdaki eserlerin yazarlarını eşleştiriniz.(20p)

1-Beş Şehir: Haldun TANER
2-Yalnızız : Cahit Sıtkı TARANCI
3-Karalama Defteri: Nurullah ATAÇ
4-Düşten Güzel: Peyami SAFA
5-Konçinalar: A.Hamdi TANPINAR

5-Öz şiir anlayışını sürdüren şiirin özelliklerini maddeler halinde yazınız.(10p)











6-Aşağıdaki terimler hakkında bilgi veriniz.(20p)

a-Egzistansiyalizm:




b-Milli Kimlik:




7-Günlük ile anı türü arasındaki farklılıklar nelerdir?Anlatarak bilgi veriniz.(10p)







8-Aşağıdaki boşlukları doğru olarak tamamlayınız.(20p)
a) ………………………………… belirli bir konuyu bir görüşü bir düşünceyi savunmak ve kanıtlamak için yazılır.
b)Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar …………..yazarı……………………….’ya aittir.
c)Eski Türk edebiyatında gezi yazısına ………………………………….. denirdi.
d)…………………………..yazarın herhangi bir konu üzerinde kesin sonuçlara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini senli benli bir anlatım içinde verdiği yazı türüdür.



CEVAPLAR:

Bakarlar sinsi sinsi
Niçin o anda hepsi
Bir kuş gibi hafifler
Arkandan geleyim der?
…. (N.F.Kısakürek-Çile)
1-Yukarıdaki manzum parçada geçen söz sanatlarını bularak açıklayınız.(10p)
Eşyalar konuşan bir kuşa benzetildiği için teşhis sanatı yapılmıştır.(2puan).” “sinsi sinsi” sözleri ile tekrir sanatı yapılmıştır.(3puan)
“Arkandan geleyim der” diyerek konuşturulduğu için intak sanatı vardır (5 p).
2-Yukarıdaki manzum parçanın ölçüsünü üzerinde gösteriniz.(5p)
Ba-kar-lar/ sin-si sin-si (3+4=7’li hece kalıbı ile yazılmıştır.)
3-Yukarıdaki parçanın kafiye örgüsünü ve çeşitlerini üzerinde gösteriniz.(5p)
a……..sin-si
a……..hep-si (..si’ler tam kafiye) (2 p)
b……..hafifl-er
b……..d-er (…er’ler tam kafiye)(2p)+ (1p)
4-Aşağıdaki eserlerin yazarlarını eşleştiriniz.(20p)
Her eşleştirme 4 puandır.
1-Beş Şehir: Haldun TANER(5)
2-Yalnızız : Cahit Sıtkı TARANCI(4)
3-Karalama Defteri: Nurullah ATAÇ(3)
4-Düşten Güzel: Peyami SAFA(2)
5-Konçinalar: A.Hamdi TANPINAR(1)

5-Öz şiir anlayışını sürdüren şiirin özelliklerini maddeler halinde yazınız.(10p)
1-Şiir dili her şeyin üzerindedir.Sanat bir biçim(form) sorunudur.(2p)
2-Amaç güzel şiir yazabilmektir.Bu nedenle kendilerine özgü bir imge düzenleri vardır. (2p)
3-Dilde saflaşma en önemli unsurdur ve şiir soylu bir sanat geleneğidir. (2p)
4-İçsel bireyci bir yaklaşımla insanı anlatırlar. (2p)
5-En değerli şey dizedir ve disiplinli bir çalışma ile saf şiir yazma endişeleri vardır. (2p)
6-Aşağıdaki terimler hakkında bilgi veriniz.(20p)
a-Egzistansiyalizm:
20.yüzyılın ilk yarısının sonlarında yaygınlık kazanan felsefi bir akımdır.İnsanın kendisini bulmasını, özünü bulmasını savunur.İnsanın geleceğini yine kendisi çizebileceğini ileri süren bir anlayıştır.İnsanın kendisini aşması gerekir.Kurucusu Jean Paul Sartre’dır.(10p)
b-Milli Kimlik:Bir milletin kendine özgü düşünüş ve yaşayış biçimi, dil, töre ve gelenekleri, toplumsal değer yargıları ve kuralları ile oluşan özellikler bütünüdür.(10p)
7-Günlük ile anı türü arasındaki farklılıklar nelerdir?Anlatarak bilgi veriniz.(10p)
Günlük olayın yaşandığı gün yazılırken anı yaşanan olayın üzerinden belli bir süre geçtikten sonra yazılır.(5p)
Günlük sadece olayı yaşayan tarafından yazılırken anı olayı yaşayan ya da olayı yaşayanın yakını tarafından yazılır.(5p)

8-Aşağıdaki boşlukları doğru olarak tamamlayınız.(20p)
a) Makale belirli bir konuyu bir görüşü bir düşünceyi savunmak ve kanıtlamak için yazılır.
b)Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydaba’ya aittir.
c)Eski Türk edebiyatında gezi yazısına Seyahatname denirdi.
d)Deneme yazarın herhangi bir konu üzerinde kesin sonuçlara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini senli benli bir anlatım içinde verdiği yazı türüdür

Dünya Çocuk Şiirleri Günü 22 Mart

Mart ayının 22. günü Dünya Çocuk Şiirleri Günü'dür. Bugün sınıf­larda, okullarda öğrenciler şiirler okurlar. Hazırlıkları önceden yapılan şiir yazma yarışmalarının sonuçları açıklanır. Yarışmada derece alanlara arma­ğanlar verilir.

Dünya Çocuk Şiirleri Günü evrensel bir gündür. Yalnız ülkemizde değil Birleşmiş Milletler'e üye tüm ülkelerde aynı günde kutlanır. Dinleri, dilleri, renkleri ayrı olan bütün dünya çocukları bugün aynı duygularla aynı düşüncelerle dolu bir gün yaşarlar.

Merkezi Belçika'nın Lieg kentinde bulunan Uluslararası Dünya Çocuk Şiirleri Örgütü 1978 yılında; her yıl 22 Mart'ın Dünya Çocuk Şiirleri Günü olarak kutlanıp, değerlendirilmesini kararlaştırdı. Örgüt her yıl saptadığı değişik bir konuda şiir yazılması için dünya çocuklarına çağrıda bulunur.

Dünya Çocuk Şiirleri Örgütü bugüne kadar. Çocuk Dünyası, Diğerlerini Nasıl Düşünüyorsun?, Savaş'ı Önlemek için Sözcükler, Barışa Çağrı ve 1983 yılında da Dünya Evimizdir konularında şiirler yazılmasını istemiştir. Dünya çocuklarının bu konularda yazdıkları şiirler Lieg kentinde­ki Kongre Sarayı Salonunda sergilenir. Sergilenen şiirler bir antolojide topla­nır. Antoloji Birleşmiş Milletler aracılığı ile yarışmaya katılan ülkelere gönderilir.

Şiir nedir? Şiir bir yazın türüdür. Duyguların, izlenimlerin uyumlu bir ses ve söz düzeni içinde anlatımıdır. Ses ve söz güzelliğinin bir arada bütünleşmesine şiir denir. Şiir anlayışı çağdan çağa, ulustan ulusa, insandan insana değişir.

Şiir yazana şair ya da ozan denir. Şiirin bir satırına dize (mısra), aralarında anlam ilişkisi bulunan iki dizeye beyit denir. En az dört dizeden oluşan şiir parçasına da kıta adı verilir.

Şiir yaşamımızı güzelleştirir. Dünyamızı renklendirir. Şiir okurken, dinlerken içimizde tatlı ürpertiler doğar, heyecanlanır, etkileniriz. Ozan duygularım, coşkularını ses ve söz yardımıyla, anlatır.

Yalnız Dünya Çocuk Şiirleri Günü'nde değil her zaman şiir okuyalım. Kitaplığımızda şiir kitaplarına da yer verelim.

10. sınıf felsefe dersi psikoloji Gestaltçı Yaklaşım konu anlatımı

Gestaltçı Yaklaşım :

 Max Wertheimer, Kurt Kofka, Kurt Lewin gibi Alman psikologlarından oluşan psikoloji ekolüdür. Algı ve bellek konusunda inceleme yapmışlardır. İç gözlem, gözlem ve deney yöntemlerinden yararlanmışlardır. Görüşleri özellikle eğitim alanında kullanılmıştır. Gestalt psikolojisinin temsilcileri davranışların bir bütün olduğunu, bunun parçalara ayrılamayacağını savunmuşlardır. Gestalt psikolojisine göre parçaların bir bütünlük içinde anlam kazanması önemlidir. Örneğin bir tablo, tuval, boya ve renklerin toplamından çok daha farklı bir şeydir. Tek tek anlamı olmayan parçalar bütünlük halinde anlam kazanır.

10. sınıf biyoloji ders kitabı 97. sayfa cevapları

(SAYFA 97)
1-5,6,8,9,11,13,14,15,16
2-4,11
3-1,2,3,7,9,13,15,16
4-1,3
5-6,8
6-10,12,16

E---
1.yağ
2.glikoz
3.yağ asidi4.asetil COA
5.ETS

9. sınıf kimya ders kitabı 91 92 93 94 95 96 97 98 99 sayfa cevapları

B Bölümü

h
e
b
g
c
l
a
ç
k
f
ı
i
j
d
m

C. Bölümü

D
Y
D
D
Y
D
D
Y
D
Y
Y
D
D
Y
D

E Bölümü

D
A
B
D
C
D
D
A
E
C

D Bölümü:

İyon
Oktet
Alıp verme
değerlik elektron sayısı
sıfır
Lewis yapısı
iyonik
Alotrop
İyonik bağ
Kovalent bağ
Eşit
Hidrofil
Karbon

6. sınıf Türkçe Deprem ile ilgili Kompozisyon

Afet, insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak, toplulukları olumsuz etkileyen doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylar olarak tanımlanmaktadır. Bir olayın afet olarak adlandırılabilmesi için, insan toplulukları ve yerleşim yerleri üzerinde kayıplar meydana getirmesi ve insan faaliyetlerini durdurarak yada kesintiye uğratarak bir yada daha fazla yerleşim birimini etkilemesi gerekmektedir. Bu tanımlamalardan da anlaşılabileceği gibi afet, olayın kendisinden çok doğurduğu sonuçlar olarak görülmektedir. Bir afetin büyüklüğü ise insanlar açısından neden olduğu can ve ekonomik kayıplarla ölçülmektedir.
Başta depremler olmak üzere çeşitli afet türlerinin etkisinde olan ülkemizde meydana gelen tabii veya teknolojik afetler özellikle ekonomik açıdan büyük kayıplara yol açmaktadır. Bunlara yakın zamanlarda meydana gelmiş örnekler 1992 Erzincan, 1995 Dinar depremleri, 1995 Senirkent heyelanıdır ve 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi. Marmara havzasında İstanbul’u etkisi altına alabilecek bir büyük depremin ülkenin tamamını durma noktasına sürüklemesi akılda tutulması gereken bir ihtimaldir. Böyle bir durumda resmi kuruluşların da etkisinin yetersiz kalmaması beklenmelidir.
Afet zararlarının azaltılması inşa edilmiş insan çevresinin iyi planlama ve teknik hizmetlerle afetlere dayanıklı hale getirilmesi ile mümkündür.

1. Dünya Savaşının Sebepleri Video

[youtube http://www.youtube.com/watch?v=KgXLm55K8oE&fs=1&hl=en_US]

1. Dünya Savaşının sebepleri,1. Dünya savaşı neden çıktı,1. dünya savaşında Osmanlı'nın durumu.

10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 37. sayfa cevapları

SAYFA 37:
1- oğuz kağanın doğuşu. Oğuzun gençliği. Oğuzun göğün kızı ile evlenmesi. Oğuzun yerin
Kızı ile evlenmesi. Oğuz hanın Türklerin büyük kağanı olması. Oğuz hanın batıda idil boyu akınları. Oğuz hanın Kıpçak akını. Karluk türk boylarının türeyişi. Kalaç türk boylarının türeyişi. Cürçed akını ve kanglı türk boylarının türeyişi. Oğuz hanın güney akınları. Oğuz hanın altı oğluna hanlık vermesi. Oğuz hanın büyük bir şölen vermesi.
TİP ÇÖZÜMLEME TABLOSU:
Tip nasıl bir insandır?
- olağanüstü özelliklerle doğmuş ve büyümüş. Halkı için hiçbirşeyden korkmayan kişidir.
Tip durağan mıdır, dinamik midir?
- dinamik
Destanın hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu?
- doğuşu ve gençliği. Yaptığı savaşlar. Türk boylarının üzerine gitmesi
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir?
- olağanüstü özellikler sergilediği için halkın ondan beklentisi fazladır
Bu tipin sizin toplum yapınızdan farkı var mı?
- var
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi var mı?
- var
Tip kendi kişiliğinin farkında mı?
- farkında
Sizce gerçek hayatta bu destandaki tip gibi davranan biri olabilir mi?
- olamaz

10. sınıf trigonometrik dönüşümler negatif-pozitif

12.SINIF COĞRAFYA 3.BÖLÜM sayfa 54-55 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI

12.SINIF SAYFA 54-55 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI


Aşağıdaki soruları cevaplayınız?


SORU-1-1950 den sonra dünya nüfusunun hızla artmasının sebebleri nelerdir.



DEVAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTEDİR İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

12.SINIF COĞRAFYA 3.BÖLÜM sayfa 54-55 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI indir

10. sınıf coğrafya kitabı cevapları sayfa 205

Bulmacanın Cevapları
1.Cebelitarık
2.Hürmüz
3.Süveyş
4.Macellan
5.Panama
6.Malaka
7.İpekyolu

KLASİK SORULARIN CEVAPLARI
1.Yeni kıtalar yani amerika gibi ve atlas okyanusunun önemi artmıştır.
2.Deniz yoluyla ulaştırılmaktadırlar.
3.Ticaret çok az olurdu.
4.Maden taşımak amacıyla kullanılmaktadır.
5.Nüfusunun fazla olması ve gelişmiş bir ülke olmasından kaynaklanmaktadır.

BOŞLUK DOLDURMACALAR
1.Süveyş
2.Deniz yolu
3.İstanbul ve Çanakkale
4.Hürmüz

7. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Yıllık Planı İndir

7. sınıf fen ve teknoloji, 7. sınıf fen ve teknoloji dersi plan örnekleri, 7. sınıf fen ve teknoloji dersi yıllık plan örneği indir, 7. sınıf fen ve teknoloji dersi yıllık planı indir, 7. sınıf fen ve teknoloji dersi yıllık planları, yıllık plan indir, yıllık plan örneği indir.
Aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

7. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Yıllık Planı İndir

12. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 24. sayfa cevapları

sayfa 24
soru1.
ikiside öğretici metinlerdir.bilgi vermek amaçtır.
soru2.
söylenebilir.çünkü sürekli tekrarlanan söz tekrarları var.
soru3.
iki metinde de harp den bahsediyor. batılılaşmayı yansıtıyor.
soru4.
terimler:roman,mübalağa,edebiy at,tenkit(eleştiri), makale,müellif(yazar),şiir
kavramlar:edebiyat ı cedide, edebiyat tarihi
gün****k hayata ait kelime ve kelime grupları:tesadüf etmek,ilham almak,ecnebi
soru5.
bir metinde anlaşılması güç kelimeler varsa anlatımı kapalı kılar.metinde yabancı sözcükler olduğu için anlatımında ağırlık var.metin için ağır bir dil kullanılmış.ama dönemde yaşayanlara göre bu dil sade görülebilir.
soru6.
öğretici
soru7.
makale geleneğinin devamıdır.(öğretici metin geleneği de olabilir arkadaşlar ama öğretmen bize bunu da söylemişti)
soru8.
yazar kendi hayatından esinlenerek bu eseri yazmıştır.yazar etkilendikleri olayları eserlerine yansıtabiliyor. Peyami Safa bazı eserlerinde de hastalığından (kemik hastalığı) izler yansıtmış.

11. sınıf felsefe ders kitabı 64. sayfa cevapları

1)Monizm(tekçilik), varolan her şeyin tek bir gerçeklikten oluştuğu yanıtını veren; gerçekliğin tek bir ilkeden türetilebileceğini ya da bu tek ilkeye indirgenebileceğini savunan görüştür. Thales, Hegel, Marx vb. filozoflar monist filozoflardır.



2)Plüralizm( çokçuluk); gerçekliğin açıklamasının ancak birden çok ilkeyle mümkün olabileceğini ileri süren görüşe verilen addır. Evrenin yaratılması, varoluş sürecinin işlemesi ve varlıkla ilgili kategorilerin ortaya çıkısında tek belirleyicinin değil, ikiden fazla belirleyicinin olacağını ileri süren bir görüştür. Empedokles; kendin önceki doğa düşünürlerinin temel öğe (arkhe) olarak belirlediği, su, ateş, hava ve toprak öğelerini bir arada kabul ederek plüralist anlayışa sahip bir filozoftur.


4)Düalizm(ikicilik), varlık anlayışı olarak birbirine indirgenemeyen iki varlık ilkesinin olduğunu kabul eden görüştür. Örneğin; düalist bir anlayışa sahip olan Descartes’a göre varlığın temelinde birbirine indirgenemeyen iki ayrı töz bulunmaktadır. Bunlar; ruh ve bedendir.

5)Plüralizim

6)Düalizm

9. sınıf fizik ders kitabı 5. ünite cevapları

5.ünitenin klasik soruları

1.hayır.çünkü anahtarlar açıktır.
2.seri bağlanır
3.paralel bağlanır.çünkü voltmetrenin iç direncinin büyük olması ve akım geçirmemesi.
4.küçük dirençlerde akım daha fazla olduğu için
5.moleküller birbirine yakın olduğu için.
6.paralel bağlı olduğu için
7.kesit büyük olursa direnç küçük olur direnç küçük olursa akım daha fazla geçer.
8.özdeş olduğu için hepsinin üzerinden aynı akım geçer.

11. sınıf sosyoloji ders kitabı 19 20. sayfa cevapları

**A**
1-toplum bilimidir.
2-aile,ekonomi,siyaset,din,eğiti m
6-reform hareketleri,fransız devrimi,sanayi devrimi
7-toplum incelemesi
8-anket,görüşme,monoğrafi,sosyom etri
10-tampon kurum
**B**
1-sosyoloji
2-sanayileşme
3-sosyometri
4-kamucu toplum
5-saha çalışmaları
**C**
1-B 2-B 3-A 4-C
**D**
1-d 2-y 3-y 4-y 5-d
**E**
1)Ziya G=hars ve...
Prens S.=ademi...
Mübeccel B.K.= tampon..

2)A.comte=sosyoloji
Karl M.=sınıf..
Emile D.= iş...
Max W.= bürokrasi

lise 1 (9. sınıf) 118-119-120-121. Sayfaların Cevapları

ARKADAŞLAR RESİMLERİ SOLDAN-SAĞA DOĞRU SAYINIZ.

118.Sayfanın Cevapları :

1.Resim: 4

2.Resim: 7

3.Resim: 6

4.Resim: 10

5.Resim: 8

6.Resim: 9

7.Resim: 5


119.Sayfanın Cevapları:

1.Resim: 15

2.Resim: 12

3.Resim: 2

4.Resim: 11

5.Resim: 13

6.Resim: 14

7.Resim: 9


120.Sayfanın Cevapları:

1.Resim:1

2.Resim: 5

3.Resim: 3

4.Resim: 4


121.Sayfanın Cevapları:

1.Resim: 2

2.Resim: 4

3.Resim: 1

4.Resim: 3

5.Resim: 5

6.Resim: 6

12. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 50. sayfa cevapları

sayfa 50
otuz yaş adlı şiirin hemen altındaki sorunun cevabı::her iki şiirde de ölüm teması vardır.insanları etkileyebilir çünkü evrensel bir konudur.
soru 8::valla yazmamışım
soru9::öz şiir geleneğine bağlıdır.
soru 12::saf şiirinin öncülerindendir ve müzikaliteye önem verir.

9. sınıf matematik dersi asal çarpan konusu soruları ve cevapları

1) 400 sayısını tam bölen ve asal olmayan kaç tane pozitif tam sayı vardır?

a)30 b)15 C)13 d)12 e)10

2) (30)^4 +12 sayısı aşağıdakilerden hangisine tam bölünmez?

a)2 b)3 c)4 D)6 e)9

3) 420 sayısının pozitif tam sayı bölenlerinden kaç tanesi 7 ile bölünür?

a)6 b)8 c)10 d)12 e)15

4) 180 sayısının doğal sayı bölenlerinin kaç tanesi tek sayıdır?

a)6 b)9 c)12 d)15 e)18

 
1. 2üssü 4 ve 5üssü 2 400ün çarpanlarıdır pozitif bölen sayısı (4+1).2+1=5.3=15dir
asal olmayanda da 15-asal olanlar 2 ile 5 i çıkartırız 13 olur



3.sorudada şöyle yapsak 420i asal çarpanlarına ayırsak 2 üssü 2 .3üssü 1 . 7 üssü1 .5 üssü1 şeklinde oluyor pozitif tam sayı bölenlerinin toplamı formülden
(2+1) .(1+1). (1+1) .(1+1)=24
7 nin katları 7 ile bölünür 2üssü 2 3 üssü 1 5 üssü1 sayılarını tam sayı bölenlerinden ilk bulduğumuzu çıkartıksak (2+1).(1+1).(1+1)=3.2.2=12
24-12=12 doğrudur inşallah


4. sorudada 180 in çarpanlara ayırırsak 2 üssü 2 .3 üssü 2 . 5 üssü1 şeklinde oluyor toplam bölenlerin sayısı formülden 2+1. 2+1 .1+1 =18 oluyor
tekleri sorduğuna göre çift olan 2 onun bölenlerini toplamdan çıkartırsak buluruz
2+1=3 çift olanların sayısı tek olanlar 18-3=15

7. sınıf Türkçe kitabı sayfa 74 cevapları

Sayfa 74

Kim? : Yazar
Ne diyor? : Hiç gökyüzüne bakıp korkula çığlık attığınız oldumu

Neresi? : İskenderiye
Ne Diyor: Ünlü bilim adamlarının çalışma ve fikirlerini paylaşmak için geldikleri yer

Kim? : Batlamyus
Ne Diyor? : Bir taş bıraksanız havada süzülerek uzaklaşmaz dünyaya düşer.Dünya evrenin merkezidir.

Ne? : Gezegenler
Ne diyor? : Mars,Satürn,Jupiter,Venüs ve Merkür

Neresi? : Dünya evren merkezi
Ne Diyor: Batlamyus burada dünya evrenin merkezidir diyor.

Kim? : Kopernik
Ne diyor: Dünya everinin merkezi değildir.Güneşin etrafında dönüyor


74 3.etkinlik
1.resim batlamyus=gökyüzüne baktığınızda korkuyor musunuz?
2.resim iskenderiye=ünlü bilim adamlarının çalışmak ve fikirlerini paylaşmak için geldiklei yer
3.resim batlamyus=bir taş parçasını elinizden bırakırsanız havada süzülerek uzaklaşmaz, dünya ya düşer
5.resim rönesans=olduğu yerin dünyanın merkezi olduğunu kabul ediyor
6.resim kopernik=güneş hareket eder gibi görünsede hareket etmiyordu

7. sınıf türkçe çalışma kitabı sayfa 18 19 sayıların yazımı

1. Sayılar metin içerisinde yazıyla yazılır: bin yıldan beri, dört kardeş, haf*tanın beşinci günü, üç ayda bir, yüz soru, iki hafta sonra, üçüncü sınıf.

Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.

(Cahit Sıtkı Tarancı)

Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır: 17.30'da, 11.00’de, 1.500.000 lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş, 1.250.000 kişi, % 25, % 50.

Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir: saat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala, saat sekizi on dakika üç saniye geçe, mesela saat onda.

2. Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır: iki yüz, üç yüz altmış beş.

3. Para ile ilgili işlem ve senet, çek vb. ticarî belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır: 650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşKr).

4. Notayı niteleyen sayılar ayrı yazılır: on altılık.

5. Oyun adlarını niteleyen sayılar bitişik yazılır: altmışaltı.

6. Romen rakamları ancak yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde ve kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların nu*maralandırılmasında kullanılabilir: XX. yüzyıl, III. Selim, XIV. Louis, II. Wilhelm, V. Karl, VIII. Edward, 1.XI.1928, I. Cilt, XII. Cilt.

7. Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500 .

8. Sayılarda kesirler virgül ile ayrılır: 15,2 (15 tam, onda 2), 5,26 (5 tam, yüzde 26).

9. Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösteril*mesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır: 15., 56., XX.; 5'inci, 6'ncı.

UYARI : Sıra sayıları ekle gösterildiğinde rakamdan sonra sa*dece kesme işareti ve ek yazılır; ayrıca nokta konmaz: 8.'inci değil 8'inci, 2.'nci değil 2'nci.

10. Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir: 2'şer değil ikişer, 9'ar değil dokuzar, 100’er değil yüzer.




teşekkür ederseniz sevinirimm

11. sınıf coğrafya kitabı DÜNYADA ÖNEMLİ BİYOM ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ

DÜNYADA ÖNEMLİ BİYOM ALANLARI VE ÖZELLİKLERİ

Tropikal yağmur ormanları: Bu ormanlar yeryüzünün en çok yağmur alan Ekvator kuşağının 20°kuzeyi ve güneyi arasında kalır. Bu alanlarda hava daima sıcak ve nemlidir. Amazon Havzası en geniş tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu alandır. Afrika’da Gine Körfezi’nden iç bölgelere ve Kongo Havzasına doğru uzanır. Güneydoğu Asya ve Avustralya’da da bu tür ormanlar yer yer vardır.


Tropikal yağmur ormanları geniş yapraklı yapraklarını dökmeyen vb. çok sayıda yüksek ağacı barındırır. Buradaki ağaçların boyları 70 m’ye kadar uzayabilmektedir. Yüksek ağaçların üst kısımları tırmanıcı bitkilerle kaplı olduğundan güneş ışınları ormanın alt kısımlarına fazla ulaşamaz. Bu nedenle alt kısımdaki loş ortamda otsu ve alçak boylu bitkiler yaşar.
Devamlı yeşil kalan bu ormanlar, hayvan varlığı bakımından da zengindir. Çeşitli fil, orangutan, şempanze, maymun türleri, karıncalar, kertenkele, domuz, kurbağalar, antilop, kaplan, leopar, jaguar, yılan, papağan türleri, cennet kuşları, çok sayıda sürüngen, kuş ve böcek türü burada yaşar.
Genel olarak bütün yağmur ormanlarının katmanları:
1.Üst Katman: 50 metreden yüksek ışık istekleri fazla olan ağaçlardan oluşur. Bu katmanda avcı kuşlar ve kartallar barınır.
2.Çatı Katmanı: Yerden 30-40m.yukarıda üst katmandan 10-15m.aşağıda yer alan bu katmanda ağaç dalları ve sarmaşıkların birbirine geçmesiyle aşağılara gölge yapar. Güneş ışının yoğun olması nedeniyle canlıların çoğu bu katmanda yaşar.
3.Alt Katman: Daha az ışık alan bu katmanda daha genç ve küçük ağaçlar yer alır. Birçok bitki için uygun bir ortam sağlar. Bu katmanda Palmiye gibi küçük ağaçlar yetişir. Bodur ağaçların ve çalıların yaşadığı bu katmandaki canlıların gelişimi yukarılardan aşağıya inebilen güneş ışığı miktarına bağlıdır.
4.Ot Katmanı: Ormanın tabanında eğrelti otları ve diğer otların yaşadığı ve dökülmüş yapraklardan oluşan bu katman yerde yaşayan canlılar ve böcekler için uygun ortamı sağlar.

Tropikal yağmur ormanları dünya topraklarının %10 unundan daha az yer kaplamasına rağmen bitki ve hayvan türlerinin %50–70 ini barındırır. Bitki gelişimini olumsuz etkileyecek soğuk ve kurak dönem olmadığı için tür sayısı fazladır. Kara biyomlarında biokütlesi ve bitki ve hayvan çeşidi ve sayısı bakımından en zengin biyomdur. 10 km² lik bu ormanda;15.000 çiçek türü,400 kuş türü,60 kurbağa türü, 4.000 böcek türü, 750 ağaç türü, 100 sürüngen türü bulunur.
Tropikal yağmur ormanları ile ilgili aradığınız her türklü bilgi için tıklayınız:
Savan: Tropikal iklim bölgelerinde uzun boylu otlarla birlikte seyrek ağaç ve çalıların görüldüğü otlaklardır. Afrika’da, Avustralya’da ve Brezilya’nın güneyinde görülür. Çok çeşitli sayıda ve büyüklükte hayvanların yaşadığı ve beslendiği alanlardır.

Çeşitli çiçek ve böcek türleri, çayır köpekleri, Afrika vahşi köpeği, bizon, sırtlan, çakal, antilop, zebra, zürafa, babun, aslan, çıta, firavun faresi, deve kuşu, timsah, geyik, karaca, antilop, fil, yabani at ve eşek gibi otçullar ile etçil yırtıcıların iç içe bulunduğu bir yaşama alanıdır.
Savanlarda çıkan yangınlar çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Yangına uğrayan alanda otsu bitkiler yeniden gelişme imkânı bulsa da ağaç türleri yok olmakta ve savanlar sadece otların yetiştiği alanlar haline gelmektedir.
Çöl:
Bitki örtüsünün hiç bulunmadığı ya da çok seyrek olduğu aşırı kurak alanlardır. Çöllerde belli bir yağış mevsimi yoktur. Ara sıra kısa süren sağanak yağmurlar düşer. Bazen üst üste birkaç yıl yağmur yağdığı veya ardından yıllarca yağmur yağmayabilir. Bu nedenle organik madde üretiminin en düşük olduğu alanlar çöllerdir. İklim şartlarına göre aşırı düşük sıcaklığa sahip olan alanlara Soğuk çöl, kurak ve yüksek sıcaklıktaki alanlara da Sıcak çöl denilmektedir.

Sıcak çöller dönenceler arasında yaygındır. Kuzey Afrika’da Sahra Çölü, Orta Asya’da Gobi ve Tarım Çölleri, Arabistan Çölleri, Büyük Hint Çölü, Büyük Avustralya Çölü en bilinenleridir. Sıcak çöllerde suyun azlığı bitki ve hayvanlar için sorundur. Bu nedenle çöl bitkilerinin bir kısmı suyu bulduğu zaman onu en yüksek düzeyde kullanarak kısa sürede filizlenir, meyve verir ve tohum saçar, tohumlar da su buluncaya kadar bekler. Bazı bitkilerin su kaybını en aza indirmek için toprak üstündeki bölümleri çok küçüktür. Kaktüslerin suyu tutan gövdeleri vardır.
Bitkiler kuraklığın belirgin olduğu yerlerde daha fazla su kazanmak ve terlemeyi azaltmak için şu özellikleri gelişmiştir.
1-Bitkilerin kök sistemleri gelişmiştir.
2-Gövde bodur dallar kısadır.
3-Yaprak yüzeyleri kadife gibi tüylerle kaplıdır.
4-Yaprak zarları kalındır.
5-Bitkinin gövde dal ya da yaprakları dikenlidir.
Çöl hayvanları da susuzluğa dayanıklı hayvanlardır. Ayrıca birçok çöl hayvanının rengi diğer bölge hayvanlarına göre daha açıktır. Birçok çöl hayvanı bitkilerde olduğu gibi suyu depolayarak ya da kaktüslerde depolanan sudan temin eder.
Deve, çöl antilobu, kertenkele, örümcek, yarasa, yer sincabı, akbaba, yılan, karınca, akrep, çöl tilkisi, çöl kurbağası, bazı ve böcek ve kuş türleri yaşayan hayvanlardır. Çöllerde yeraltı sularının bulunduğu yerlerde Vaha denilen bölgeler bulunur.
ILIMAN ÇAYIRLAR ( Step, çayır, preriler):

Yağışların çölleşmeye neden olmadığı, ancak orman yetişmesi için de yetersiz olduğu alanlarda otlaklar oluşmuştur. Otlaklar toprak üstü örtüsü olarak toprağı korur, suyu tutar, kaynak sularını toplar, kirli havayı temizler, yaban hayvanlarına barınma imkânı sağlar, otçul hayvanlara beslenme imkânı sağlar.

Stepler yazları sıcak ve kurak iklim bölgelerinde ağaçsız kısa boylu otların yetiştiği otlaklardır. Buradaki bitkiler rüzgâra karşı ayakta kalabilmek için kümeler halinde gelişirler. Ülkemizde İç Anadolu ve Trakya’da yaygındır. Steplerde, koyun, deve gibi hayvanlar otlatılır. Yer faresi, kör fare, tarla sincabı, yer sincabı gibi canlılar ile bıldırcın, serçe gibi kuş türleri de steplerde yaşar. Aşırı otlatma ve yanlış otlatma steplere büyük zarar verir. Ayrıca bazı kemirgenler de steplerin düşmanlarındandır.Çayır bölgelerinde lama, bizon, antilop, geyik, kanguru, bufalo, yabani at, zebra, fil, yırtıcı kuşlar vb. yaşar.
Tundra:
Kutuplar gibi soğuk, rüzgârlı ve az yağışlı bölgelerdeki bitki örtüsüne Tundra denir. Kuzey Yarı Kürede Kuzey Buz Denizi ile Kutup Dairesi arasında yani kutup bölgelerine yerleşmiş biyomlardır. Tundralarda buzullar etkili olur, yılın sadece 3 ayı buzsuz geçer ve gün içindeki en yüksek sıcaklık bile 10°C den azdır. Toprağın buzlu yapısı sıcak mevsimlerde 30–40 cm derinliğe kadar çözünebilir. Bu zamanda da ortalık çamur deryası haline gelir.

Tundralarda toprak çoğunlukla donmuş olduğundan bitki türleri bakımından fakir, ağaç yetişmesine uygun değildir. Tundralarda rüzgâra ve soğuğa dayanıklı kara yosunu, ot, bodur çalılar ve likenler yaşar.Tundralardaki hayvan türleri de sınırlıdır. Ren Geyiği, Misk Öküzü, Yer faresi, Kutup tilkisi, Boz ayı, kutup ayısı, Karibu, Palyaço ördek, birkaç kuş ve böcek türüne rastlanır.Tundralarda kar kuşları, kar kazları ve baykuşlar bulunur. Ayrıca çok sayıda böcek türü ve nadir olarak kurbağa ve sürüngenler vardır.
Çalılık: Çeşitli çalı ve bodur ağaçlardan oluşan bitkilere sahiptir. Çakal, yaban koyunu, keçi tavşan, kurt, çalı kuşu, tilki, puma, kokarca, böcek ve kuş türleri bulunur.

İğne Yapraklı Ormanlar: Kutuplara göre daha az soğuk ve kısmen yağışlı bölgelerde kozalaklı ağaç ormanları biyomu başlar.

Sibirya, İskandinavya, Kanada gibi soğuk yerlerden başlayıp, Akdeniz’e kadar inen çam ormanları (sarıçam, karaçam, ladin, köknar, huş, K.Amerika’da sekoya sediri, köknar, sedir gibi reçineli ve soğuğa dayanıklı ağaçlardan oluşan ve Sibirya boyunca Tayga adı verilen ormanlar) bu biyoma girer. Bu türe İğne yapraklı ormanda denir.
Çevresi genellikle karla kaplı olan bu kuşakta geyik, kar tavşanı, kurt, şahin ve baykuş, samur, vizon, vaşak, kunduz, kartal, baykuş, çeşitli kuş ve böcek türleri gibi hayvanlar yaşar.
Deniz Biyomları: Bitkisel planktonlar.Balık türleri,midye,yengeç,ahtapot,d eniz anası,deniz yıldızı,
Tatlı su biyomları:Saz ,kamış,nilüfer gibi bitkiler.Balıklar,kurbağalar,s olucanlar,
Kutuplar: Soğuk çöller Antarktika ve Gröndland’da bulunur. Buzlarla kaplı olduğu için yağış alan kıyı kesimleri dışındaki yerlerde yaşam pek mümkün değildir.

Genel olarak yer buzullarla kaplı olduğu için bitki örtüsü yoktur. Yağış alan bölgelerde ise buzlar eridikten sonra bitkiler ortaya çıkar.
Buralarda yaşayan kutup tilkisi, penguen, fok, kutup ayısı ve bazı kuşlar besinini denizden sağlarlar.

9. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Sayfa 171 den 174 e Kadar Cevaplar ve Çözümleri

Sayfa 171

boşluk:boyut
1d
2y
3d
4d
5y
6d
3.soru
etkiler okumada kolaylık bakımından sağlar

Sayfa 172-173

1)güven duygusu olmadığını ortaya koyar
2)ana düşünce gerçek dostluk.ana düşünceyle bütünlük sağlıyo
3)mesaj gerçek dostlukla ilgili mesaj verilirken bunlara gerek yok
4)dil öğeleri birleşerek kelime kelime grupları cümlelerle ifade edilir.
5)gerçek dostların birbirine güven duyması .gerçek dostları olmayanların birbirine güven duymaması
6)kısa ve acık olması net daha etkiler okuyucuyu
7) parcanın ulaşmasını sağlar önemlidir.
8)yardımcı düşünce düşünceyi çeşitli yönlerden destekliyor tamamlıyor.
etkinllik2:
a)bazılarında ilk son cümlelerde bazılarında ise ortalarında bulunur
b)anadüşünmceler
A.insanlar kendinden önceki yapıtlarada bakar
C:süs yapayım derken şiirde anlatılanı yok etmesi
c)anlatılanlardanyola çıkarak
d)ya parağrafın başında sonundaki cmlelerde verilir

Sayfa 174

paragrafta yer alan yardımcı düşünceler:
1)duyguların hatıraların ve sevgileri çiçeklerle ifade etmek güzeldir.
2)çiçekler temiz duyguları ifadeb eder.
3)çiçeklere dünyamızın güzellikleriyle bakmalıyız.
paragrafın ana düşüncesi:
1)çiçeklerin dilinden konuşmak,renkli ve güzel konuşmaktır.
ana düşünce ile yardımcı düşünceler arasındaki ilişki bağlam eşitliğinde:
paragrafın her düşüncesi çiçek kelimesiyle biririne sağlanmış
çünkü konu çiçektir.anadüşünce paragrafın ilk cümlesidir.
yazar sonraki yardımcı düşüncelerle bu ilk cümledeki duyguları görüşü desteklemiştir.

10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 75. 76. 77. sayfa cevapları

S.75 - 76 - 77
-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.
-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük
-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.
-Şiirde geçen”şah,abdal,aba,hırka,post,aşık,evliya,pır”k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.
-Şiirde geçen ”dara durmak”hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar “Enel Hak diyen” Hallac-ı Mansur’un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk’a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.
-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek
Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal’ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal’ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.
-Nefeste Kaygusuz Abdal’ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.
S.77
1- acep derdime derman bulunamamış
sabır ettikçe devamı qelmiyor
2-mum gibi baştan aşğıya yanıyorum
bu yanmanın sebebi yokmu
3-düşmanlar ben ağlıyorum diye gülüyor
şu kafirlerin imanı yokmu
4-gamzenin oku deler yüreğimi
snin gönlünde bana yer yokmu
5-kanımı su gibi toprağa attın
ne zannettin garibin kanı yokmu
6-yüzünün güzelliğiyle gururlanıyorsun
kusurun hiç yokmu
7-seni sevmenin imkanı yokmu.
1.kıt a;çektiğim bu aşk acısının dermanı yokmu?
2.kıt a;benim aşk acısıyla yanmamın bir sonu yokmu?
3.kıt a;düştüğüm bu duruma düşmanım gülmekten vazgeçsin.
4.kıt a;bakışların yüreğimi deliyor.
5.kıt a;ben senin için kanımı akıttım. sen benim için akıtacak kanın olmadıgını sanıyorsun.
6.kıt a;yüzünün güzelliği ile övünüyorsun ama kişiliğin beş para etmez.
7.kıt a;sen bana yüz vermiyorsun ama seni elde etmenin bir yolu yokmu?
Devam…
-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.
-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük
-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.
-Şiirde geçen”şah,abdal,aba,hırka,post,aşık,evliya,pır”k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.
-Şiirde geçen ”dara durmak”hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar “Enel Hak diyen” Hallac-ı Mansur’un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk’a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.
-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek
-Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal’ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal’ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.
-Nefeste Kaygusuz Abdal’ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.
KAYGUSUZ ABDAL
Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir.
Dili sadedir
Hece ölçüsü kullanmıştır.
Konusu halkın ilgisini çekebilecek güncel konulardır

9. sınıf biyoloji ders kitabı 114. - 118. sayfa arası cevapları

114-118 Arası cevaplar



1.D 2.Y 3.Y 4.D 5.D 6.Y 7.Y
1.DNA 2.besin,fotosentez 3.zar,stoplazma ve çekirdek 4.organik,inorganik 5.prokaryon
1.A 2.E 3.C 4.C 5.D 6.D 7.E 8.B 9.D 10.C 11.B 12.C 13.A 14.A 15.C 16.E

10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 129. sayfa cevapları

Sayfa129
SU KASİDESİ
1) Ey göz, gönlümdeki ateşlere, gözyaşından su saçma, böylesine tutuşan ateşlere su çare kılmaz
Bu beyitte Fuzulî gönlünde aşk ve ıztırabı ateşlere, gözyaşını ise, suya benzetmiştir Su ile ateş birbirine zıttır Su ateşi söndürür Fakat gönül atşi maddî değil, manevîdir Bundan dolayı gözyaşları insanın içindeki ateşi söndürmez Bu beyit bize Fuzulî'nin muztarip, duygulu bir insan olduğunu gösteriyor Bu beyitte tekrarlanan (s, g, d, k) konsonantları (ünsüzleri) ile (o, ö, u) vokalleri (ünlüleri) bir ahenk vücuda getirmektedir
2) Dönen günbedin rengi mi mavidir, yoksa gözümden akan su mu onu çepçevre çevirmiştir, bilmiyorum
Bu beyitte geçen "âb-gûn" kelimesi hem suya benzer, hem mavi renk mânâsına gelir Fuzulî gözyaşlarının gök kubbeyi çepçevre kuşattığını söylemekle mübalağa sanatı yapıyor, gökyüzünün renginin mavi mi, yoksa gözyaşlarından dolayı mı böyle göründüğünü bilmediğini söylemekle "tecahül-i arifane" de bulunuyor Gökyüzü, için "günbed-i devvar" (döner kubbe) tamlamasını kullanmakla da şair, gökyüzü ile göz arasında bir münasebet kuruyor Bu beyitte tekrarlanan (n ve g) konsonlarıyla ince ve kalın yuvarlak vokaller hususî, bir âhenk vücuda getiriyor
3) Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa, şaşılmaz, zira su zamanla duvarda yarıklar bırakır
Fuzulî'nin bu beyitte "zevk-i tîg-kılıcının zevki" tamlamasını kullanması psikolojik bakımdan dikkati çekicidir Fuzulî sevgilisinin verdiği acıdan şikâyet etmez, tam tersine zevk duyar Burada söz konusu olan kılıç sevgilinin keskin bakışıdır Şair, senin kılıca benzeyen bakışlarının yerdiği acı' bana zevk" verir fikrini "zevk-i tîg" tamlaması ile özetlemiştir Divan şairleri bu nevi kısa, özet veya yoğun sözlerden hoşlanırlar Onları okuyucunun çözümlemesi lâzımdır Şair, kılıcın gönlünü çak çak (parça parça) etmesi ile suların duvarda yarıklar hâsıl etmesi arasında bir bağlantı kuruyor Divan şairleri çok defa kılıç deyince suyu hatırlarlar Bunun sebebi kılıcın imal edilirken su ile çelikleştirilmesidir Bir klişe olarak kullanılan "âb-ı tîg" (kılıç suyu, kılıcın parlaklık ve keskinliği) tamlaması da onlarda su hayalini uyandırır
4Yaralı gönül senin (peykân)ından korka korka bahseder Yaralı olan suyu ihtiyatla içer
Bu beyitte geçen "peykân" sözü okun ucundaki demir mânâsına gelir Bu da sevgilinin kirpiklerine tekabül eder Sevgilinin oka benzeyen kirpikleri âşığı yaralar, yaralılar da suyu ihtiyatla içerler
5Bahçıvan boşuna zahmet çekmesin, gül bahçesini suya versin, bin gül bahçesine su verse, senin yüzün gibi bir gül açılmasına imkân yoktur
Bu beyitte sevilen varlığın yüzü ile gül arasındaki benzeyiş dolayısıyla ikisi arasında bir mukayese yapılmıştır Fuzulî su redifi vasıtasiyle hayali genişletiyor Araya bahçıvanı da katıyor Sevgili, güzellik ve başka vasıfları bakımından gülden üstündür Şair, su vermek ile de oynuyor Birinci mısrada "suya vermek" sözü mecazî olarak yok etmek mânâsına kullanılmıştır
6 Yazı yazan (hattat) kalem gibi gözlerine kara su inse de, senin yüzünün hattına benzer bir hat yazamaz
Bu beyitte "gubar,' muharrir, hat, hâme ve kara" kelimeleri arasında tenasüb sanatı vardır Bu kelimeler birbirleriyle ilgilidir Hat, yazı sanatıdır Gubar, hat sanatında bir yazı çeşididir Şair, kalem, kara ve muharrir kelimelerini hat sanatı ile münasebeti bakımından zikrediyor Divan şairleri sevgilinin yüzündeki ince tüyleri hatta (yazıya) benzetirler Sevgilinin yüzünün hatları, hattatın yazdığı yazılardan çok daha güzeldir Hattat, gözlerine kalem gibi kara su ininceye dek, yani kör oluncaya kadar yazı yazsa, senin yüzünün hattına benzer bir yazı yazamaz Şair "okşamak" kelimesini hem benzetmek, hem yüz dolayısıyle sevmek mânâsında kullanmıştır Kalem (hame) gibi gözüne kara su inmek sözü, mecazî olarak kör olmak mânâsına gelir
7Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa bunda şaşılacak ne var? Gül yetiştirmek isterken, dikene verilen su boşa gitmez
Fuzulî bu beytinde gözyaşını tatlı bir alayla yumuşatıyor Beyit, birbiriyle ilgili şu benzetmelere dayanıyor: Yanak-gül, kirpikler-diken, gözyaşı-su Bu beyitte eskilerin "leff ü' neşir" (sarma ve açma) dedikleri bir sanat vardır Bu sanat, aralarında münasebet bulunan iki veya üç şey zikrederek karşılıklarını (benzerlerini) söylemek suretiyle yapılır
8Gam günü hasta gönülden kılıcını (kirpiklerini, bakışını) esirgemek gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir
Fuzulî, burada da ok (kılıç) -su-yaralanma mazmununa dayanıyor Karanlık gece ile sevgilinin kara gözleri arasında da münasebet vardır
9Gönül, ondan ayrı olduğun zaman, onun peykinin (oka benzeyen kirpiklerini) isteyerek, hasretini teskin etmeğe çalış Susuzum, git bu çöl de benim için su ara
Kılıca olduğu gibi peykâna (ok ucuna) da su verilir Şairin "git bu çölde benim için su ara" demesi demirin kuruluk bakımından çöle benzemesinden, demirde ve çölde gizli olarak su bulunmasından dolayıdır Şairin asıl özlediği sevgilisinin bakışlarıdır
10 Ben dudağına karşı büyük bir arzu duyuyorum Kuru sofular ise, kevser istiyorlar; böylece sarhoşa şarap,' ayık insana da su hoş gelir
Bu beyitte dudak kırmızılığı dolayısıyle içkiye benzetilmiştir, ve sarhoşa (aşığa) uygun görülmüştür Kevser Cennet'te bir havuzun adıdır Dîvan şairleri aşk ile kendinden geçenlerle kuru sofuları karşılaştırmaktan ve aralarındaki tezadı belirtmekten hoşlanırlar Aynı beyitte birbirine paralel olan dudak-şarap, âşık-sarhoş, kevser-su, zahid-ayık insan benzetmeleriyle Fuzulî bir leff ü neşir sanatı yapmıştır
11 Su, durmadan senin mahallendeki bahçeye doğru akıyor Galiba o, hoş yürüyüşlü sevgiliye âşık
Fuzulî'nin küçük bir tablo teşkil, eden bu beyti de birtakım gizli benzetmelere dayanır "Serv-i hoş-reftar"dan maksat uzun boylu, güzel yürüyüşlü, sevgilisidir Sevgilinin bahçesine doğru akan su âşıktır Dîvan şairleri sevgilinin boyu için "revan" (akıcı) sıfatını da kullanırlar Servi kelimesi, şairde su çağrışımı uyandırmıştır
12 Toprak (set) olarak sevgilinin köyüne giden suyun yolunu kessem gerek Zîra o benim rakibimdir O köye gitmesine engel olmalıyım
Şair burada yine servi dolayısıyle rakibini suya benzetiyor Toprak olmak kelimesi mecazî olarak, ölmek mânâsına gelir Fuzulî, bu kelimeyi hem, hakikî, hem mecazî mânâda kullanıyor
13 Ey dostlar, eğer onun elini öpme arzusu ile ölürsem, toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin
Fuzulî ince bir hayale dayanan bu beytinde (s) aliterasyonu ile (u) asonansının doğurduğu âhenkten de istifade ediyor
14 Servi, kumrunun yalvarmalarına karşı dikbaşlılık ediyor Su gitsin de onun eteğine sarılıp ayağına düşsün yalvarsın
Servi ile kumru çok defa bir arada bulundukları için birbirlerine âşık sayılırlar Servi, güzel boylu sevgiliye, kumru yalvaran âşığa benzer Şair, servinin uzun oluşu ile dikbaşlılık arasında bir münasebet bulunuyor Servi ağaçlarının dibinden akan su da bir arabulucuya benzetiliyor Şair bu beyitte servi, kumru ve suya insana has vasıflar vermek suretiyle "teşhis" ediyor ve âdeta tabiatı masallaştırıyor
"Servi", vahdeti (Tanrı) "su", peygamberi, "kumru" kulu temsil eder Beyitte arka planda böyle bir mânâ da vardır
15 Gül dalı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor Su, gül dalının damarına girerek bülbülü kurtarmalıdır
Renk kelimesi, renkten başka şekil, suret ve hile mânâlarına da gelir Şairin burada onu kullanması gül ve bülbülün kanı dolayısıyledir Gül, kendisine kırmızı renk sağlamak maksadıyle bülbülün kanına girmek istiyor Divan şiirinde gül ile bülbül arasında bir aşk münasebeti olduğundan bahsedilir Şair bu beytinde de gül, bülbül ve suya insanî vasıflar izafe ediyor
16 Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed'in, yoluna girmiştir
Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed'e uyan, onun yolunda giden mümin arasında bir münasebet buluyor Temizlik dolayısıyle İslâmiyet suya büyük önem verir Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür Suyun vasıflarından biri berrak oluşudur İyi mümin de öyledir Onun gönlü de su gibi aydınlık, herkese açıktır
17 Seyyid-i nev'-i beşer (insan ney'inin efendisi, Hazret-i Muhammet) seçkinlik incisinin denizidir Onun mucizeleri kötülerin ateşi üzerine su serper
Burada su redifi dolayısıyle Peygamber bir seçkin inciler denizine benzetilmiştir Onun din denizi seçkin inciler yetiştirir O, kötülük ateşlerini söndüren bir sudur Su ile ateş arasında tezat vardır Burada ateş kötülüğün, su iyiliğin sembolü olarak kullanılmıştır, Bu beyitte seyyid, ıstıfa, sepmek), (beşer, ateş-i eşrar) kelimelerinde aliterasyon vardırHz Muhammed doğduğu zaman ateşperestlerin ateşleri sönmüştür Beyitte bu mucizeye de telmih vardır
18 Peygamberlik gül bahçesinin canlılığını tazelemek için mermer taşı mucizinden (yaratıcılığından) su akıtmış
Peygamberlik gül bahçesine su verince gül tazeleniyor Gül Peygamberimize izafe edilen bir çiçektir Peygamberlik müessesesi onunla taze kalmış, Son peygamber olan Peygamberimizin mucizelerinden biri kara taştan su akıtmak Bu mucize peygamberliğinin kabulü ve yeni bir gül açılması, peygamberlik bahçesinin parlaklığının tazelenmesidir
19 Onun mucizi âlemde öyle nihayetsiz bir hidayet denizidir ki, binlerce kâfir tapınağına (Mecusî tapınağına) o denizden hidayet ermiştir
Peygamber doğduğu zaman vukua gelen harikulade hadiselerden biri de sönmeyen ateşlerin sönmesi (Mecusî ateşlerinin sönmüş olması)dir Bu hadiseye telmih eden Fuzulî'ye göre peygamberimizin mucizesi öyle sonsuz bir deniz imiş ki, binlerce kâfir ateşgedesindeki ateşi söndürmeğe yetmiştir
"Yetmiş" kelimesi hem "erişmiş" hem de "kifayet etmiş" mânâlarına gelir Burada kifayet etmiş mânâsında tevriye!i kullanılmıştırAyrıca su-ateş arasında tezat vardır
20 Şiddet günü Ensar'a parmağından akıttığı suyu kim işitse, hayretle parmağını ısırır
Tebuk seferinde (şiddet günü) susuz kaldıkları zaman Peygamberimizin parmakları arasından oluk oluk su akmış Bunu duyan hayretinden parmağını ısırır Bu hadise de kullara hayret veren bir mucizedir
21 Dostu, yılan zehri içse, ebedî hayat suyuna döner, düşmanı su içse mutlaka yılan zehri olur
Peygamberin dostlarından maksat, hayatında iken, ona uyan sahabelerle, onun yolundan giden Müslümanlardır Aynı imana sahip oluş, onlara da manevî bir güç verir ve onlar bu manevî güç ile, kötülükleri iyiliğe döndürebilirler Buna karşılık, düşmanları için iyi şeyler böyle kötü bir mahiyet alır Şair bu fikri, yılan zehrinin ebedî hayat suyuna veya tersine ebedî hayat suyunun zehre dönüşmesi sembolü olarak ifade ediyor Burada tezat sanatı vardır
22 Abdest almak için yanağının gülüne su serpince, her damla sudan bin rahmet denizi dalgalanmıştır
Şair borada "gül-i ruhsar" tamlaması ile Peygamber'in yanağını güle benzetmiştir Abdest alınırken yüz yıkanır Peygamber'in yüzüne değen su, onun manevî gücü ile çoğalıyor, bir damladan bin rahmet denizi doğuyor Damla ile deniz arasında tezat vardır Bu tezat ve benzetme tasavvufta birlik (vahdet) ile çokluk (kesret) u belirtmek için kullanılır Çok, birden doğar Başlangıçta ilk Müslüman olan Hazret-i Muhammed tek idi Daha sonra, Müslümanların sayısı yüzlerce milyonu aştı Tanrı'nın insanlara acıması mânâsına gelen rahmet, Türkçe'de mecazî olarak yağmur mânâsına da gelir Yağmur milyonlarca damladan oluşur
23 Su senin ayağının toprağına erişeyim diye durmadan, ömürler boyu başını taştan taşa vurarak âvâre gezer durur
Her yıl, yüz binlerce Müslüman, dünyanın dört bir yanından Hacc'a giderler Peygamber'in mezarını ziyaret ederler Şair, sulara da böyle kutsal bir duygu yüklüyor Suların başını taştan taşa vurması, hem hakiki, hem mecazî mânâda kullanılmıştır Hayat ile su arasında münasebet olduğu için şair ömür kelimesini kullanmıştır Muttasıl kelimesi Arapça "vasl" (ulaşan, kavuşan) kökünden gelir Bu beyitte teşhis sanatı vardır
24 Su ister ki, senin dergâhının toprağına zerre zerre nur salsın Parça parça olsa bile su o dergâhtan dönmez
Toprak, su ve ışık zerre zerre, parça parça olurlar Su ışığı yansıtır Şair, su ve ışığın bu özelliklerine manevî bir mânâ da veriyor Burada su ve ışığın zerre zerre veya pare pare olması sevginin gücünü ifade eder
25 Senin na'tını zaman zaman tekrarlamayı hata ehli derman bilir Tıpkı sarhoşun ayılması için yüzüne su serpmesi gibi
Hata kelimesi yanlış ve günah mânâsına gelir "Ehl-i hata"dan maksat, yanlış yola sapanlar, günahkârlardır Onlar günahlarından kurtulmak için, sarhoşun ayılmak maksadıyle yüzüne su serpmesi gibi senin na'tını tekrarlarlar Na't, bir şeyi medhederek anlama mânâsına gelir Hazret-i Mu-hammed'i övmek için yazılan şiirlere de na't denilir Belli zamanlarda okunan Kur'an cüzlerine ve dualara "vird" denilir
26 Ey Tanrı'nın sevgilisi, ey insanların en iyisi, sana dudakları yananların su dilemeleri gibi müştakım
27 Şen o keramet denizisin ki, Miraç gecesi feyzinin şebnemi duran ve gezen yıldızlara su götürmüştür
Burada Hazret-i Muhammed'in Mirac'ına telmih vardır Şebnem kelimesinin şeb'i (gece) ile Şeb-i Mîrac'ın "şeb"i aynı mânâya gelir Şairin iki kelime atasında münasebet kurmasının sebebi budur Feyiz: suyun taşması, bereket demektir Şebnem ile bahar arasında tezat vardır Peygamber'in manevî gücü o kadar kuvvetlidir ki, yeryüzünden götürdüğü şebnemi bütün yıldızlara yetecek su sağlar Burada sudan maksat, Hazret-i Muhammed'in Miraç gecesi bütün kâinata varlığı ile vermiş olduğu feyizdir
28 Mezarını yenileyen mimara su gerekirse, güneşin çeşmesinden her dem feyzin saf suyu iner
Burada güneş, dünyaya feyz ve bereket verdiği için çeşmeye, güneşten akan ışık zülâle (saf su) benzetilmiştir
29 Cehennem korkusu yanık gönlüme gam ateşi salmış, senin ihsan bulutunun o ateşe su serpeceğini umuyorum
Mânâ bakımından bütün kelimeleri birbiriyle ilgili olan bu beyitte tenasüb veya müraat-i nazîr sanatı vardır
30 Na'tının uğuru ile Fuzulî'nin sözleri nisan yağmurundan vücuda gelen büyük inci tanelerine benzemiştir
Bir efsaneye, göre istiridyeler nisan ayında denizin yüzüne çıkar, yağmur yağarken kabuğunu açar, bir iki damla alır, yeniden denizin dibine inerlermiş Bunlar zamanla inci haline gelirmiş Fuzulî yukarıdaki beytinde bu efsaneye telmihte bulunuyor, kendi sözlerini inciye benzetiyor
31 32 Mahşer günü gaflet uykusundan uyandığımda ve hasret gözyaşlarından uykusuz gözlerim su döktüğünde (ağladığımda) umduğum odur ki, mahrum olmayayım, vaslının çeşmesi senin yüzüne teşne olan bana su versin
Divan şairleri umumiyetle fikirlerini bir beyitte sona erdirirler Fuzuli burada 31 beyitle 32 beyiti birbirine bağlıyor İki beyitte de mahşer günü bahis konusudur O gün insanlar Tanrı'ya -hayatlarında yaptıkları iyi ve kötü işlerin hesabını verecekleri için büyük bir telaş ve heyecan içinde olacaklardır O gün Hazret-i Muhammed kendisini sevenlere şefaat edecektir
SAYFA 129
1abirim değeri:beyit
birim sayısı:32
bşiirin teması:Hzpeygambere övgü
cnesib:1-15, methiye:17-29, girizgah:16, fahriye:30, dua:31-32
çher beyit kendi içerisinde bir bütündürbeyitlerde başlayan anlam yine diğer beyitlere sarkmadanaynı beyitin içinde bitmektedirkasidenin bölümlerindeki her beyit o bölümü ifade etmek amacıyla bir araya getirilmiştirbeyitler bir araya getirilirken her beyitin o bölümde anlatılacakları tek başlarına anlatmaları beyitlerin anlam bakımından birbirinden bağımsız olmalarını sağlamaktadırbeyitlerdeki kafiye ve redif olarak kullanılan su sözcüğü beyitler arasındaki ses ilişkisini göstermektedir
d "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
Kuze eylen topragum sunun anunla yara su" beyiti şairin kişisel duyarlılığını ve hayal gücünü en iyi ifade eden beyittirşair bu beiytte onun elini öpmek arzusuyla ölürsem toğrağımdan bir testi yaparak onunla yare su verin,böylece mezar toğrağım onun eline değecek ve elini öpmüş olacaktır ifadesini kullanmaktadırbu hayal gücü ve duyarlılık şairin şiir kudretinin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir
e beyit sayısı 31-99 arasındadır
din ve devlet büyüklerini övmek için yazılır
kaside 5 bölümden oluşur (nesib,girizgah,methiye,fahriye,dua)
2a "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
Kuze eylen topragum sunun anunla yara su"
yukarıdaki beiytte "s" seslerinin tekrar edilmesi ahengi sağlamıştır
byukarıdan aşağı doğru akan suyun görüntüsü ile kasidedeki su sözcüğü arasında ses bakımından bir ilişki vardırresimdeki şelaleden çıkan su sesi,kasidenin redifi olan su sözcüklerinin okunmasıyla çıkan sesle eşdeğerdir