28 Eylül 2013 Cumartesi
11.SINIF Coğrafya SAYFA 94 95 96 97 98 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI cevapları
Kitabınızdaki Haritada Türkiye’deki büyükbaş ve küçükbaş hayvan türlerinin sayısal dağılışı gösterilmiştir.Atlasınızdan ve ön bilgilerinizden faydalanarak:
DEVAMI AŞAĞIDAKİ LİNKTEDİR LİNKE TIKLAYARAK İNDİREBİLİRSİNİZ
11.SINIF SAYFA 94-95-96-97-98 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI cevapları indir
9. sınıf biyoloji ders kitabı 186. 187. sayfa cevapları
BAKTERİLER aLEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1 Hücre çekirdeği, mitokontri, golgi cisimciği, endoplazmik retikulum, sentriol gibi organelleri yoktur
2 Mitokondrileri olmamasına rağmen mezozomlarında ve Sitoplâzmalarında bulunan ETS enzimleri yardımıyla O2 li solunum yapabilirler
3 Ribozomları vardır DNA sitoplâzmada bulunur
4 Hücre zarının dışında karbonhidrat, protein ve lipitten oluşan hücre çeperi (duvarı) vardır
5 Bazı bakterilerde hareketi sağlayan kamçı, hücreyi koruyucu özellikteki kapsül ve olumsuz ortam koşullarına uyum şekli olarak oluşturulan Endospor bulunabilir
NOT : Endospor bir üreme şekli değildir
PROTİSTA aLEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1Protista âlemindeki canlıların tümünde çekirdek zarı ve zarlı organeller bulunur Ökaryot canlılardır
2Ototrof ve heterotrof olanları vardır
3Tek hücreli ve çok hücreli organizmalardan oluşur
4Bölünerek ya da sporla çoğalan ve eşeyli üreyen üyeleri vardır
ARKEA aLEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1Bakteriler gibi çekirdeği olmayan tek hücreli canlılardır
2Arkelere normal şartlara göre daha yüksek sıcaklıkta yaşamalarına rağmen sonradan habitatta rastlanmıştır
3Çoğu bakteri ve ökaryotun hücre zarları gliserol lipit esterlerinden oluşur
4Çoğu arkeler aşırı sevendir (Ekstremofil) bazıları yüksek sıcaklıklarda, deniz dibinde sıcak su kaynaklarında çoğu zaman 100 oC üstünde yaşarlar Bazıları çok soğuk ortamda veya aşırı tuzlu, asit veya alkali ortamda bulunabilir Bazı alkeler ılıman şartlarda (mezofil ) yaşarlar
5Arkeler diğer organizmalar için zararsızdır, hastalık etkeni olmazlar
BİTKİLER aLEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1Ökaryot ve çok hücreli canlılardır
2Hücre çeperi plastid ve kofulları vardır
3Hücre çeperi selüloz yapıdadır
4Fotosentetik ototrofturlar
5Doğadaki tüm canlıların organik besin ihtiyaçlarının büyük bir kısmını karşılarlar
6Gelişmiş (yüksek yapılı) bitkiler kök, gövde, yaprak, çiçek ve tohumdan oluşur
7Bitkilerin büyümeleri sınırsızdır
MANTARLAR aLEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1Ökaryot ve çoğu çok hücrelidir
2Heterotrof canlılardır
3Saprofit, parazit ya da simbiyoz yaşayabilirler
4Gerçek kök, gövde ve yaprakları yoktur
5Hücre çeperine sahiptirler
6Çoğu sporla çoğalır
7Genellikle nemli ortamlarda yaşarlar
HAYVANLAR aLEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1Ökaryot ve çok hücreli canlılardır
2Hücrelerinde gelişmiş bitkilerde bulunmayan sentrozom vardır Koful küçüktür
3Çoğu gelişmiş organ sistemlerine sahiptir
4Sinir sistemleri bulunur (İlkel olanlar hariç)
5Büyümeleri sınırlıdır
6Heterotrofturlar
10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 55. sayfa cevapları
1)E
2)B
3)Arap,Türkçe.
İlk.
Türkçedir.
4)D
5)Köktürk devleti=göktanrı inancı
Uygur devleti=Budizm,mani dini
Karahanlı devleti=İslamiyet
Mesnevi nazım şeklinin özellikleri:
1-mesneviler öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir.(savaş,aşk,tarihi olaylar ve tasavvuf)
2-mesneviler divan edebiyatında bir bakıma günümüzdeki roman ve hikayenin yerini tutuyordu.
3-beyit sayısı sınırsızdır.
4-her beyit kendi arasında kafiyelidir.(aa,bb,cc…)
5-aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
6-beş mesnevinin bir araya gelmesiyle hamse oluşur.
-mesnevi nazım şekli türk edebiyatında ilk defa ne zaman kullanılmıştır?
11.yüzyılda yusuf has hacip tarafında kutadgu bilig’de kullanılmıştır.
———————————————————
11. Yüzyıl: İslami Dönem Türk Edebiyatı’na ait ilk eser 11.Yüzyıl’a ait olan ‘Kutadgu Bilig’dir. Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış öğretici bir eserdir. Siyaset-nâme niteliğindedir ve 6500 beyitten oluşur. Bu döneme ait diğer bir önemli eser de ‘Divânû Lügâtit Türk’tür. Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçe’yi öğretmek amacıyla yazılmış bir lügâttır. Bu döneme ait önemli bir eser de Edip Ahmet Yükneki’nin öğretici nitelikteki dini kitabı ‘Atabetül Hakayık’tır.
12. Yüzyıl: Bu yüzyılın en önemli ismi Hoca Ahmed Yesevi’dir, Türk tasavvuf tarihinin ilk önemli şairidir. Hikmetleriyle büyük ün kazanmıştır. Bu yüzyılın diğer önemli ismi ise Kitab-ı Meryem, Kitab-ı Bakırgen ve Kitab-ı Âhirzaman adlı eserlerin sahibi, aynı zamanda Hoca Ahmed Yesevi’nin öğrencisi olan Hakim Süleyman Ata’dır.
9. sınıf matematik kitabı 68. sayfa cevapları
1.soru
(3x+2,1)=(5,2y-1)
3x+2=5
3x=3
x=1
2.soru
(x-y,x+y)=(1,3)
x-y=1
x+y=3
2x=4
x=2
2+y=3
y=1
3.soru
(2x+y,6)=(4,y+6)
y+6=6
y=0
2x+y=4
2x+0=4
x=2
4.soru
(x-y,x+y)=(1,3)
x-y=1
x2-y2=7
(x-y).(x+y)=11
1.(x+y)=11
x-y=1
x+y=11
2x=12
x=6
4.sorudaki x2 x üzeri 2, y2 y üzeri 2
Yaş Problemleri ve Çözümleri video
Yaş problemleri soru örnekleri video.
9. sınıf fizik ders kitabı 6. ünite cevapları
1.katılarda ve derin ortamlarda daha hızlı ilerler.
2.mekanik ve elektromanyetik
3.birbirine ters orantılıdır.
4.dalga boyuyla frekansı çarparız.
5.titreşim olmadığı için
6.dalga boyu artar ama frekans değişmez.
7.hayır
8.titreşimle
9.radyo dalgaları elektro manyetik deprem dalgaları mekanik dalgalardır.elektro manyetik dalgalar ışık hızıyla mekanik dalgalar ise havave diğer ortamlar aracılığıyla yayılır.ikiside dalga boyu,hız ve frekansa sahiptir
11. sınıf türk edebiyatı dersi 1. dönem 2. yazılı soruları ve cevapları
Yukarıda bazı özellikleri verilen şairimiz kimdir?
2-“Şiirde her türlü kurala, belirli kalıplara karşı çıkmışlardır.Şiirde ölçü ve kafiyeye, dörtlüğe karşı çıktılar. Kuralsızlığı kural edindiler.Şairaneliği, mecazlı söyleyişi, sanatları kabul etmediler.Süslü, sanatlı dile karşı çıkıp sade bir dil kullandılar.Günlük hayattaki konular onların başlıca konularıdır. Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu’dan oluşur.”
Yukarıda tanıtılan edebi hareketin adı nedir? Her iki adını da yazın.
3-Toplumsal Gerçekçiler hakkında bilgi verin?
4-Aşağıdaki eserlerin sanatçılarını karşılarına yazın?
Sisler Bulvarı:
Vazgeçemediğim:
Sessiz Gemi:
Fetih Marşı:
Memleket Hikayeleri:
5-Aşağıdaki kelimelerin anlamlarını yazın.
dalyan:
Çıngırak:
Itır:
6-Ahmet Muhip Dıranas’ın sanatı ve kişiliği hakkında bilgi verin?
7-Son Dönem Türk edebiyatında bağımsız kalan sanatçılar kimlerdir?
8-Zarf tümlecini örneklerle açıklayın?
9 - Aşağıdaki cümlelerde bulunan ikilemeleri ( tekrar gruplarını ) göstererek bunların cümledeki görevlerini (Öge olarak) belirtiniz?
“ Gün be gün yıpranan eski püskü bu evin ses seda duyulmayan toz toprak içindeki odalarında in cin top oynamaktaydı; duvarlardaki büyüklü küçüklü tablolarda eski zaman insanları sıra sıra dizilip kör karanlığı kollamaktaydı.”
10-Aşağıdaki cümleleri ögelerine ayırın?
Çocuklar, okulun penceresinden maçı seyrettiler.
Aşağıdaki cümlelerde isim tamlamalarını bulup çeşidini yazın.
Deniz sesi bir melodi gibi geliyordu kulağıma.
Vurur, deryalara ışığı adaların
cevaplar:
1- Ahmet Kutsi Tecer.
2- Garip hareketi (Birinci Yeni)
3-Toplumsal Gerçekçiler: Birinci ve İkinci Yeni hareketine tepki olarak sosyal olaylara ve toplumsal gerçeklere yöneldiler. Eserlerinde köy hayatını ve köylülerin sorunlarını ele aldılar, yurt gerçeklerini savundular. Özellikle hikaye, roman türünde başarılı eserler verdiler.
Kemal Tahir, Orhan Kemal gibi toplumcu yazarlar, evrensel ve geniş ufuklu eserler vermişlerdir.
4-Verilen sereler ve yazarları:
Sisler Bulvarı: Attila ilhan
Vazgeçemediğim: Orhan Veli
Sessiz Gemi: Yahya Kemal
Fetih Marşı: Arif Nihat Asya
Memleket Hikayeleri: Refik Halit Karay
5-Kelimelerin anlamları:
dalyan: Balık tutmak amacıyla kıyılara yakın mesafede kurulan sabit ağ sistemi.
Çıngırak: Çanın küçüğü.
Itır:Güzel koku.
6- Ahmet Muhip Dıranas’ın sanatı ve kişiliği:
Dranas'ın şiiri biçim bakımından kendinden öncekilere benzerse de dil ye imge bakımından onlardan çok farklıdır. Bu kalıplar içinde kalarak Türk şiirine değişik bir anlatım, taze bir ses ve ahenk getiren şair, çağın sorunlarına karşı ilgisizdir. Süsten arınmış söyleyişi, yalın ve sade dili, şiir sezgisi ve şiir kurma gücüyle içindeki duyguları yansıtmağa, güzel günlerin anılarını tazelemeğe, bunlarda bir yaşama sevinci bulmağa çalışır. Dranas'ın insan hakkındaki görüşü karamsardır.
A. Muhip Dranas'ın bütün şiirlerinin özü sevmek, yaşamak ve ölüm kavramlarıdır denebilir. O bu üç temayı «bir büyük şarkı» bütünlüğü içinde ve güzellikler halinde, ama sade bir anlatımla dile getirir.
Ahmet Muhip Dranas, hece ölçüsü sınırlarında kalarak ama durak ve vurgu yerlerini değiştirerek gelenekselde çağdaşlığı yakalayan, çağrışım gücü yüksek; yurdu, insanı ve doğası ile barışık; alışılmadık deyiş örgüsüyle unutulmaz şiirler yazdı.
7- Son Dönem Türk edebiyatında bağımsız kalan sanatçılar: Arif Nihat asya, Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Necatigil,Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Sıtkı Tarancı…
8- Zarf (Belirteç) Tümleci : Yüklemi zaman, durum, miktar, ölçü, yer yön ve soru yönünden gösteren sözcük ya da sözcük öbekleri cümle içinde zarf tümleci görevi yapar.
İnsan düşündüklerini açıkça söyleyebilir. (Nasıl söyleyebilir?)
Damlaya damlaya göl olur. (Nasıl göl olur?)
Olanları ağlaya sızlaya anlattı. (Nasıl anlattı?)
O acılı haberi duyunca çok üzülmüştü. (Ne zaman üzülmüştü?)
Tren on beş dakika sonra burada olur. (Ne zaman burada olur?)
Gelecek ay yeni bir araba alalım. (Ne zaman alalım?)
Biraz bekleyip aşağı indim. (Ne yöne?)
Az önce dışarı çıktı. (Ne tarafa?)
Korkudan bir adım geri çekildim. (Ne yöne?)
9- Verilen cümledeki ikilemeler ve görevleri:
gün be gün - eski püskü - ses seda - toz toprak : dolaylı tümleç
İn cin : özne
Büyüklü küçüklü : dolaylı tümleç
Sıra sıra : zarf tümleci
10-Verilen cümleyi ögelere ayrılması:
Çocuklar, okulun penceresinden maçı seyrettiler.
Özne DT B.li N Yüklem
Verilen cümlelerdeki isim tamlamaları şu şekilde gösterilebilir:
Deniz sesi bir melodi gibi geliyordu kulağıma.
B.siz İ.T.
Vurur, deryalara ışığı adaların.
B.li İ.T.
9. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Sayfa 109 dan 116 ya Kadar Ölçme değerlendirme Etkinlik Sorular Cevapları
ölçme ve değerlendirme:
1-C
2-D
3-D
4-A
5-A
6-B
7-B
8-D
10-B
110.Sayfa
11-deyimler az sözle çok şeyin anlatıldğı özlü sözlerdir.Duygu ve düşüncelerimizi daha kısa net, somutlaştırarak ve edebi bir şekilde anlatmak için deyimleri kullanırız.
12- akşam güneşi altında oturduk.(akşam güneşi=isim tamlaması)
sen ve ben tekrar konuşmalıyız.(sen ve ben=bağlama grubu)
bu güne kadar ona acımadım.(bu güne kadar=edat grubu)
13-koşa koşa geldi.(koşa koşa=Durum)
seni sorup öyle gitti(seni sorup=sorduktan sonra)
erken yatınca erken kalktı.(erken yatınca=zaman)
biz gelmeden o gitmiş.(biz gelmeden=gelmeden önce)
babası gi**** kimseyle konuşmuyor(babası gi****=gittiğinden beri)
14-çekimli olmaktan çıkıp geçici bir süre isim, sıfat ve zarf konumunu kazanan fiillere fiilimsi denir.Fiilimsiler diğer kelime gruplarından farkı olarak fiil kök ve gövdelerine fiilimsi eklerinin getirilmesiyle yapılırlar
15-Kanlıca'nın ihtiyarları>belirtili isim tamlaması;Ankara'nın adı>belirtili isim tamlaması;yeşilin bin bir tonu>belirtili isim tamlaması;onun kitaplarını>belirtili isim tamlaması;bunların hangisi>belirtili isim tamlaması
111.sayfa
1a
2a
3d
4d
5e
sayfa 112
6-C
7-E
8-D
9-E
10-A
sayfa 115;
hazırlık soruları değil ama Hayat Böyledir işte metninin altındaki soruların cevabı;
1.soru
noktayla ayrılması ve cümleyi oluşturan öğelerin bulunması...
2.soru
yüklem cümlede yargı bildirir...bu nedenle önemlidir...
3.soru
isim-fiil cümlesidir...(oradn herhangi bir cümle seç...)
4.soru
yargı üzerinde taşır.bir yüklem bir cümledir!
5.soru
kelime grupları birbirinden ayrılamaz...onlar kalıplaşmışlardır,bir bütünlerdir....!
Sayfa:115 balık kılÇığını söyLüyorum
1.de üste akıl aLta öfke
2.de üste utanma(haya) aLta aÇ gözLüLük (;
3.yü zaten iLim ve haset oLarak vermiş
4.de üste iman aLta şüphe (;
Ana düşünCe; İman rahmani şüphe şeytanidir (;
MAKALAT'ın diL özeLLikLeri ;
Oğuz TürkÇesi iLe yazıLmıştır.
CümLeLer kısa ve aÇıktır.
Sade ve anLaşıLır bir diL kuLLanıLmıştır (;
Sayfa:116
13 ve 14. YY'ın ÖğretiCi MetinLeri ;
NesirNazım'dır..
9. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Cevapları Sayfa 192 den 196 ya Kadar
1-A
2-E
3-C
4-E
SAYFA:193
5-A
6-D
7-C
SAYFA:195
1.ETKİNLİK
A)Hangi durumların karşılatırıldığını yazınız.
On yıl önce basılan gazete sayısı ile günümüzde basılan gazete sayısı ikisi arasındaki artış.
B)Hangi durumların karşılaştırıldığını yazınız.
Kitap okumayanların kitaplar hakkında ağırbaşlı konuşmaları.Kitap okuyanların da bu durumun hoşlarına gitmemeleri.
SAYFA:196
A)Konuyu somutlaştırmak için verilen örnekleri yazınız.
Akropal,Ayasofya,Selçuk eserleri,Mimar Sinan,Acemi Ali,Atatürk Anıtı,İstanbul Üniversitesi,Taşkışla.
B)Konuyu somutlaştırmak için verilen örnekleri yazınız.
Chicago Üniversitesi profesörlerinden Bobit
10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 43. sayfa cevapları
1-
Yazının icadından önce insanlık tarihi:
Yazının icadından önceki dönemde bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmadan önce yok olmaktadır. Bu nedenle de ilerleme çok yavaş olmuştur. İnsanlar gündelik bilgilerle yetinmek zorunda kalmışrı.
Yazının icadından sonra insanlık tarihi:
Sümerlilerin yazıyı icat edişiyle birlikte bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmış ve insanlık tarihi bu dönemden sonra hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır
2- kısacası insanlar daha cahil olurdu.
9. sınıf din kültürü dersi Hz.Muhammed'in Yemen Seyâhati
Hz. Muhammed (s.a.s.) 17 yaşında iken de, diğer bir ticâret kafilesi ile amcalarından Zübeyr ve Abbâs'la birlikte Yemen'e gidip gelmiştir.
6. sınıf Türkçe Dilekçe örneği
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ KÂZIM KARABEKİR
EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA
Fakültenizin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 8. sınıf 95332 numaralı öğrencisiyim. Erzurum Büyükşehir Belediyesine bursa başvurusunda bulunmak üzere öğrenci belkisi düzenlenerek tarafıma verilmesini istiyorum.
Gereğini arz ederim.
Meryem E.
Bakırcılar Mah.
Nu:1
Yenişehir / Erzurum
----------------------------------------------------------------------------------------------
SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFI
MÜDÜRLÜĞÜNE
YALOVA
Vakfınızın fakir ve yardıma muhtaç ailelere yönelik olan
fonundan yardım almaktayım. Aşağıda belirttiğim adresimde
aylık 210 TL kira be**** ile 3 çocuğumla ikamet etmekteyim.
Aylık giderlerimi karşılamakta zorluk çekmekteyim.
Tarafınızdan yapılmakta olan yardımın devamını arz ederim. xx/xx/2009
ADRES: Vicdan S.....
-----------
Cumhuriyet Mh.
11. sınıf biyoloji ders kitabı 41. sayfa cevapları
Birinci şekil tek çeneklidir.
İlk boşluk floem, ikinci boşluk ksilem.
İkinci şekil çift çeneklidir.
İlk boşluk floem, 2.boşluk kambiyum, 3.boşluk ksilem.
3.Soru-)
1. Kutikula
2. Üst epidermis
3. Palizat parankiması
4. Sünger parankiması
5. Alt epidermis
6. Stoma açıklığı
7. Floem
8. Ksilem
7. Sınıf Türkçe Sayfa 91 92 93 cevapları
akşam onlara alacağınız tek bir sakızdan bile mutlu olurlar.
öğrenciliğim sırasında bir akşam komşumla birlikte evine kadr yürümüştüm.Kapıyı açan çocuğun gözleri sevir en parlamış:günlerce ilk kez görüyormuş gibi''babam geldi!''diye çığlıklar attı.Bir balon;onlar için her şeydir.bizimde mutlu olmamız için Kader'in her akşam bize bir araba hediye etmesini bekliyoruz?Her sabah hediye ettiği güneş yetmez mi?
4.şimdiki geniş
geniş geçmiş
şimdiki gelecek
şimdiki geniş
test soruları
7.b
6.d
5.b
4.c
3.a
2.b
1.d
sayfa 91
1.şiirin anlatım ve ses özellikleri
her kıtada bir canlı söz konusu olmakla birlikte.bu canlıların kır mektebinde okuduklarını söylemiştir ve kafiyel bir ikileme mevcut
2.ses özellikleri
kefiye var ayrıca zengin kafiye tunç kafiye vb. görülmektedir
2.bir çok canlı yaşamındaki her duyguyu kırm mektebinde öğrendiğini söylüyor.
sayfa 89
9.etkinlik
2.x
5.x
6.x
7.x
9.x
10.x
B)
2. şimdiki zaman gelecek zaman
şimdiki zaman geçmiş zaman
geçmiş zaman geniş zaman
şimdiki zaman '' ''
'' geçmiş zaman
geniş zaman gelecek zaman
geçmiş zaman gelecek zaman
geniş zaman geçmiş zaman
şimdiki zaman gelecek zaman
sayfa 88
3.
1.d
2.y
3.d
4.d
5.y
6.y
7.d
8.y
9.d
10.d
teşekkür etmen yeterliii
Kütüphaneler Haftası örnek konuşma metni
Mart ayının son pazartesi günü ile başlayan haftayı Kütüphaneler Haftası olarak kutluyoruz. Hafta süresince, kitapların önemi, kütüphanelerin geliştirilmesi ve kütüphaneciliğin sorunları dile getirilir, kütüphanelerde uyulması gereken kurallar anlatılır.
İçindeki kitaplardan herkesin yararlandığı binalara kütüphane, kitapların korunması, sınıflandırılması ve okuyucuya kitap verilmesi gibi görevleri yapan memurlara da kütüphaneci denir. Eski çağlardan beri insanlığın hizmetinde olan kütüphaneler, her toplum için önemli olmuştur.
Hemen hemen her il ve ilçemizde kütüphane bulunur. Ülkemizdeki en büyük kütüphaneleri şöyle sıralayabiliriz: İstanbul’da Süleymaniye ve Beyazıt Kütüphaneleri, Ankara’da Milli Kütüphane ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kütüphanesidir.
Ne yazık ki ülkemizde kütüphanelere gereken önem verilmemektedir. Günümüzün en yalnız, en buruk ve en üzgün mekanlarıdır kütüphaneler. Kitabın pahalı olduğunu söyleyen insanların, kitabın bedava olduğu kütüphanelere gitmediğini görüyoruz. Kitap okumayan bir toplum oluşumuzun cezasını, elbette ki her alanda çekmekteyiz.
Sevgili Arkadaşlar! Her türlü kitabı bulabileceğimiz kütüphaneler, biz okuyucularını beklemektedir. Okul ve sınıf kütüphaneleri kurmak için bu haftayı vesile kılıp, hemen kolları sıvamalıyız. Bizlere ödünç kitap veren kütüphaneleri sık sık ziyaret etmeli ve her şeyden önemlisi, haftada en az birkaç kitap okumalıyız.
Kütüphaneye girerken ayaklarımızı paspasa silmeli, paltolarımızı vestiyere bırakmalıyız. Görevli memur istemeden kimliğimizi vermeliyiz. Nasıl kitap arayacağımızı bilmiyorsak görevli memurdan yardım istemeliyiz. Okuma salonunda konuşmamalı, sayfaları sessiz çevirmeli ve sessiz yürümeliyiz. Okuduğumuz ve ödünç aldığımız kitaplardan başka insanların da yararlanacağını unutmadan, onları iyi korumalıyız.
Hepinize kitaplı ve kütüphaneli bir yaşam diliyorum.
JAPONYANIN İZOLE OLMA DURUMU GELENEKSEL YAŞAMI NASIL ETKİLEMİŞTİR.
LİSE 3. SINIF SAYFA 168 ETKİNLİK SORUSU
Bu soruda izole olma kavramı kapalı kalmak etkilenmemek anlamında kullanışmıştır.
Japonya bir ada devletidir.Ada devleti olduğu için çok fazla diğer devletlerin kültürel özelliklerinden etkilenmemişlerdir.
Türk kültürüne bakıldığında Anadolunun konum özellikleri nedeniyle çok çeşitli medeniyetlere merkez olmuş ve çok çeşitli kültürlerden etkilenmiş zengin bir kültürel yapıya sahiptir.Bu zenginlik türk kültürü dışında öğeleride barındırır.Ancak Japonya konum itibariyle vede bir ada devleti olmasından dolayı çevre kültürlere kapalı kalmış kültürel zenginliği sadece kendi kültürleri içerisindeki öğelerden oluşturmuştur.Devlet siyaseti olarak da kendi öz japon kültürünün ve sosyal yaşamının korunması yönünde politikalar uygulanmıştır.
Bu konuyu örneklendirmek gerekirse insan tipi olarak çok fazla başka kültürden insanlarla evlenmemişler ve fiziksel özellik olarak türdeş bir özellik yani birbirlerine benzemektedirler.Aynı etki kültürel türdeşliktede görülür.Batının sadece modern teknolojisinden faydalanmayı yeğlemişler ancak bu teknolojinin sosyal doğal yaşantılarına etkisini en az seviyede tutmuşlardır.Onun içindir ki filmlerde izlediğimiz yada gözlemlediğimiz japon yaşantı tarzında manevi bağlar çok fazla yıpranmamış onur şeref gibi duygular hala anlamını korumaktadır.
ÖSS SINAV ANI
Her şeyden önce unutmayın bu bir ölüm kalım meselesi değil, Birçok öğrenci bu sınav için depresyona giriyor hatta hayatına kıyanlar bile oluyor maalesef! Sınava iyi hazırlanmış bir öğrenci zaten kolay kolay panik olmaz ama ilk seneden sonra panik havası artıyor öğrenci istese de istemese de ya bu sene de kazanamazsam korkusuna kapılıyor bu korkuda sınavımızın kötü geçmesine neden oluyor. Sınav anında kendimizi dış dünyaya kapatmalıyız hatta o kadar konsantre olmalıyız ki dışarıdan gelen sesleri bile duymamalıyız. Nice öğrenci sınava girdiğinde başını sınav kağıtlarının arasına gömüp sınavdan bir saat önce sınavını tamamlıyor saate bakmıyor bile işte bu yüksek kondisyonda bir motivasyon örneği bu motivasyonu sağlamak için en önemli şey sadece kendine güvenmektir. Kendinize güvenin sıranıza arkanızı yaslayın ve derin bir nefes alın başarınca olacakları düşünün ve kendi kendinize kazanmayı çok istediğinizi söyleyin gerisi gelecektir.
11. sınıf coğrafya kitabı EKOSİSTEMLER - MADDE DÖNGÜLERİ
Ekosistem'ler tabiattaki olayların meydana geldiği küçültülmüş birer model'dirler.
Bir yaşama birliği olan ekosistemde üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar olmak üzere üç canlı grubu bulunmalıdır. Üreticileri, fotosentetik ve kemosentetik canlılar oluşturur. Tüketicileri ise en çok etçil ve otçullar oluşturur. Ayrıştırıcılar ise saprofit bakteri ve mantarlardan meydana gelir.
Ekosistemlerde bir besin ve enerji zinciri olup, bunun ana kaynağı güneştir. Enerji ve maddelerin devirli olarak kullanılması ekosistemlerin en önemli görevidir.
Ekosistem'de ototrofların gerçekleştirdiği en önemli olay fotosentez, heterotrofların solunum ve saprofitlerin gerçekleştirdiği en önemli olay ise organik artıkların çürütülmesidir.
E. MADDE DÖNGÜLERİ
Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesi için bazı önemli maddelerin, kullanılan kadar da üretilmesi gerekmektedir. Buna madde devri denir.
Doğadaki karbonun canlı gruplarında ve cansız ortamda izlediği yolu yukarıdaki şekilden takip edebilirsiniz.
9. Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Sayfa 45 ten 58 e Kadar Sorular Cevaplar ve Anlatımı
1)perili köşk hikayesinde diyalog bölümleri farklı ses tonları ile söylenir.
2)farklı ses tonlarıyla ses tonları ile söylendikleri zaman değişlikler olur
3)arkasındaki:
parlıyordu=küçük ünlü uyumuna uymaz. ünlü daralması vardır.
gösterdiğim= yumuşama vardır.söyleyişiyi kolaylaştırır
tavuğu=küçük ünlü uyumunu bozar. yumuşama vardır söyleyişiyi kolaylaştırır
gözüyle=ünlü düşmesi,takılaşma,”y” kaynaştırma harfidir
hissetmeyince=ünsüz türemesi vardır söyleyişiyi kolaylaştırır.
hükmetmezdi=ünlü düşmesi vardır söyleyişiyi kolaylaştırır
görünüyor=büyük ünlü uyumuna ve küçük ünlü uyumuna uymaz !
Sayfa 47
5. etkinlik
Bir solukta okumaya çalıştığımız metinde noktalama işaretleri yok.Bu yüzden duraklamadan,vurguya dikkat etmeden okuyoruz. Bu da metinden hiç birşey anlamamamıza sebep oluyor.
Diğer metinde ise noktalama işaretleri var. Noktalama işaretlerine,vurguya,tonlamaya dikkat ettiğimiz için metin rahatlıkla anlaşılabiliyor.
6.etkinlik
noktalama işaretlerine ve anlama dikkat ederim
7. etkinlik
1. zorlaştırıyor
2. eder özellikle tutukluk kusuruna sahip olan kişilerde
3. evet çünkü okuması güçlü olmayan bir kişi ikinci okumada bazı boğumlama kusurlarını düzeltebilir
4. duraklardaki nefesi göstermektedir
4.soru = O = yuvarlak-kalın-geniş
U =yuvarlak-kalın-dar
A =geniş-kalın-düz
Ö=yuvarlak-ince-geniş
E=düz-geniş-ince
I=kalın-dar-düz
İ=ince-dar-düz
ölçme değerlendirme
1.tonlama
durak
2.d/y
3.gi/yok/iz/tah/şak/dan/ba/du/şim/çık/lan/çü/miş/bak/bak/bek/daş/ten
sayfa 51:
2. ETKİNLİK :
AİLE : Türkçe kelimelerde iki ünlü yan yana bulunmaz
MİLLET:Türkçe kelimelerde iki ünsüz yan yana bulunmaz
AD : -
SAAT : Türkçe kelimelerde iki ünlü yan yana bulunmaz
TREN :türkçe kelimelerin başında iki ünsüz yan yana bulunmaz
PLAN : '' '' '' ''
VİRAJ :türkçe kelimeler ''J'' harfi ile bitmez
JETON : türkçe kelimeler ''j'' harfi ile başlamaz
KATİP : türkçe kelimeler de ince ''A'' harfi yoktur
KAĞIT : türkçe kelimelerde ince ''A'' yoktur
3. ETKİNLİK :
ÜNLÜ (HECE DÜŞMESİ) : İLERLE-
ÜNLÜ TÜREMESİ : azıcık
ÜNSÜZ YUMUŞAMASI : kaşığı
ÜNSÜZ TÜRMESİ : hakkı
ÜNLÜ DARALMASI : anlıyor
ÜNSÜZ DÜŞMESİ : yüksel-
ÜNSÜZ BENZEŞMESİ: sınıfça
52. 3 .sorunun dewamıı
düzlük yuvarlak uyumu K.Ü.U.=okuyor,-ken[bilmiyorumm],onunki,-leyin[bilmiyorum bunuda],morumtrak,orhangil
54 ve 55
1-
b,c,d,g,ğ ünsüz yumuşaması
p,ç,t,k " benzeşmesi
hece düşmesi " düşmesi
ünlü türemesi " türemesi
2-D,D,D,D,D
3B 4C 5C 6A
SAYFA 58:
5.ETKİNLİK:
yanlış yazılmış kelimeler-kelimelerin doğru yazımı-yazılış sebebi
- tv’de: TV de: tv büyük yazılır.
- baştanbaşa: baştan başa: ikilemeler ayrık yazılır.
- evde ki hesap: evdeki hesap: ek olan -ki bitişik yazılır.
- deniz altı(araç): denizaltı: birleşik yazılır.
- yaptıki: yaptı ki: bağlaç olan -ki ayrı yazılır.
- geldi: Geldi: cümledir. cümleler büyük harfle başlar.
- Ahmet bey: Ahmet Bey: özel isimlerden sonra gelen ünvanlar büyük harfle başlar.
- hiçmihiç: hiç mi hiç: -mi ayrı yazılır.
- gelmiyen: gelmeyen
- bir takım(insanlar): birtakım
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- 1. boşluk: birleşik
2. boşluk: birleşik
2-D, Y, Y
3-D
4-E
5-D
6-B
7-E
8-kelimelerin doğru yazılmış halleri: burnuna, Kazakça, terk etmek, redetmek, anlayacak, büyükçek, Karabük’e 23′te
9- bağlaç olan -ki, ek olan -ki, ilgi eki olan -ki
27 Eylül 2013 Cuma
5. sınıf Türkçe kitabı sayfa 70 71 72 73 74 75 cevapları
5. sınıf Türkçe kitabı sayfa 71 cevapları
5. sınıf Türkçe kitabı sayfa 72 cevapları
5. sınıf Türkçe kitabı sayfa 73 cevapları
5. sınıf Türkçe kitabı sayfa 74 cevapları
5. sınıf Türkçe kitabı sayfa 75 cevapları
70.Sayfa
Etkinlik 3 :
Soru 1: Davul mehter takımına ait bir çalgımıdır?
Cevap:Evet.
Soru 2:Mehter takımı askerlerle savaşa gidermi?
Cevap:Evet.
Soru 3:Mehter takımı askerlerle niçin savaşa gider?
Cevap:Cesaretlendirmek için.
Etkinlik 4 :
mehter + hane => mehterhane
kumar + hane => kumarhane
ders + hane => dershane
Sayfa 71
Etkinlik 5 :
Mehter takımı şunlardan meydana gelir;
=> Kös,davul,malkare,kudüm,mısfiy e,zil,zurna,nefir,zilli maşa.
Mehter takımı ne yapar?
=>Çeşitli çalgılarla marşlar söyler.
Mehter müziği kimleri etkiledi?
=> Hayln (haylın), ßeetho**n (beythoven) , Rossiri (rossini)
Mehter teşkilatının kuruluş zamanı kaçtır?
=> 29 Mayıs 1453
Değerlendirme 2 :
Resimle ilgili düşüncelerinizi yazınız..
Cevap: Mehter takımı Türkiye'ye has çaşitli çalgılarıydan oluşan bir takımdır.İnsanların milli duygularını çoşkulandırır.
72.Sayfa
Etkinlik 1:
Arkadaşlar burası kendi değerleriniz kendinize göre cevaplandıracaksınız.
Etkinlik 2 :
Okuduğum hikayenin kahramanı Koca Seyit'tir.
Koca Seyit'e uardımcı olan karakter Ali'dir.
Hikayedeki olay Çanakkale savaşı'nın olduğu yıllarda geçmektedir.
Hikayenin ana fikri Koca Seyit'in kahramanlığıdır.
Olayın geçtiği yer Çanakkale'deki MecidiyeTabyası'dır.
73.Sayfa
Etkinlik 3 :
Koca Seyit ile ilgili soruların cevapları şunlardır;
Doğum Yılı : 1889
Doğum Yeri : ßalıkesir,Edremit
Özellikleri : Yardımseverlik ve Vatan sevgisi.
Dış Görünüşü : Kalıplı , güçlü ve iriyarıdır.
Askerlik yaptığı yerler : Edirne,İstanbul ve Çanakkale.
ßaşından geçen olaylar : ßalkan savaşı,Çanakkale savaşı,GeliboluKara savaşı ve Kurtuluş savaşı.
**üm tarihi : 1939
**düğü yer : ßalıkesir , Edremit..
Etkinlik 4 :
ßoğaz : İstanbul boğazı manzararı güzel bir yerdir.
ßoğaz : Sanırım boğazlarım şişti.
Top : Arkadaşlarımla top oynadım.
Top : Savaştaki top bozulmuştu.
Ağır : Ağır adımlarla yaklaştı.
Ağır : Mermi çok ağırdı.
Kol : Kolum incildi.
Kol : Topun kolunu çevirdi.
74.Sayfa
Etkinlik 5 :
voleybol => spor
dize => müzik
dörtgen => matematik
uydu => bilim
pota => basketbol
teleskop => bilim
alyuvar => fen
silindir => matematik
Etkinlik 6 :
1.cümlede seyit
2.cümlede Düşman askerleri
3.cümlede Ali
4.cümlede Seyit
5.cümlede Annem
6.cümlede dedelerinin
7.cümlede Yaşlı adamınaltını çiziceksiniz.
75.Sayfa
Değerlendirme 3 :
Arkadaşlar burada size bir paragraf verilmiş ve bunun doğrusu şu şekilde olucak:
Koca Seyit, 1909 yılında artık askerdi.Temel eğitimden sonra Edirne'ye yollandı.Orada askerlik yaparken 1912 yılında çıkan ßalkan Savaş'ına katıldı.Savaşın ardından askerliğine bir süre İstanbul'da devam etti.ßu sırada Seyit'in tezkeresi yaklaştı.Ancak 1914 yılında genel seferberlik ilan edilince Seyit tezkere alamadı.
O sıralarda İngiliz ve Fransız gemileri Ege Deniz'inde dolaşmaya başlamıştı.Çanakkale ßoğaz'ına saldıracakları haberleri dört bir yana yayılmıştı.Savaş yüzünden Seyit'de İstanbul'dan Çanakkale'ye,Mecidiye Tabyası'na topçu eri olarak yollandı.
10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 139. sayfa cevapları
4- a) kalıbı:feilatun feilatun feilatun failun
b)ahengi sağlamıştır şairin içinde bulunduğu ruh halini belirtmiştir
5- a)teşbih sevgilinin yüzü itiariyle güle benzetilmiştir
teşbih sevgilinin saçı kokusu dolasıyla yasemine benzetilmiştir
teşhis(kişileştirme) aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür
nida gönle seslenilmiştir
teşhis aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür
istiare aşığın gönlü heva yolı'na benzetilmiş fakat söylenmemiştir
b)aşk kopuzunu, aşk neyi ilşe gam çengine, name-i aşk, came-i aşk
6-toprak etmek, peşinde dolaşmak, yar etmek, ayaklar altına almak, rüzgar gibi koşmak, feda etmek, feleğin zehrini içmek, hançerlerle doğramak, aşk kopuzunu kırmak, sırdaş olmak
7-bentlerle yazılmıştır
-aruz ölçüsü kullanılmıştır
-ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır
-söz sanatları ve mazmunlar kullanılmıştır
-mahlas kullanılmıştır
-arapça ve arapça kelimeler kullanılmıştır
8-kendi duygularınızı yazın
9-15 yüzyıl sanatçısıdır
-devlet adamlığı da yapmıştır
-kasideleriyle ünlenmiştir
-eserlerinde beşeri aşkı işlemiştir
-bir ''Divan''ı vardır
10. sınıf psikoloji dersi 5.ÜNİTE BELLEK – UNUTMA HATIRLAMA konu anlatımı
BELLEK – UNUTMA HATIRLAMA
A. BELLEK(HAFIZA)
Yaşam sürecinde öğrenmiş olduğumuz bilgilerin saklandığı yerdir.Duyum ve algılarla kazanılan bilgilerin beyinde saklanması, gerektiğinde de hatırlanması şeklinde gerçekleşen zihinsel bir işlevdir.
Belleğin 3 aşaması vardır.
Bilgiler kodlanır Bilgiler saklanır Lazım olunca geri getirilir.
Not: Unutma bu üç aşamadan birinde meydana gelen aksaklıktan kaynaklanır.
Not: Öğrenilen bilgilerin kodlanabilmesi için de ilk şart o bilginin veya nesnelerin algılanmasıdır.
1. Kısa Süreli Bellek
Zihinde bilgileri tutma süresinin çok kısa olduğu (1-3 dk) bellektir. Bilgi kısa süreliğine lazımsa kısa süreli belleğe yerleştirilir.
Örneğin, ilk defa duyduğunuz bir telefon numarası kısa süreli bellekte yer alır. Telefon konuşmasından sonra da kaybolur. Kısa süreli belleğin en önemli özelliği bilgilerin izine bir süre sonra rastlanamamasıdır.
2. Uzun Süreli Bellek
Uzun süreli bellekte yer alan öğrenilmiş bilgiler uzun zaman aralığında burada yer alabilir. Bu bellekteki bilgiler anlam ve özellikleri bakımından düzenlenir. Örneğin, lisedeki numaramızı ,ev telefonumuzu uzun süreli bellekte tutarız. Çünkü bu bilgileri sürekli ve uzun süre kullanırız.
B. UNUTMA
Önceden öğrenmiş olduğumuz bilgilerin zaman içinde kaybolmasıdır. Zaten insan hayatı boyunca öğrendiği bilgileri hafızasında tutamaz. Yeniler öğrenilirken eskiler unutulmaya başlanır.
1. Unutmanın Nedenleri:
a. Kullanılmama yüzünden silinme: Örneğin emekli olan bir hakemin zaman içinde oyun kurallarını unutması bu şekilde gerçekleşir.
b. Bastırma: Hatırlandıkça üzüntü veren bilgilerin unutulmasıdır.Bu görüşte olanlar, unutmayı rahatsız edici durumların bilinçaltına bastırılması olarak açıklar. Uçaktan korkan bir yolcunun, uçağın kalkış saatini unutması gibi.
c. Ket vurma (Bozucu etki)
– İleriye ket vurma: Önceki öğrenilmiş olan bilgilerin sonradan öğrenilmiş olan bilgileri unutturması. Örneğin eski telefon numarasının, yeni numarayı unutturması, eski il sayısının yenisini unutturması…
– Geriye ket vurma: Sonradan öğrenilmiş olan bilgilerin önceden öğrenilmiş olan bilgileri unutturması. Örneğin, sonraki döviz fiyatlarının öncekileri unutturması.
Not: Ket vurma ile transfer kavramları birbirinden farklıdır. Transfer öğrenme öncesi ; ket vurma ise öğrenme sonrası gerçekleşir. Transferde önceki öğrenilenler sonraki öğrenmeleri olumlu ya da olumsuz yönde etkilerken , ket vurmada ise bir öğrenmeden önce yada sonra gerçekleşen öğrenme,söz konusu öğrenmenin hatırlanmasını olumsuz yönde etkiler. Kısacası transferin öğrenmeye , ket vurmanın ise hatırlamaya etkisi vardır.
d. Organik nedenler: Ani şok, yaşlılık,korku,heyecan, ateşli hastalık gibi durumlar organizmada unutmaya neden olabilmektedir.
2. Unutmayla İlgili Deney Sonuçları
a. Mutlak unutma yoktur.
b. Unutmanın derecesi öğrenmenin derecesine bağlıdır.
c. En son öğrenilenler daha geç unutulur.
d. Öğrendikten sonra zihnin uyarıcılara kapalı tutulması unutmayı azalttığından uykuda unutma en azdır.
e. Öğrenilenlerin sık sık pekiştirilmesi unutmayı azaltır.
f. Anlamlı ve hoşumuza giden konuları daha geç unuturuz.
C. HATIRLAMA
Uzun süreli bellekte yer alan bilgilerin zihinde tekrar canlanarak bilinç düzeyine gelmesidir. İlkokul dönemlerindeki okul numarasını hatırlama buna örnektir. Hatırlama ile çağrışım farklı kavramlardır. Çağrışım, bir uyarıcı algılandığında onunla ilgili başka şeylerin hatırlanmasıdır. Benzerlik, ardışıklık, zıtlık, zamanda ve mekanda yakınlık çağrışımı kolaylaştıran etkenlerdir. Susurluk yazısını duyan birinin oranın ayranını hatırlaması buna bir örnektir.
Okumakla ilgili Atasözü veya Özdeyişler
Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez. - Victor Hugo
Okuma zevkini kazanmayanın öğrenimi yarıda kalmıştır. - P. Peacut
Okuma zevkini, Hindistan'ın hazinelerine değişmem. - E. Gıbbon
Okumak bir deva, anlamak bir şifadır. - R. Necdet Evrimer
Okumak bir insanı doldurur, insanlarla konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır. - Bacon
Okumak gıdadır, okuyan insanlık bilen insanlıktır. - V. Hugo
Okumasını bilirsen, her insanın bir kitap olduğunu göreceksin. - W. E Channing
Okumayı sevmek, hayattaki can sıkıcı saatleri güzel saatlerle değiştirmektir. - Montesquieu
Okunacak en büyük kitap insandır. - Hacı Bektaş Veli
Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu hedefe ulaştıramayan okçudan daha başarılı sayılmaz. - Montaigne
Okuyabilirseniz her insan bir kitaptır. - W. Ellery Channing
Okuyan insan fenalığa vakit bulamaz. (Atasözü)
Bir kitap, içimizdeki donmuş denize indirilmiş bir baltadır. - Franz Kafka
Eğer bir insan bir kitabı okuduktan sonra, onu tekrar okumaktan zevk almıyorsa, o kitabı okumuş olmasının bile hiç bir değeri yoktur. - Oscar Wilde
Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet e****m ki? - Franz Kafka
Kitaplar ruhun gıdasıdır. - Japon atasözü
Okumak, kadın ve erkek her müslümana farzdır. - HZ MUHAMMED
Okumadan edindiğim biricik fayda bilgisizliğimi gittikçe daha iyi görmek olmuştur. - DESCARTES
Yetişen zekaları kitaplarla beslemeyen uluslar, yıkılmaya mahkumdur - OVİDİUS
Az bilmek için çok okumak gereklidir. - MONTESQUİEU
Ömrünün dörtte üçünü okumakla geçiren muhakkak namuslu olur. - DİDEROT
İnsanlığa başlıca borcumuz: Bıkmaksızın okumak, üşenmeksizin okumaktır. - ŞEMSETTİN SAMİ
12.SINIF Coğrafya kitabı sayfa 189 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI ve cevapları
Aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
1.Küresel düzeydeki örgütlerin dünya barışına katkısını örnekler vererek
belirtiniz.
Dünyada mevcut savaşların önlenmesi ekonomiden kaynaklı sıkıntıların ülkeler bazında yol açtığı sorunların diğer ülkeler ile ilişkileri etkileyerek daha da olumsuz sonuçlar doğurmasını engellemek,dünyadaki mevcut enerji kaynaklarının paylaşımında ortak bir paydanın bulunabilmesi özellikle bu kaynakların paylaşımında suçu olmayan sivil halkın daha az etkilenmesi amacıyla bu örgütler devreye girerler.
Ekonomik anlamda IMF (Uluslar arası para fonu)’nin ekonomik anlamda zor ülkelere verdiği destekler,Yine sıcak çatışma bölgeleri içerisinde sivil halkın daha az zarar görmesi için birleşmiş milletler ve Nato’nun yapmış olduğu müdehaleler.Aden Körfezine korsanlara karşı ve Afganistan’daki mevcut karışıklıklar için gönderilen Nato kuvvetlerinin gönderilmesi,Bosna’ya gecikmelide olsa yapılan müdehale örnek verilebilir.
2.Küresel düzeydeki örgütlerin ortaya çıkmasında hangi olaylar etkili olmuştur?
1.ve 2.dünya savaşının sonrasında ortaya çıkan acı tablo maddi manevi kayıplar ,şehirlerin yerlebir olması çok sayıda sivilin ölmesi psikolojik yıkım dünya ülkeleri içerisinde benzer durumların ortaya çıkmamasını amaçlayan sorunları daha uzlaşmacı çözmeyi hedefleyen siyasi ,askeri,ekonomik örgütlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur...
3.Gelecekte hangi alanda faaliyet gösteren küresel örgütler yaygınlaşacaktır?
Neden?
Yine dünya sorunlarının çözülmesi üzerine mevcut askeri ve ekonomik oluşumların yanında küresel ısınmaya yönelik,çevre kirliliği üzerine ,doğal kaynakların paylaşımı,Su kaynakları üzerine benzer kuruluşlar kurulabilir.
4.Karadeniz Ekonomik İş birliği Teşkilatının kuruluş gerekçesini belirterek bu
kuruluşun ülkemiz için önemini söyleyiniz.
Bu soru kitabınızda sayfa 183 ‘de KEİ konu başlığı altında açıklanmıştır.Türkiye için önemi ülkemizin Karadeniz kıyılarının güvenliği ekonomik zenginliğinin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve bölge siyasetinde etkin ülke olması açısından önemlidir.
5.NAFTA ile AB'nin kuruluş gerekçesi ile faaliyetleri arasındaki benzerlikleri
nelerdir?
Kuruluş gerekçeleri bulundukları bölge içerisindeki ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin ve gelişmişliğin desteklenmesi için ülkelerin birbirlerine sağladıkları kolaylıkları içerir.
Ekonomik yönden güçlenmek büyümek temel amaçtır.Faaliyet olarak gümrük birliğinin uygulanması ekonomik politikaların ortak paydalar doğrultusunda gelişmesi ve oluşturulması hedeflenir bu doğrultuda çalışmalar yapılır.Ekonominin yanında ortak güvenlik hedeflenir.
Aşağıdaki çoktan seçme soruları cevaplandırınız.
1.Aşağıdakilerden hangisi, 9-14 Eylül 1960 tarihinde bir dizi konferans Sonucunda kurulan petrol ihraç eden ülkeler örgütüne (OPEC)üye değildir?
A)Kuveyt B)ABD C)Cezayir D)İran E)Nijerya
2."Örgütün amacı, üye ülkeler arasında ekonomik ilişkilerde sürekli bir iş birliği sağlamak ve ortak bir kalkınma planı hazırlamaktır. Kuruluşundan beri Türkiye'nin de üye olduğu örgütün günümüzde 24 üyesi vardır."
Bu bilgilere göre, söz konusu iş birliği ve kalkınma örgütü aşağıdakilerden hangisidir?
A)AB B)AGİT C)OECD D)BM E)EFTA
3."Birleşmiş Milletler Örgütünün ana organından biri de Güvenlik Konseyi'dir. GüvenlikKonseyi 15 üyeden oluşur ve bunların beş tanesi daimi üyedir."
Buna göre aşağıdakilerden hangisi ulusal sorunlar dışındaki konularda karar alınırken veto hakkına sahip beş daimi üyeden biri değildir?
A)Çin B)İngiltere C)Almanya D)ABD E)Rusya Federasyonu
4."1949 yılında kurulan bir savunma örgütüdür. Türkiye 18 Şubat 1952'de örgüte Üye olmuştur."
Yukarıdaki bilgiye göre, söz konusu uluslararası örgüt aşağıdakilerden hangisidir?
A)BM B)AB C)AGİT D)NATO E)İKÖ
5.Uluslararası ödemelerini sağlamakta güçlük çeken ülkelere kredi vererek bu Ülkelerin ekonomik sıkıntılarını gidermelerine yardımcı olan kuruluş aşağıdakilerden hangisidir?
A)IMF B)AB C)AGİT D)OPEC E)NATO
6.Türkiye aşağıdaki uluslararası örgütlerden hangisine üye değildir?
A)NATO B)BM C)İKÖ D)AGİT E)AB
7. "1945 yılında kurulan ve Türkiye'nin de üye olduğu Birleşmiş Milletler Örgütü 4 ana organdan oluşur."
Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
A)Kuzey Atlantik Konseyi B)Ekonomik ve sosyal konsey
C)Güvenlik Konseyi D)Uluslararası Adalet Divanı
E)Genel kurul
12.SINIF SAYFA 189 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI
Aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
1.Küresel düzeydeki örgütlerin dünya barışına katkısını örnekler vererek
belirtiniz.
Dünyada mevcut savaşların önlenmesi ekonomiden kaynaklı sıkıntıların ülkeler bazında yol açtığı sorunların diğer ülkeler ile ilişkileri etkileyerek daha da olumsuz sonuçlar doğurmasını engellemek,dünyadaki mevcut enerji kaynaklarının paylaşımında ortak bir paydanın bulunabilmesi özellikle bu kaynakların paylaşımında suçu olmayan sivil halkın daha az etkilenmesi amacıyla bu örgütler devreye girerler.
Ekonomik anlamda IMF (Uluslar arası para fonu)’nin ekonomik anlamda zor ülkelere verdiği destekler,Yine sıcak çatışma bölgeleri içerisinde sivil halkın daha az zarar görmesi için birleşmiş milletler ve Nato’nun yapmış olduğu müdehaleler.Aden Körfezine korsanlara karşı ve Afganistan’daki mevcut karışıklıklar için gönderilen Nato kuvvetlerinin gönderilmesi,Bosna’ya gecikmelide olsa yapılan müdehale örnek verilebilir.
2.Küresel düzeydeki örgütlerin ortaya çıkmasında hangi olaylar etkili olmuştur?
1.ve 2.dünya savaşının sonrasında ortaya çıkan acı tablo maddi manevi kayıplar ,şehirlerin yerlebir olması çok sayıda sivilin ölmesi psikolojik yıkım dünya ülkeleri içerisinde benzer durumların ortaya çıkmamasını amaçlayan sorunları daha uzlaşmacı çözmeyi hedefleyen siyasi ,askeri,ekonomik örgütlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur...
3.Gelecekte hangi alanda faaliyet gösteren küresel örgütler yaygınlaşacaktır?
Neden?
Yine dünya sorunlarının çözülmesi üzerine mevcut askeri ve ekonomik oluşumların yanında küresel ısınmaya yönelik,çevre kirliliği üzerine ,doğal kaynakların paylaşımı,Su kaynakları üzerine benzer kuruluşlar kurulabilir.
4.Karadeniz Ekonomik İş birliği Teşkilatının kuruluş gerekçesini belirterek bu
kuruluşun ülkemiz için önemini söyleyiniz.
Bu soru kitabınızda sayfa 183 ‘de KEİ konu başlığı altında açıklanmıştır.Türkiye için önemi ülkemizin Karadeniz kıyılarının güvenliği ekonomik zenginliğinin en iyi şekilde değerlendirilmesi ve bölge siyasetinde etkin ülke olması açısından önemlidir.
5.NAFTA ile AB'nin kuruluş gerekçesi ile faaliyetleri arasındaki benzerlikleri
nelerdir?
Kuruluş gerekçeleri bulundukları bölge içerisindeki ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin ve gelişmişliğin desteklenmesi için ülkelerin birbirlerine sağladıkları kolaylıkları içerir.
Ekonomik yönden güçlenmek büyümek temel amaçtır.Faaliyet olarak gümrük birliğinin uygulanması ekonomik politikaların ortak paydalar doğrultusunda gelişmesi ve oluşturulması hedeflenir bu doğrultuda çalışmalar yapılır.Ekonominin yanında ortak güvenlik hedeflenir.
Aşağıdaki çoktan seçme soruları cevaplandırınız.
1.Aşağıdakilerden hangisi, 9-14 Eylül 1960 tarihinde bir dizi konferans Sonucunda kurulan petrol ihraç eden ülkeler örgütüne (OPEC)üye değildir?
A)Kuveyt B)ABD C)Cezayir D)İran E)Nijerya
2."Örgütün amacı, üye ülkeler arasında ekonomik ilişkilerde sürekli bir iş birliği sağlamak ve ortak bir kalkınma planı hazırlamaktır. Kuruluşundan beri Türkiye'nin de üye olduğu örgütün günümüzde 24 üyesi vardır."
Bu bilgilere göre, söz konusu iş birliği ve kalkınma örgütü aşağıdakilerden hangisidir?
A)AB B)AGİT C)OECD D)BM E)EFTA
3."Birleşmiş Milletler Örgütünün ana organından biri de Güvenlik Konseyi'dir. GüvenlikKonseyi 15 üyeden oluşur ve bunların beş tanesi daimi üyedir."
Buna göre aşağıdakilerden hangisi ulusal sorunlar dışındaki konularda karar alınırken veto hakkına sahip beş daimi üyeden biri değildir?
A)Çin B)İngiltere C)Almanya D)ABD E)Rusya Federasyonu
4."1949 yılında kurulan bir savunma örgütüdür. Türkiye 18 Şubat 1952'de örgüte Üye olmuştur."
Yukarıdaki bilgiye göre, söz konusu uluslararası örgüt aşağıdakilerden hangisidir?
A)BM B)AB C)AGİT D)NATO E)İKÖ
5.Uluslararası ödemelerini sağlamakta güçlük çeken ülkelere kredi vererek bu Ülkelerin ekonomik sıkıntılarını gidermelerine yardımcı olan kuruluş aşağıdakilerden hangisidir?
A)IMF B)AB C)AGİT D)OPEC E)NATO
6.Türkiye aşağıdaki uluslararası örgütlerden hangisine üye değildir?
A)NATO B)BM C)İKÖ D)AGİT E)AB
7. "1945 yılında kurulan ve Türkiye'nin de üye olduğu Birleşmiş Milletler Örgütü 4 ana organdan oluşur."
Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
A)Kuzey Atlantik Konseyi B)Ekonomik ve sosyal konsey
C)Güvenlik Konseyi D)Uluslararası Adalet Divanı
E)Genel kurul
100 bin memur alınacak!
Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarının ardından bu yılki memur alımlarının 100 bine ulaşması bekleniyor.
Devlete memur alımı konusunda çalışmaların sürdüğünü belirten Başbakan Erdoğan, “Biz şu anda memur konusunda ciddi bir alım yapmayı planlıyoruz. Alımları popülizm olsun diye yapmayacağız” dedi.
Başbakan, işsizlikle ilgili devletin alacağı tedbirlere yönelik ise “Biz şu anda memur konusunda ciddi bir alım yapmayı planlıyoruz tekrar. Rakam vermeyim ama ciddi alım yapacağız” dedi.
BU YIL 19 BİN PERSONEL EMEKLİ OLACAK
Gazeteport'un haberine göre daha önce açıklanan verilere göre devlet bu yıl 32 bini yeni kadro olmak üzere 80 bine yakın personel alımı planlıyordu. 2010 yılı bütçesinde, kamudan emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılan memurların sayısının yüzde 50’sini geçmeyecek şekilde açıktan ya da nakil suretiyle atama yapılmasına karar verilmişti. Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarının ardından bu yılki memur alımlarının 100 bine ulaşması bekleniyor.
ATV televizyonunda memur alımı açıklamasına açıklık getiren Başbakan Erdoğan, memur alımlarını popülizm olsun diye yapmayacaklarını, şu anda emekli olacak devlet memurları yerine alım yapılması gerektiğini belirtti. Erdoğan, “Tüm bunları yaparken de ciddi sayıda bir alımı başaracağız’’ diye konuştu. Bu yıl 19 bine yakın personelin emekli olacağı hesaplanıyor.
Trafik tescil işlemleri
Karakoldan alınacak teslim tutanağı birlikte, Oto Hırsızlık Büro Amirliğinden aracın bulunduğuna dair belge
Dilekçe
İCRA KANALI İLE SATILAN ARAÇLAR
İcra Müdürlüğü, vergi dairesi gibi kuruluşlarca düzenlenen satış yazısı
Vergi Dairesinden borcu yoktur yazısı
Trafik sigortası
Trafik belgesi (Muayenesi bitenler için)
Yeni tescil belgesi (Trf.Tescil Şube veya Bürosundan)
İki adet Araç Trafik Tescil ve Müracaat İşlem Formu (Ek-1)
NOT:Bir ay içerisinde ilgili trafik kuruluşuna tescil edilme zorunluluğu vardır.
Araç şirket adına alınmış ise, yukarıda belirtilen belgelere ilaveten;
a)Ticaret Odası Sicil Kayıt Sureti,
b)İmza sirküleri ibraz edilecektir.
YENİ KAYIT (FATURALI) ARAÇLARDAN İSTENEN BELGELER
Fatura ve faturayı düzenleyen bayinin yetki belgesi.
Uygunluk Belgesi
Zorunlu mali mesuliyet sigortası
ÖTV ödeme belgesi aslı
Vatandaşlık numarası
Tescil ve Trafik belgesi ((Trf.Tescil Şube veya Bürosundan)
Şoförler Odasından yeni kayıt dosyası
NOT: Fatura kesim tarihiden itibaren 3 ay içerisinde tescil zorunluluğu bulunmaktadır.
Araç şirket adına alınmış ise, yukarıda belirtilen belgelere ilaveten;
a)Ticaret Odası Sicil Kayıt Sureti,
b)İmza sirküleri
ibraz edilecektir
10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 15. sayfa cevapları
1- E
2- E
3- E
4- D, D, D
5- tercümanı ahval, batı etkisinde gelişen türk edebiyatı, şiir ve inşa
6- D
7- C
8- İslamiyet öncesi türk edebiyatı: Şamanizm, yuğ, göktanrı, bozkurt
İslami dönem türk edebiyatı: tasavvuf, kaside, minyatür, aruz
Batı etkisinde gelişen türk edebiyatı: roman, opera, gazete, batılılaşma
9- D
10- A
11- D
12- yaşadığı dönemin etkisinde kaldığı için
13- C
9. Sınıf Fonksiyon Konu Anlatımı
TANIM : f A kümesinden B kümesine bir bağıntı olsun. f bağıntısında
A nın istisnasız her elemanı B nin en fazla ve en az bir elemanı ile eşleşiyorsa f bağıntısına fonksiyon denir ve
şeklinde gösterilir.
A kümesine tanım kümesi,
B kümesine görüntü kümesi denir.
Tanım kümesinin elemanlarına orijinaller,
görüntü kümesinin elemanlarına görüntüler denir.
Bu yeni terimleri kullanarak fonksiyon olma şartını yeniden yazalım :
A'nın her orjinalinin B içinde en az ve en fazla bir tane görüntüsü olacaktır.
ÖRNEK : Aşağıdaki bağıntılardan hangileri A= { 1, 2 , 3 } kümesinden
B = { a, b , c , d } ye fonksiyondur?
1. Β1 = {(1, b), (2, a) }
2. Β2 = {(3,b), (1,c), (2,b) }
3. Β3 = {(1,a), (2,a), (3,a) }
4. Β4 = {(1,a), (2,b), (1,c) , (3,c) }
ÇÖZÜM :
1. Β1 = {(1, b), (2, a) }
A kümesindeki 3' orjinalinin B içinde bir görüntüsü yoktur.
Β1 fonksiyon değildir.
2. Β2 = { (3, b), (1,c), (2,b) }
A kümesindeki her orjinalin B içinde bir görüntüsü vardır.
Β2 fonksiyondur.
3. Β3 = {(1,a), (2,a), (3,a) }
A kümesindeki her orjinalin B içinde bir görüntüsü vardır.
Β3 fonksiyondur. Görüntüler eşit olabilir.
4. Β4 = {(1,a), (2,b), (1,c) , (3,c) }
A kümesindeki her orijinalin B içinde yalnız bir tane görüntüsü olacak. Burada 1 orijinali iki tane farklı görüntüye sahiptir.
Β4 fonksiyon değildir.
ÖRNEK : Aşağıda bağıntılardan hangileri bir fonksiyon değildir.
1. İnsanlar kümesinden meslekler kümesine tanımlanan ve her insanı kendi mesleği ile eşleştiren bağıntı fonksiyon mudur?
ÇÖZÜM : Bu bağıntının fonksiyon olması için her insanın en fazla bir ve en az bir tane mesleği olmalıdır. Oysa gerçekte bazı insanların iki mesleği olduğu gibi bazı insanlarında mesleği olmayabilir. Bu bağıntı fonksiyon değildir.
2. Hayvanlar kümesinden yuvalar kümesine tanımlanan ve her hayvanı kendi yuvasıyla eşleştiren bağıntı fonksiyon mudur?
ÇÖZÜM : Bu bağıntının fonksiyon olması için her hayvanın en fazla ve en az bir tane yuvası olmalıdır. Oysa gerçekte bazı hayvanların yuvalarının olmadığını biliyoruz. Bu bağıntı fonksiyon değildir.
3. Çocuklar kümesinden babalar kümesine tanımlanan ve her çocuğu babasıyla eşleştiren bağıntı fonksiyon mudur?
ÇÖZÜM : Bu bağıntının fonksiyon olması için her çocuğun en fazla ve en az bir tane babası olmalıdır. Gerçekte her çocuğun mutlaka bir babası mevcuttur ve bir çocuğun iki babasının olması biyolojik olarak mümkün değildir. Bu bağıntı fonksiyondur.
UNUTMAYIN : Birkaç çocuğun aynı babaya sahip olması fonksiyon olmayı bozmaz.
4. Bir fabrikadaki işçilerle aldıkları ücretleri eşleştiren bağıntı fonksiyon mudur?
ÇÖZÜM : Bu bağıntı da fonksiyondur. Çünkü bedavaya çalışan olmayacağı için her işçinin bir ücreti mutlaka vardır. Hiçbir patron bir işçiye iki ücret vermeyeceğine göre her işçinin en fazla bir tane ücreti vardır. O halde bu bağıntı fonksiyondur.
Fonksiyonlar genellikle yapılan eşlemeyi ifade eden kurallarla verilir.
ÖRNEK : f : A = {1, 2, 3 } B
f(x) = 2x + 3
fonksiyonunun sıralı ikililerini yazalım:
Burada tanım kümesinin elemanları ( orijinaller ) verilmiş fakat görüntüler verilmemiştir.
Fonksiyonun kuralında x yerine orijinalleri yerleştirerek görüntüleri bulacağız.
1 in görüntüsü f(1) = 2.1 + 3 = 5
2 nin görüntüsü f(2) = 2.2 + 3 = 7
3 ün görüntüsü f(3) = 2.3 + 3 = 9
f = { (1,5), (2,7), (1,c) , (3,9) } şeklinde gösterilir.
ÖRNEK : f = { (-4,3), (0,2), (1,5) , (2,-1), (-3,9), (3,2), (-2,-1) } fonksiyonu veriliyor. Aşağıdaki soruları çözelim:
1. Tanım kümesi nedir?
2. Görüntü kümesi nedir?
3. f(2) = ?
4. f(-3) = ?
5. f(5) = ?
ÇÖZÜM :
1. Sıralı ikililerin birinci bileşenleri tanım kümesinin elemanlarını verir.
A = { - 4, -3 , -2 , 0 , 1 , 2 , 3 }
2. Sıralı ikililerin ikinci bileşenleri görüntü kümesinin elemanlarını verir.
B = { -1 , 2 , 3 , 5 , 9 }
3. f(2) = ? sorusu " 2 ' nin görüntüsü kaç demektir"
2 ' nin görüntüsü sıralı ikilide 2 nin karşısındaki sayıdır. f(2) = -1
4. f(-3) = ? sorusu " -3 ' ün görüntüsü kaç demektir"
-3 'ün görüntüsü sıralı ikilide -3 ün karşısındaki sayıdır. f(-3) = 9
5. f(5) = ? sorusu " 5 ' in görüntüsü kaç demektir"
5 'in görüntüsü sıralı ikilide 5 in karşısındaki sayıdır.
Sıralı ikililerin hiç birinde 5 birinci bileşen olarak yer almamıştır. Yani bu fonksiyon 5 için tanımlanmamıştır.
5 in görüntüsü yoktur.
SABİT FONKSİYON :
f : A => B fonksiyonunda bütün orijinaller aynı görüntüye sahip ise f ye sabit fonksiyon denir ve her x є A iзin f (x) = b юeklinde gцsterilir.
ÖRNEK :
A = { 2 ,5 ,7 , } olmak üzere
f : A => B
f (x) = 6
fonksiyonu sabit fonksiyondur.
Çünkü f(2) = f(5) = f (7) = 6 ‘ dır .
ÖRNEK : Her işçisine aynı ücreti veren bir patronun işçileri ile aldıkları ücretleri eşleştiren fonksiyon sabit fonksiyondur.
BİRİM FONKSİYON
f : A B
f(x) = x
f fonksiyonuna birim fonksiyon denir .
Yani her elemanın görüntüsü kendisine eşittir .
Birim fonksiyon genellikle I (x) ile gösterilir.
ÖRNEK :
Aşağıda A = { a,b ,c } kümesinde şema ile tanımlanan
I : A A
fonksiyonu birim fonksiyondur
Çünkü : I(x) = x olur.
I (a) = a , I (b) = b , I (c) = cdir .
ÖRNEK : Bir kameranın fonksiyonu görüntü almaktır. Kamera ile bir maçı çekersek sonradan seyrettiğimizde kameranın her cismi kendi görüntüsü ile eşleştirdiğini görürüz. Yani hiçbir zaman Ahmet in görüntüsü Mehmet olmaz. Kamera her cismi kendi görüntüsü ile eşleştirir. Kameranın fonksiyonu sabit fonksiyondur.
İÇİNE FONKSİYON
f : A B fonksiyonunda orijinallere ait görüntüler görüntü ( B ) kümesinin alt kümesi oluyorsa f , içine fonksiyondur .
ÖRNEK:
Şemada tanım kümesi A = { a , b , c } ve görüntü kümesi B = { 1, 2, 3, 4 } dür.
Orijinallerin görüntülerinden oluşan görüntü kümesi f (A) = { 1, 2 } dir.
{ 1, 2 } C { 1, 2, 3, 4 } olur. f (A) kümesi B ' nin alt kümesidir. Fonksiyon içinedir.
Yani B kümesi A kümesinin görüntüleri ile örtülmezse fonksiyon içine olur.
11. sınıf kimya 1. dönem 1. yazılı soruları
2- Ba(OH)2 katısı için Kç = 3.2x10-11 dir . Buna göre doymuş Ba(OH)2 çözeltisinin pH’ını hesaplayınız.
3- pH’ı 3 olan CH3COOH çözeltisinin 500 mL’sinde kaç mol CH3COOH çözünmüştür.
( Ka = 1x10-5 ) 4- a) Cu + HNO3 --> Cu(NO3)2 + NO + H2O redoks reaksiyonunu asidik ortamda denkleştiriniz.
b) I2 --> (IO3)- + I- redoks reaksiyonunu bazik ortamda denkleştiriniz.
5- Bir Mg çubuk1 M magnezyum nitrat çözeltisine , Zn çubuk 1 M çinko nitrat çözeltisine batırılıyor. İletken tel, volt metre ve tuz köprüsü kullanarak bir pil yapılıyor. İlin çalışması için Mg elektrotun kütlesinin azaldığı, Zn elektrotun kütlesinin arttığı gözleniyor. Buna göre;
a) Bu pilin şemasını çiziniz
b) Anot ve katotu belirleyerek reaksiyonlarını yazınız.
c) Toplampil reksiyonunu yazınız.
d) Elektronların ve tuz köprüsündeki iyonların akış yönünü belirtiniz.
e) Mg elektrotun kütlesi 4.8 g azalırsa Zn kütlesi kaç gr artar?(Mg : 24, Zn : 65)
Dünya Tiyatrolar Günü hakkında genel bilgi
27 Mart günü her ülkenin sanat ve tiyatro adamlarınca hazırlanan bir bildiri, sahnelerde okunur. Tiyatrolar o gece halka parasız gösteriler düzenler. Tiyatroyu halka sevdirmeye çalışırlar.Ülkemizde tiyatro ile ilgili ilk ulusal bildiriyi, yaşamını Türk tiyatrosuna içtenlikle adamış olan Muhsin Ertuğrul yazdı.
Dünyada ilk tiyatro olayının nerede, nasıl başladığı kesinlikle bilinmiyor, Araştırmacılar; tiyatronun ilkel insanların av dönüşü vurdukları avın çevresinde sevinç ve heyecan sesleri çıkararak dans etmelerinden doğduğunu anlatırlar. Daha sonraları topluluk halinde yaşamaya başlayan insanlar yılın belirli günlerinde, belirli bir yerde toplanmaya başladılar. Bu toplantıda içlerinden bir kişi yüksekçe bir yere çıkarak güldürücü öyküler anlatır, taklitler yapar, şarkılar söylerdi. Bu tür oyunlar zamanla şenlikler geleneğini oluşturdu. Bir süre sonra tiyatroda kişiler ikiye, üçe çıktı. Daha canlı, daha ilgi çekici konular bulundu. Böylece oyunlar, sanat niteliğine kavuştu. Tiyatro da meslek haline geldi.
Tiyatro yaşamın bir parçasıdır. Konusu bakımından harekete, konuşmaya, bazen de müziğe yer verilir. Bu nedenle tiyatro güzel sanatların en ilgi çekici kollarından biridir.
Tiyatroda oynayanla izleyen arasında yakın, sıcak bir iletişim vardır. İlk çağlarda oyunun yazılı metni yoktu. Yeteneklerine güvenen oyuncular ortaya çıkıp bir çeşit tuluat yaparlardı. Tuluat; oyuncuların o anda düzenledikleri hareketleri, tasarladıkları sözleri söylemeleridir. Tuluat, sahnesiz ve metinsiz bir tiyatro oyunudur.
Yazılı tiyatro yapıtları çok sonra ortaya çıktı. Bir süre tiyatro sözsüz oynandı. Oyuncular olayları, el, kol, gövde, bacak ya da yüz hareketleriyle anlatırlardı. Bu sözsüz tiyatroya pandomima denir.
Bizde tiyatro olgusu; çok eskilere dayanan orta oyunu ile onun gölge oyunu biçiminden başlar. Gölge oyunu arkadan ışıklandırılan beyaz bir perde üzerine belli tipteki kuklaların hareket ettirilmesi ve konuşturulması ile yansıyan Karagöz oyunlarıdır.
Bugün köylerimizde, çok eski geleneklerden kalma bir alışkanlıkla tiyatroya çok benzeyen eğlenceler düzenlenmektedir. Buna oyun çıkarma denir.
Tiyatro oyunculuğu özel eğitimi gerektiren bir meslektir. Tiyatro öğretimi konservatuar denilen okulda yapılır.
Tiyatro; yazarların dram, komedi, trajedi türünde yazdıkları eserlerin sahnede oynanması sanatıdır. Tiyatro gösteri sanatı olarak tanımlanır. Belli başlı türleri şunlardır:
Komedi : Oyunların, insanların, durumların gülünç yönlerini gösteren bir tiyatro yapıtıdır. Komedinin belli başlı türleri şunlardır :
a) Vodvil, hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, içinde şarkılar bulunan hafif güldürüdür.
b) Fars, olayların aşırı abartıldığı, taklitlerin sık sık tekrar edildiği bir komedi türüdür.
Trajedi : Konusunu tarih, ya da efsanelerden alan acıklı sahne yapıtıdır. .
Dram : Yaşamımızda var olan umudu, sevinci, acıyı, bir arada sunan tiyatro oyunudur. Dram şiir ve düz yazı ile yazılabilir.
Tiyatrolar; devlet tiyatroları, halk tiyatroları, bulvar tiyatroları, açık hava tiyatroları ve şehir tiyatroları gibi isimlerle anılır.
Tiyatro yaşamın bir parçasıdır. Yaşamı sergiler. Yaşama sevincini yaratır. Geçmişi, günümüzü, geleceği anlamamıza yardımcı olur. Tiyatro; Sorunlarımıza ışık tutar. Tiyatro, insanlar arasında halkın içinden doğmuş bir sanattır. Tiyatro hep iyiden, güzelden hoştan yana olmuştur.
Tiyatro insanları eğitir. Eğitirken düşündürür. Tiyatro insanlara beraber gülmek, beraber ağlamak, beraber düşünmek gibi insanca duygular aşılar.
10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 104. sayfa cevapları
DANİŞMEND GAZİ
TİP NASIL BİR İNSANDIR?
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ?
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir(dinamik)
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU?
hikayenin bütün kısmı
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL
çağın gereklerinden dolayı fark vardır
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ
DANİŞMEND GAZİ
TİP NASIL BİR İNSANDIR?
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ?
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir(dinamik)
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU?
hikayenin bütün kısmı
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL
çağın gereklerinden dolayı fark vardır
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ
ana kahraman olduğu için vardır
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR
farkındadıryaptıkları bunun göstergesidir
SİZCE GERÇEK HAYATTAA
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle
karşılaşmak mümkün değildir
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL
çağın gereklerinden dolayı fark vardır
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ
ana kahraman olduğu için vardır
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR
farkındadıryaptıkları bunun göstergesidir
SİZCE GERÇEK HAYATTAA
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle
karşılaşmak mümkün değildir
12. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 77. sayfa cevapları
-----------y--------------
----------d---------------
--------------d------------
başlıklar
_____oktay rıfat_____melih cevdet________sürrealizm___
çoktan seçmali ise____c___
soru 4:::redif kafiye yoktur garip akımana göre.sıradan halktan insanlara yer verilmiştir şirlerinde
"Konu Düzenlenmişdir , Kitapdaki tüm soruların cevapları burada doğru bir şekilde verilmişdir.
İşçi Problemleri Video
İşçi problemleri örnek soru,işçi problemleri videolu anlatım.
10. sınıf türk edebiyatı ders kitabı 45. ve 46. sayfa cevapları
6- a) hükümdarın tanrı tarafından seçilen kutlu birisi olduğuna inanılmıştır. Savaşlar yapıldığını anlaşmalar yapıldığını anlatmaktadır. Göktürklerin tarihi hakkında da bilgi edinebiliriz
b) günlük yaşamda kullanılan unsurların alfabeye yansıdığını görüyoruz.
SAYFA 46:
Sözlü edebiyat: koşuk, sav, sagu, destan
Yazılı edebiyat: göktür yazıtları, Uygur kitabeleri
11. Sınıf türk edebiyatı dersi 2. dönem 2. yazılı soruları ve cevapları
Uyu yavrum,yine şimsek çakıyor,
Şehit baban gelmiş bize bakıyor
Yarasından kızıl kanlar akıyor
Bu yarayı dur bağlayım ninni!
Sen ağlama ben ağlayım ninni! Gün bitti. Ağaçta neş'e söndü.
Yaprak ateş oldu, kuş da yakut;
Yaprakla kuşun parıltısından
Havzun suyu erguvana döndü Geçen akşam eve geldim. Dediler:
-Seyfi Baba
Hastalanmış, yatıyormuş.
-Nesi varmış acaba?
-Bilmeyiz, oğlu haber verdi geçerken bu sabah.
-Keşki ben evde olaydım... Esef ettim, vah vah!
FERHUNDE KALFA”dan
“…Düğüne karar verildikten sonra ufak bir korku ile sevinmekten hali kalmamıştı.Birden silkinerek kendini hakikate davet etti.:Çılgın Kız!Çifte düğün yapacak değiller a!Her şeyin sırası var.
Kıskanmıyor, aksine o beklenen sıra çabuk gelmek için herkesten ziyade o telaş ediyordu.Her sabah çarşıya çıkılmak lüzumunu küçük hanımın hatırına o getiriyordu.Üsküdar çarşısından aldıkları türlü türlü kumaş paketleri,sırmalı bohçalar kollarında birikiyor,bunları kimseye taşıttırmıyordu.
..Bu vakıadan sonra Ferhunde’ye başka bir hiffet geldi.Bu defa emelinin ufkuna ciddî ve sarîh bir umut dikilmişti.Düğünde Ferhunde’nin şahsiyeti taaddüt etti.
…Ferhunde hiç cevap vermedi,çevrildi ve dışarıya baktı,inanamıyordu.Kendi kendine mırıldanırken arkasından işittiler:”Tamam!diyordu.Bekle ,bekle de lalaya var…..”
S.2) Halit Ziya’nın Ferhunde Kalfa öyküsünden alınmış yukarıdaki metinden Servet-i Fünun öykücülüğüne ait özellikleri bulunuz.
S.3) a) Ferhunde Kalfa hikâyesindeki temel çatışmayı yazınız.
b) Yukarıdaki parçadan hareketle S.Fünun hikayelerinde tasvirin özelliklerini yazınız.
c) Bu öyküyü etkilendiği edebî akıma göre adlandırınız.
S.4) “Bu akıma bağlı sanatçılar yaşanan zaman yerine geçmiş zaman üzerinde durmuşlar; tarihin her döneminden, özellikle Hint, Mısır, Filistin gibi uzak ve yabancı ülkelerin kültür ve efsanelerinden yararlanmışlar; bu ülkelerin doğa görünümlerine eserlerinde yer vererek egzotik bir hava yaratmışlardır. "Sanat İçin sanat" anlayışının benimsendiği bu akımda şiirin biçimsel özelliklerine de önem verilmiştir.”
Bu parçada hangi edebi akımdan söz edilmektedir?
S.5) Aşağıdaki eserlerin yazarlarını yazınız
a) Türk Sazı b)Üç Tarz-ı Siyaset c) Hayat-ı Muhayyel d) Tarih-i Kadim e) Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar
S.6) Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.(Soruyu üstünde yanıtlayınız.)
a) ………………….. akımı Millî Mücadele’nin kazanılması ve Cumhuriyet’in örgütlenmesinde rol oynamıştır.
b) Yusuf Akçuraoğlu ……………………..……adlı eserinde ……………………. akımını eleştirir.
c) İslamcılık akımını savunanlar,Osmanlı İmparatorluğunun ve Bütün İslam dünyasının kurtuluşunu,İslam bir-
liği yanında …………………………………………….formülü ne bağlamıştı.
d) Fecr-i Ati topluluğu dağılınca ……………………………..adlı sanatçı Fecr-i ati’nin temel ilkelerine bağlı kalmış ve …………….. ………………………..… e katılmamıştır,bağımsız kalmıştır.
S.7) YAZ CENGE GIDERKEN
Ada’nın çamlı, güzel sahili üstünde, zarif
Bir güzel lane-i sevda..bu küçük köşk, bu latif
Yuvanın her tarafından, gece gündüz mürgaan
Pür meserret uçuşurlar ve öterler; o zaman
Bu saadetli, meserretli, güleryüzlü eve
Mütemadi dökülür hep uçuşan bir nağme…
(lâne : yuva, latif:güzel,hoş, mürgaan:kuşlar
meserret: sevinme mütemadi: sürekli,durmadan)
Tahsin NAHİT
Ben bir Türküm dinim, cinsim uludur.
Sinem, özüm ates ile doludur.
Insan olan vataninin kuludur.
Türk evladi evde durmaz; giderim
Bu topraklar ecdadımın ocağı;
Evim, köyüm hep bu yerin bucağı;
İşte vatan, işte Tanrı kucağı.
Ata yurdun, evlat bozmaz giderim
M.Emin YURDAKUL
a)Yukarıdaki şiirlerden hareketle Fecr-i Ati ve Millî Edebiyat ve Fecr-i Ati dönemi şiirlerini karşılaştırınız.
b)Yukarıdaki “Yaz” şiirinden hareketle Tahsin Nahit’in edebî kişiliği ve şiirlerinin özellikleri hakkında bilgi veriniz.
CEVAPLAR:
C.1) 1. milliyetçi şiir 2.saf şiir 3. manzum hikâye 4+4+4=12
C.2) 1-Romanların aksine öykülerde gündelik hayattan kişiler (Ferhunde) de işlenir.
2-Realizm etkisindedir.Bunun sonucu günlük hayatta görülebilecek olay anlatılmış.
3.Cümleler uzundur
4-Yazarlar kişiliklerini gizler
5-Dili ağırdır, 5 x 3 = 15
6-Üslup süslüdür.
7-Tasvirler süs olsun diye yapılmaz.İç tasvir de önem kazanır.
8-Öyküler de mekan olarak genelde İstanbul’da geçer.
C.3) a) Hayal-gerçek çatışmasıdır. 5
b) Tasvirler süs olsun diye değil kişileri daha iyi anlatmak için yapılır.İç tasvir de önem kazanır. 3+3 = 6
c)Realist öykü 4
C.4) Parnasizm 10
C.5) Aşağıdaki eserlerin yazarlarını yazınız 5 x 2 = 10
a)Türk Sazı :M.Emin Yurdakul b)Üç Tarz-ı Siyaset:Yusuf AKÇURAOĞLU c)Hayat-ı Muhayyel : H.Cahit Yalçın d)Tarih-i Kadim : Tevfik Fikret e)Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar: Fuat KÖPRÜLÜ
C.6) Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.(Soruyu üstünde yanıtlayınız.) 6 x 3 = 18
a) TÜRKÇÜLÜK akımı Millî Mücadele’nin kazanılması ve Cumhuriyet’in örgütlenmesinde rol oynamıştır.
b) Yusuf Akçuraoğlu ÜÇ TARZ-I SİYASET adlı eserinde OSMANLICILIK. akımını eleştirir.
c) İslamcılık akımını savunanlar,Osmanlı İmparatorluğunun ve Bütün İslam dünyasının kurtuluşunu,İslam bir-
liği yanında İSLAMCI RÖNESANS formülüne bağlamıştı.
d Fecr-i Ati topluluğu dağılınca AHMET HAŞİM adlı sanatçı Fecr-i ati’nin temel ilkelerine bağlı kalmış ve MİLLİ EDEBİYAT HAREKETİNE katılmamıştır..
C.7) a) MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ FECR-İ ATİ ŞİİRİ
Dili sadedir Dili ağırdır,yabancı sözcükler ve tamlamalar vardır.
Üslubu sadedir Süslü bir üslubu vardır
Halk edebiyatı nazım şekilleri kullanılır Serbest nazım kullanılır ( 8 tane yapan 10)
Nazım birimi dörtlüktür. Serbest nazım kullanılır
(genelde) Hece ölçüsü kullanılır Aruz ölçüsü kulanılır 10
Sosyal ve Türklük,kahramanlık gibi temalar işlenir. Bireysel temalar işlenir
Toplum için sanat anlayışı vardır. Sanat için sanat anlayışı vardır.
Nazmın nesre yaklaştırılması pek görülmez Nazmı nesre yaklaştırırlar.
Kulak için kafiye anlayışı vardır. Kulak için kafiye anlayışı vardır.
b) Bireysel şiirler yazar. Sanat için sanat anlayışındadır.Aruz ölçüsünü kullanır.Dili ağırdır.Arapça –Farsça tamlamalar ile yüklü süslü bir üslubu vardır.”Adalar Şairi” olarak ünlenmiştir.Nazmı nesre yaklaştırır.Şiirlerinde tabiatı da işler. 10 (8 tane yapan 10)
Dünya Tiyatro Günü konulu güzel sözler
* Tiyatro, gönüller arasında bağ kurar.
* Tiyatro, kalp perdesini açan bir sanattır.
* Tiyatro, adamı insan eden sanattır.
* Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.
* Tiyatrosuz bir toplum yeni doğmuş bir çocuk sayılır.
26 Eylül 2013 Perşembe
7. sınıf Türkçe çalışma kitabı 162 cevapları
Soru:Türk alfabesi hangi tarihte yürürlüğe girmiştir?
Cevap:1 Ocak 1929'da yürürlüğe girmiştir.
Soru:Türk tarihinin bilinmesi,öğretilmesi ile ilğili Atatürk'ün görüşlerini açıklayınız.
6.ETK.1. KUTU: Milli Kültürün Önemi.
2. '' :Milli kültür bir milleti ayakta tutan en önemli unsur olduğudur.
3. '' :Türk tarihi'nin bilinmesinin toplum için çok önemli olduğu ve ilerlemek için ana dilimizin doğru kullanılması gerektiği.
5.Sınıf Türkçe Testi
A) ağız
B) burun
C) kulak
D) alın
2. Aşağıdaki sözcüklerden hangisine ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde hece düşmesi meydana gelir?
A) sicim
B) şekil
C) derin
D) çelik
3. Aşağıdaki sözcüklerden hangisinin sonuna “ –i “ eki getirildiğinde hece düşmesi olmaz?
A) demir
B) emir
C) ömür
D) özür
4. Aşağıdaki kelimelerin hangisinde ses düşmesi olur?
A) kitap
B) omuz
C) dolap
D) ilaç
5. Aşağıdaki sözcüklerin hangisinde ses düşmesi vardır?
A) İzin
B) İzinli
C) İzine
D) İzni
6. Aşağıdakilerden hangisinde ses düşmesi olmuştur?
A) Kolunu
B) Koynu
C) Kağıt
D) Koyun
7. "Bağrına taş basarak bekledi." tümcesinde hangi sözcükte hece düşmesi vardır?
A) Basarak
B) Bağrına
C) Bekledi
D) Taş
8. "Bütün bilim adamları ilmi araştırma yaparlar." tümcesinde hangi sözcükte ses düşmesi vardır?
A) Bilim
B) Adamları
C) Bütün
D) İlmi
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ses düşmesine uğrayan bir sözcük kullanılmamıştır?
A) Son yaptığı resimi arkadaşlarına gösterdi
B) O şehrin insanlarını oldukça cana yakın buldum.
C) Soğuk su içtiği için karnı ağırmış.
D) Boynum, omuzum, göğsüm her yanım tutulmuş .
10. Aşağıdaki sözcüklerin hangisinde hece düşmesi olmamıştır ?
A) Kalem
B) Burnu
C) Karnı
D) Şehri
11. Aşağıdaki kelimelerden hangisi ses düşmesinden dolayı bitişik yazılmıştır?
A) Sabretmek
B) Kıpkırmızı
C) Güneydoğu
D) Gelebilmek
12. Aşağıdaki sözcüklerden hangisinde ses düşmesi olmuştur?
A) Gecekondu
B) Ustalık
C) Kâğıthelva
D) Kahvaltı
13. Aşağıdaki sözcüklerin hangisinde hece düşmesi vardır?
A) Masayı
B) Burnu
C) Cezvesi
D) Kolonu
14.Aşağıdaki sözcüklerin hangisinde hece düşmesi vardır?
A) Masayı
B) Burnu
C) Cezvesi
D) Kolonu
15. Aşağıdakilerden hangisinde ünlü düşmesi yoktur?
A) Okumak, ufkumuzu genişletir.
B) Çocuklar, sevinçten yerinde duramıyordu.
C) Bu resmin güzel bir öyküsü varmış.
D) Öğretmen, beni alnımdan öptü.
16. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü düşmesi vardır?
A) Yemyeşil bir vadide ilerledik.
B) Vaktin nasıl geçtiğini anlamadım.
C) Toplantıdan erken ayrıldım.
D) Arkadaşlarıma yardımcı olmayı severim.
17. Aşağıdaki tümcelerin hangisinde ünlü düşmesine uğrayan sözcük yoktur?
A) Severim dağların yeşil göğsünü.
B) Akıllı sakin bir insandı.
C) O gece gönlünce eğlendi.
D) Onun fikrine herkes katıldı.
18. Aşağıdaki tümcelerin hangisinde hece düşmesi vardır?
A) Zaferimizi tarih yazacaktır.
B) Her çocuk sevgiye muhtaçtır.
C) Çocuğun resmini çok beğendik.
D) Kitaplar benim en iyi arkadaşımdır.
19. "Bisikletten düşen çocuğun ayağı ve burnu yaralandı." cümlesinde hangi kelimede ses düşmesi olmuştur?
A) bisiklet
B) çocuk
C) ayak
D) burun
20. Aşağıdaki deyimlerin hangisinde ses düşmesi görülen bir sözcük yoktur?
A) Burnu Büyümek
B) Aklı Karışmak
C) Boyun Eğmek
D) Ağzına Bakmak
11. sınıf geometri ders kitabı 13. sayfa cevapları
Önce iç açıları buluyoruz.
D açısı 150
B açısı 125
A açısı 95
95 + 115 + 125 + 150 + x = 720
x = 235
11. sınıf felsefe dersi Bilgi Felsefesi konu anlatımı
A. Bilgi felsefesinin konusu : Akıl ve sezgi gibi yetiler gerçekten insan zihninde var mıdır? Varsa, görünüşlerin ötesinde kalan varlığı bilmemizi sağlayabilirler mi? türünden sorular bilgi felsefesinin konusunu oluşturur.
1. Bilgi kuramı (Epistemoloji) : Bilgi kuramı bilginin ne olduğunu, hangi yolla elde edildiğini, amacını araştırı. Bir yandan bilginin özünü, ilkelerini, kökenini, yapısını, kaynağını araştırır, diğer yandan bilginin yöntemini, geçerliliğini, koşullarını, olanak ve sınırlarını sorgular.
a. Bilgi kuramının temel kavramları :
l Doğruluk : Doğruluk, bilginin, bilgisi edinilen şeyle tam uygunluğunu dile getirir. Buna göre doğruluk; algılar, kavramlar ve bilimsel kuramlarla nesnel gerçek arasındaki uygunluktur.
l Gerçeklik (Realite) : Varlığın, varoluş tarzıdır. Bilinçten bağımsız olarak var olandır.
l Temellendirme : Ortaya atılan bir soru ya da ileri sürülen bir sav için dayanak, gerekçe, temel bulma işidir.
b. Bilgi kuramının temel soruları : Bilgi nedir? Kaç türlü bilgi vardır? Bilgi edinmenin amacı nedir? Bilgi edinme sürecinin ilkeleri nelerdir? Hakkında bilgi edinilen nesne ile bilgi edinen özne arasında ne gibi bir ilişki vardır? Kaç çeşit bilgi edinme yolu vardır?
2. Mantık : Düşüncenin temel yasalarını (özdeşlik, çelişmezlik, yeter neden ilkesi gibi) saptar; doğrunun ölçütlerini arar.
B. Bilgi Kuramının Temel problemi
1. Doğru bilginin imkansızlığı : İnsan aklının (ya da yetilerinin) gerçeği bilemeyeceğini, herkes için genel geçer bilginin imkansız olduğunu ileri süren görüşlerdir.
a. Sofistler : İnsanın doğru bilgiye herkes için geçerli olabilecek bilgiye ulaşılamayacağını, bilginin kişiden kişiye değiştiğini ileri süren filozoflardır.
l Protagoras : “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” der. Protagoras’a göre tüm bilgilerimiz duyumdan gelir. Duyum insandan insana değişir. Bir şey bana nasıl görünüyorsa benim için öyledir. Rüzgar üşüyen için soğuk, üşümeyen için soğuk değildir.
l Gorgias : Hiçbir şey var değildir. Var olsaydı bile bilinemezdi. Bilinse bile başkalarına aktarılamaz. Sözleriyle bilginin bilinemeyeceğini ileri sürer.
b. Septikler : Herhangi bir konu hakkında doğru ya da yanlış şeklinde yargıda bulunulamayacağını ileri süren görüştür. En önemli temsilcileri, Pyrrhon, Timon, Karneades, Arkesilaos’tur.
Septiklerin bu görüşleri günlük olaylar ve pratik işlerle ilgili değil, felsefi gerçekler ve ilkeler hakkındadır. Septisizm gerçeği bütünüyle inkar etmek değildir. Çünkü inkar da bir yargıdır. Oysa Septikler hiçbir konuda kesin yargıda bulunmazlar.
2. Doğru bilginin imkanı
a. Rasyonalizm : Rasyonalizm, bilginin akıl ve onun bir işlevi olan düşünme gücü ile oluştuğunu benimseyen, doğru bilginin ölçütünü de duyular da değil akıl da bulan bir öğretidir. Rasyonalizme göre insan aklı birtakım ilkeler ya da yetilerle donatılmıştır. Evreni oluşturan tüm nesneler hakkında kesin bilgi edinmemiz için sadece bu ilkelere uygun bir biçimde mantığımızı kullanmamız yeterlidir.
* Sokrates (M.Ö. 469 – 399 ) : Ahlaki doğruların ve erdemlerin bilgisinin insanın ahlaklı olabilmesinin zorunlu koşulu olarak gördüğü bilgidir. Sokrates’e göre bu bilgi doğuştandır yani insan dünyaya bu bilgiyle gelir. Fakat insan bu dünyaya geldiğinde bunları unutmuştur. Bu yüzden bu bilgilerin hatırlanması ve bilinç düzeyine çıkarılması gerekir. Bunun Sokrates maiotik (doğurtma) yöntemi kullanır.
* Platon (M.Ö. 427 – 347) : Platon’un bilgi felsefesi varlık görüşüne dayanır. Platon’a göre varlık görünüşler dünyası ve idealar dünyası olmak iki evren vardır. Gerçek bilgi, ideaların bilgisidir. İdealar değişmez, gözle görülemez, duyularla algılanamaz olan varlıklardır. İdealar ancak akıl yoluyla bilinebilir. Bunu da filozoflar yapabilir.
* Aristoteles (M.Ö. 384 – 322) : Aristoteles’e göre var olan bir şeyle ilgili olarak gerçek bir bilgiye sahip olabilmek için onun varlığa gelişini sağlayan dört nedenin bilinmesi gerekir. Bunlar; maddi neden, formel neden, fail neden, amaçsal nedendir. Aristoteles’e göre, bilimin asıl amacı ve genel anlamı, tekili bilmektir. Bunun için yapılması gereken tekil ve tümel arasında bağ kurmak, tekili tümelden çıkarmaktır. Aristoteles’e göre, akılda bilgi üretme yetisi vardır. Varlığı varlığa getiren genel nitelikler o varlığın kendisindedir, içindedir. Masa masadır.
* Farabi (870 – 950) : Akılda bir sezgi gücü bulunduğunu, insan zihninde doğuştan getirilen düşünceler olduğunu kabul eder. Farabi bilginin üç kaynağı olduğunu söyler. Bunlar duyu, akıl ve nazardır. İşte Farabi’nin nazar dediği doğuştan fikirlerdir. Farabi’ye göre ayrıca insan zihninde sezgi adı verilen bir güç vardır. Sezgi, apaçık ve kesin bilgiye ulaşma aracıdır.
* Descartes (1596 – 1650) : Bilginin kaynağında yalnızca aklın olduğunu ve insan zihninde doğuştan düşünceler bulunduğunu savunur.Descartes’a göre insan zihninin iki temel gücü vardır. Bunlar sezgi ve tümdengelimdir. Sezgi, zihinde hiçbir kuşkuya yer bırakmayan ve en yüksek derecede açık olan bir kavrayış faaliyetidir. İnsan sezgi yoluyla bazı şeyleri açık seçik olarak bilir.Tümdengelim ise sezgi yoluyla açık seçik olarak bilinen doğrulardan ve tam bir kesinlikle bilinen olgulardan sonuç çıkarmadır.
* Hegel (1770 – 1831) : Hegel’e göre insan; varlık hakkında duyuları hiç kullanmaksızın yalnızca akıl yoluyla gerçek ve kesin bir bilgiye ulaşabilir. Çünkü aklın yasalarıyla varlığın yasaları bir aynıdır. Bunu da “Akla uygun olan gerçek, gerçek olan da akla uygundur.” şeklinde açıklamıştır. Hegel aklın ve varlığın yasaları konusunda geleneksel mantık ilkelerini reddederek diyalektik yasalar adını verdiği yasalar ortaya koymuştur. Bu yasalara göre varlığın kendini tez-antitez-sentez şeklinde açtığını savunur. (Varlık-yokluk-oluş). Bu aşamanın sonunda Mutlak Ruh vardır. Mutlak ruh gelişim aşamasını tamamlamış ve varlık dünyasını kavramıştır.
b. Ampirizm : Ampirizm, bilgimizin kaynağında yalnızca deneyin bulunduğunu söyleyen görüştür. Ampirizme göre insan zihni doğuştan boş bir levha gibidir. Bu boş levha sonradan deney yoluyla dolar.
* Locke (1632 – 1704) : Ampirizmin kurucudur. Locke’a göre tüm düşüncelerimizin ve bilgilerimizin kaynağında deney vardır. Locke iki türlü deney olduğunu söyler. Birincisi dış deney, diğeri iç deneydir. Dış deneyde dış dünyadaki varlıklar, duyularla denenir. İç deneyde ise insanın kendi zihninde ve ruhunda olup bitenlerin bilincine varılır.
Locke’a göre, insan zihninde kompleks düşüncelerin ve dolayısıyla bilginin meydana gelmesi için şu yetilere ihtiyaç vardır: Algı, bellek, ayırt etme, karşılaştırma, birleştirme ve soyutlama yetileri. Locke üç türlü bilgi kabul eder. – Sezgisel bilgi, kendi varlığının bilgisine sahip olmasını sağlar
- Duyusal bilgi, dış dünyadaki nesnelerin bilgisine sahip olmayı sağlar.
- Tanıtlayıcı bilgi, Tanrının varolduğunu kanıtlamayı sağlar.
* David Hume (1711 – 1776) : Hume, insanın her şeyi algı yoluyla bildiğini söyler. Ona göre algılar iki şekilde ortaya çıkar. Bunlar; - İzlenimler, - İdeler (kavramlar ve düşünceler)
Zihinde bulunan her şeyin, tüm izlenim, kavram ve düşüncelerin temelinde, dış dünyanın duyular yoluyla algılanması vardır. Bu algılarda belli özellikler bulunduğu zaman bunlar birbirleriyle birleştirilir.
Buna bağlı olarak Hume, nedensellik ilkesinin deneyin sonucu olan bir düşünce olması gerektiğini söyler. Yani nedensellik bir zorunluluk değil, bizim bir alışkanlığımızdır.
c. Kritisizm : İnsan zihninin güçlerine ve insanın neyi bilip bilemeyeceğine ilişkin bir araştırmadan meydana gelen felsefi yaklaşımdır. Kurucusu Kant’tır.
* Immanuel Kant (1724 – 1804) : Felsefede rasyonalizm ve ampirizm akımlarının bir sentezini yapmıştır. Kant’a göre, bilgi deneyle başlar fakat deneyle sona ermez. Kant, insan zihninde apriori (önsel) bir bilgi olduğunu savunur. Bir kısım bilgi de aposteriori olarak sonradan elde edilir.
İnsan, bilgi sürecinde, pasif olmayıp aktif bir biçimde duyular yoluyla gelen izlenimleri sınıflar, kalıplara yerleştirir ve yorumlar. Kant’a göre insan bilgisi sınırlıdır. İnsan zihni, nesneleri ve olayları gerçekte oldukları şekliyle bilemez. Nesneler, zihnin imkanlarına, yapısına ve formlarına göre bilinebilir. İnsan zihni fenomenleri (görüngü) bilebilir.
d. Entüisyonizm : Bilginin, doğrudan ve aracısız bir bilme tarzına karşılık gelen sezgi yoluyla elde edilebileceğini savunan görüşe entüisyonizm (sezgicilik) denir. Sezgiye önem veren filozoflar, rasyonel bilginin uygulama ve eylem için önem taşıdığını kabul eder. Ancak akla dayanan bilgi, nesnelerle kurulan doğrudan ve aracısız temasın sonucunda ortaya çıkan sezgisel bilginin tamlığından ve kesinliğinden yoksundur.
* Gazali (1058 – 1111) : Ona göre insan, bilgi yolunda duyulardan da akıldan da yararlanabilir ancak bu yetiler insana gerçek varlığın bilgisini veremez.Zira, gerçek ve kesin bilgi, sezgi yoluyla elde edilir. Bu bilgi türü, insan gönlüne yüce ve manevi bir algı olarak iner. Gazali, iki göz ya da akıl bulunduğunu savunur. Bunlardan birincisi, normal fiziki göz ya da akıldır. İnsan bununla maddi dünyaya yönelir ve birtakım bilgilere ulaşılır.
İnsanda bir de kalp gözü vardır. Kalbin kendisi manevi bir töz olduğu için insan onunla yani sezgiyle gerçekleri bütün açıklığıyla kavrar.
* Bergson (1859 – 1941) : Ona göre gerçekten varolan, durağan madde değil süredir. Başka deyişle gerçeklik hayattır ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir. Bergson’a göre bilmenin birbirlerinden tümüyle farklı olan iki yolu vardır:
a) Bilimlerde geçerli olan analitik yol : Akıl yada zeka yoluyla bilmeye karşılık gelen bu bilme tarzında gerçekliğin maddeden oluştuğu düşünülür. Bilimler varlık alanını parçalara ayırır. Her bilimin araştırdığı alan farklıdır. Bilimler varlığın özüne nüfuz edemez.
b) Varlığın özüne nüfuz eden sezgi : Bergson’a göre sezgi, gerçekliğin temelinde yaratıcı yaşam atılımının bulunduğunu yaşayarak anlar. Sezgi, gerçekliği yani süreyi, yaşamı içten içe duyup yaşayarak kavrar.
e. Pozitivizm : İnsan için bilgide önemli olanın yalnızca olguları araştırmak olduğunu savunan akıma pozitivizm denir. Kurucusu A. Comte’tur.
* A. Comte (1798 – 1857) : Comte, toplumu bilim yoluyla yeni baştan düzenlemeyi amaçlamıştır. Ona göre düşüncelerdeki anarşinin toplumda karmaşaya yol açtığı bir çağda, toplumun kurtuluşunu sağlayacak tek çözüm pozitivizmdir.Comte, insan için olumlu ve yapıcı olanın, yalnızca olguları gözlemleyerek tasvir etmek olduğunu öne sürer.
f. Analitik Felsefe : Neo pozitivizm yada mantıkçı pozitivizm olarak da bilinen bu anlayışa göre felsefenin asıl uğraş alanı dildir. Bu yaklaşıma göre; felsefe, varlık, değer ve Tanrı üstüne doğruluğu test edilemeyen öğretiler öne sürmemelidir. Felsefenin görevi dildeki kavramları çözümlemektir.
* Wittgenstein (1889 – 1951) : Wittgenstein, dili çevremizde olup biten bir şey, karmaşık insan faaliyetlerinin oluşturduğu bir bütün olarak görmüştür. Bütün felsefe problemlerini bir dil problemine indirgeyen Wittgenstein, felsefenin özünde bir kuram değil faaliyet olduğunu söyler.
g. Pragmatizm (Faydacılık) : Doğruyu ve gerçekliği eylemlerin sonuçları değerlendiren ve onlara fayda açısından yaklaşan felsefi akımdır. Bu akıma göre bir düşüncenin değeri, o düşüncenin pratik amaçlarına bağlıdır. Savunucuları James ve Dewey’dir
* William James (1842 – 1910) : Bütün kavramlar, bilgiler insan yaş*****, insan amacına yardımcı oldukları zaman doğrudur. James’e göre “bir düşünce yararlıdır, çünkü doğrudur; bir düşünce doğrudur çünkü yararlıdır.” Doğru bilginin ölçütü yararlı olmasıdır.
* John Dewey (1859 – 1952) : Dewey’e göre kişiye yararlı olan ve ona mutluluk veren düşünceler doğrudur. Ona göre düşünce çevreye uymayı, doğadan yararlanmayı ve mutlu olmayı sağlayan bir alettir. Bilimsel yasalar ve kuramlar başarılı olursa, yani uygulamada bir işe yararsa iyi ve doğrudur, aksi olursa yanlıştır
h. Fenomenoloji : Kurucusu Edmund Husserl’dir. Fenomenoloji özün bilinebileceğini ileri süren bir görüştür. Bu görüşe göre öz fenomenin içinde vardır ve bilinç onu yakalayabilir. Öz bilgisine varabilmek için önce bütün verilmiş bilgileri parantez içine alıp ortadan kaldırmak, yok saymak gerekir. Yani insan günlük yaşamdan edindiği bilgileri, önyargıları, din, bilim vb yolla elde ettiği tüm görüşleri bir tarafa bırakarak, onlardan arınarak, duyularla algılanan nesnelerin ötesinde bulunan ideal özlükler alanına ulaşabilir.