12 Eylül 2013 Perşembe

2009 - 2010 Meb Yeni Kiyafet Yönetmeliği

Üniversite personelinin ve hocaların “her gün tıraş olması, kravat takması, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterlerin giyilmemesi, bayan hocaların edeb-i muaşeret kuralları çerçevesinde giyinmesi”ni öngören kamu çalışanları kılık kıyafet yönetmeliği YÖK’te sakal ve kravat çıkmazına neden oldu. 1982 yılında cunta gölgesinde çıkarılan kıyafet yönetmeliğini masaya yatıran YÖK, üniversite öğretim üyelerinin kılık kıyafetlerinde esnek davranmalarını sağlamak için hukuki dayanak oluşturmak adına hukukçulardan oluşan bir komisyon kurdu.2009- 2010 eğitim öğretim yılında ilköğretim okullarında ‘mavi önlük’ uygulaması son buluyor. Yeni uygulamayla öğrenciler ‘mavi önlük’ten kurtuluyor fakat bu kez ‘okul forması’ mecburiyetiyle karşı karşıya geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı kendi internet sitesine çeşitli modeller koyarak velilerin beğenisine sunacakları ‘Okul Formaları” içinden en çok oy alan formayı önümüzdeki eğitim yılının resmi okul forması olarak belirleyecek. Öğretmenlere dönük kıyafet dayatması ise devam edecek.

Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) tarafından İstanbul, Ankara ve İzmir’de bin 601 öğretmen ve 2 bin 105 öğrenci üzerinden yaptırdığı anket öğretmenlerin yüzde 88′inin, öğrencilerin ise yüzde 98′inin mevcut kıyafet yönetmeliğinden memnun olmadığını ve serbest kıyafet uygulamasına geçilmesini istediklerini ortaya koymuştu. Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 88′i, öğrencilerin ise yüzde 98′i kıyafet serbestliği istemiş, serbest kıyafet uygulamasının okul disiplinini ve eğitimi tehdit edeceğine inananların sayısı ise öğretmenlerde yüzde 6, öğrencilerde ise yüzde 1′de kalmıştı.

YÖK’ün, üniversite öğretim üyelerinin kılık kıyafetlerinde esnek davranmalarını sağlamak için hukuki dayanak oluşturmaya çalışması ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenleri takım elbise, kıravat ve gömleğe mahkum ederek, öğrencilerde ‘mavi önlük’ uygulamasına son vererek ‘okul forması’nı zorunlu kılan yeni sistemi dayatmasını “sözde kıyafet reformu” olarak bulduklarını kaydeden Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Tek tip öğrenci ve Tek tip Öğretmen ‘ profili oluşturulmaya çalışıldığını kaydederek, reformu özgürlükten, demokrasiden, eğitim psikolojisinden ve pedagojik anlayıştan nasibini almamış sözde bir reform olarak gördüklerini söyledi.

“40 derece sıcakta kıravat, ceket, gömlek ve önlük gibi giysiler giydirmenin ilkel olduğunu” söyleyen BES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Hüseyin Çelik’in okul forması düzenlemesiyle yeni bir ilkel uygulamayı başlatarak tek tip öğrenci görüntülerini yaşatmaya devam ettireceğini, YÖK’ün ise 27 yıl önce cunta gölgesinde çıkarılan kıyafet yönetmeliğini kısmen değil toptan kaldırması gerektiğini söyledi. 27 yıl önce çıkarılan, üniversite hocalarını, öğretmenleri ve öğrencileri tek tip kıyafet giymeye zorlayan, kıyafet kuralına uymayanları bu gün bile cezalandırmaya devam eden bu yönetmelik toptan kaldırılmalı ve hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin serbest kıyafetlerle ve rengarenk giysilerle eğitim kurumlarına gelmesinin önü açılmalıdır” dedi.

İnsanların kendilerini rahat hissedebilmesi ve verimli çalışabilmeleri açısından kıyafet özgürlüğünün önemli olduğunu, öğrencilerin ve öğretmenlerin istediği gibi giyinebilmesi gerektiğini kaydeden Genel Başkan Gürkan Avcı, mevcut kıyafet yönetmeliği hem hocalarımızda hem de öğrencilerimizde monolitik bir kültürel kimlik kazandırıyor, dedi. Kıyafet dayatmasının kural ve disiplin oluşturduğu yönünde iddiaları yanlış ve sakıncalı bulduğunu kaydeden Avcı, okulda, üniversitede onlarca öğrenciye ders anlatan, sürekli ayakta ve hareket halinde bulunan hocalarımızın kravat ve takım elbise zorunluluğundan kurtarılmalıdır. Kot pantolon dahil, kıyafet serbestliğine bir an önce gidilmelidir. Eğitimi ve kurum disiplinini tehdit eden unsurları kot pantolon ve serbest kıyafette aramak, ortaçağ zihniyetidir. Eğitim ve bilim özgür ortamlarda ve özgür bireylerin kafalarında yeşerir” dedi.

1 yorum:

  1. bence de eğitim öğretim tek tip kısıtlı fakir görünümden kurtulmalı evrenselleştirilmeli korkulan ne ? bilinçli beyinler üretken fertler yetiştirmek çeşitli akıl görüş ve etkinlikler kurma çabası değilmi gelecek nesillerden beklenti lerimiz ben mi yanlış anlıyorum medeni özgürlüğü yoksa ?

    YanıtlaSil